"Bilin ki bu son dönem"

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Bilin ki bu son dönem milletvekili adaylığımızdır. Allah sağlıkla, afiyetle daim etsin hepinize, hepimize bu güzel milletimize en hayırlı hizmetleri yapmayı nasip etsin'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.04.2011 - 18:40

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, partisinin Bursa İl başkanlığı tarafından düzenlenen milletvekili aday tanıtım töreninde yaptığı konuşmada, kendi öz geçmişi ve siyasi hayatına ilişkin bilgi verdi.

Arınç, 20 yaşında başladığı siyasi yaşamında 40 yılını doldurduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:
''Bugün artık bu genç arkadaşlarımıza baktığımda bu işin sonlanması gerektiğini düşünüyorum. Meraklanmayın zaten bu son dönemimiz. Bildiğiniz gibi AK Parti tüzüğüne, doğrusu benim haberim de yoktu, konulan bir hükümle '3 dönem milletvekilliği yapanlar artık mutlaka ara vermek zorundalar. Hanım da burada şahidimdir, çoğu zaman 'Bu işi bir sonlandıralım' diye düşünmüştük. Bu kez de son defa adaylığa müracaat ettim sonra Sayın Başbakanımızla görüştük, Bursa'dan aday olmamı istedi, arzu etti. Şerefle, gururla kabul ettim ve bundan büyük bir memnuniyet duydum. Biz siyasi hayatımıza son noktayı koymayı, son defa aday olmayı düşünürken, 'Doğum yerimiz Bursa'dan adaylık da neyin nesi?' diye aklıma geliverdi. Ama bilin ki bu son dönem milletvekili adaylığımızdır. Allah sağlıkla afiyetle daim etsin hepinize, hepimize bu güzel milletimize en hayırlı hizmetleri yapmayı nasip etsin.''


"Şapkasını alıp kaçmamalı"

40 yıllık siyasi hayatında siyasetin millet için, milletin sorunlarının çözülmesi için yapılması gerektiğini öğrendiğini vurgulayan Arınç, şöyle devam etti:
''Sorunlar çözülürse millet daha huzurlu, daha mutlu yaşar, refah düzeyi daha da artar. Siyasette gelip geçici olmamalı, arkasında insan iz bırakmalı. Partiyse parti hükümet ise hükümet milletvekili ise milletvekili, sözünün eri olmalı bilgili ve kararlı olmalı. Üstelik cesur olmalı. Dik durmalı, ama diklenmemeli, haksızlıklar karşısında hiç bir zaman susmamalı, yanlışlıklara isyan etmeli. Millet iradesini hiçe sayan olursa onu affetmemeli, milletin emanetini yolda sokakta bırakmamalı ve şapkasını alıp kaçmamalı. Siyaset böyle bir şey.''


"Her şeyi mübah sayardı"

Arınç, insanların ilkeli siyaset yapanı, sözüne dikkat edeni, sözünden dönmeyeni sevdiklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
''Şimdi bugün benim ilk başladığım yer İnegöl'dü, bir selam verdim, bir gazete fotoğrafımızı basmış 'Hoş geldin' demiş altına de 'İnegöl il olmak istiyor' yazmışlar. Bir örnek olması bakımından bunu söylemeliyim; Türkiye'de il olmayı bekleyen çok ilçeler var ve il olmaya da yüz defa layıklar. Bir siyasi karar alınsa ve şuralar şuralar il olacak denilse İnegöl bunların içinde olur. Alanya, Nazilli, İskenderun olur. Geçmişte pek çok ilçeler oy almak için il yapıldı. Mesela 95 seçimlerinde Kilis böyle il oldu. Osmaniye başka bir sebeple il yapıldı. Belki Iğdır da il olmasında güvenlik tedbirleri söylenmiş olabilir. Ben size şunu söyleyeceğim; benim annem de Alanyalı rahmetli. Alanya'ya her gittiğimde 'Ne zaman il olacağız?' diye bana soruyorlar. Ben şimdi hem İnegöllüler duysun hem Alanyalılar duysun diye işte siyasette 'makusen mütenasip' denen bir örnek vermek istiyorum. Siz bunu anlayıncaya kadar ben buradan kaçarım. Hadise şu; Demirel yani defalarca gidip gelmekle siyaset yaptığını zanneden o kişinin eski cumhurbaşkanımızın yaşattığı bir olay var Türkiye'ye, o oy almak için her şeyi mubah sayardı. '5 bin mi veriyor, benden 10 bin, 3 mü diyor benden 5, emeklilik yaşı 30 olacak, her yer il olacak...' Nazilli'ye gidiyordu, 'seçimden sonra il olacaksınız plaka numaranız 80', İskenderun'a gidiyor 'İl olacaksınız plakanız 91', Beyşehir'e gidiyor 101, Seydişehir'e gidiyor 102, Alanya'ya 105... Belki de İnegöl'e geldi 110 numarayı verdi bilemiyorum. Her seçim böyle ama seçimden sonra oraları il olmuyor. Bir seçim sabrediyorlar, iki seçim sabrediyorlar, ama 'baba' o kadar inandırıcı konuşuyor ki ''Plaka numaralarınızı da verdim seçimden sonra il olacaksınız bu sözümün altını çizin' diyor. Nasıl inanmaz da oy vermezsiniz. Bir seçim böyle iki seçim böyle üçüncü seçimin başında diyelim ki o ilçeden bir heyet toplanıyor ve gidiyor babasını ziyarete. İki seçim geldin bize plaka numaramızı da verdin 'Altını da çizin' dedin ama bizi il yapmadın. Şüphesiz Demirel üslubuyla da farklı bir insan, 'Siz böyle böyle demiştiniz altını da çizin demişsiniz' dedikten sonra, Demirel'in cevabı (şimdi de üstünü çizin.)''


"Eğer popülist olsaydık bugüne kadar ayakta kalamazdık"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan da AKP'de siyaset yapanlardan da hiç böyle bir popülist yaklaşım duymadığını ifade eden Arınç, şöyle dedi:
''Bunlar oy getirecek şeylerdir belki, ama sadece bir ilçeyi il yaptığınız zaman il olmayı yıllardır bekleyen ilçeleri küstürürsünüz. Siverek'ten bahsediyorum, 30 yıl evvel kurulmuş dernekleri var. Siverik'i İl Yapma ve Kalkındırma Derneği. Bunlar hükümetleri mahkemeye verdiler. 'Bizi il yapmıyorsunuz' diye. İşi bu kadar ciddiye alanlar da var. İl olma konusu eğer bir gereklilik haline gelirse ve diyelim ki bu 100 olur 101 olur, böyle bir şeye ihtiyaç duyulursa o zaman il olmayı bekleyen ilçelerimiz kendilerini burada görebilirler. Ama şu anda bizim hükümet olarak da sadece bir ilçeyi veya iki ilçeyi il yapmak gibi bir düşüncemiz yok. Eğer popülist olsaydık bugüne kadar ayakta kalamazdık.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler