Binlerce öğrenci cezaevinde

Türkiye’de birçok öğrenci parasız eğitim istediği ya da demokratik hakkını dile getirdiği için tutuklanıyor.

Yayınlanma: 23.12.2013 - 11:34
Abone Ol google-news

Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi’nin (TÖDİ) son raporuna göre de cezaevlerinde yaklaşık 2 bin 800 tutuklu ve hükümlü öğrenci var. Bu sayının 771’i tutuklu öğrenci. TÖDİ’de de çalışan avukat Ruken Gülaacı tutuklu öğrenci sayısının her gün değiştiğini belirterek “Öğrencilerin, basın açıklamaları, 1 Mayıs ve nevroz kutlamaları ile cenazeler ve anmalar gerekçe gösterilerek tutuklandıkları ve Terörle Mücadele Yasası kapsamında yargılanarak ağır cezalara çarptırıldıkları gözlemlenmekte” diye konuştu. Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, tutukluluk konusunun Türkiye’nin son yıllarına damgasını vurduğunu belirterek “Terörle Mücadele Kanunu kapsamında genel olarak yaratılan bir damga var ve muhalif gruplara yönelik olarak büyük bir rüzgar estiriliyor” dedi. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere ise öğrencilerin düşüncelerini özgürce ifade edebilmesi gerektiğini kaydetti.

TÖDİ’nin verilerine göre Türkiye genelindeki tüm cezaevlerinden hükümlü ve tutuklu yaklaşık 2 bin 800 öğrenci var. Bu rakamın 771’i ise tutuklu. Anayasa hukuku uzmanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında Gezi Parkı sonrası bir rüzgâr estirildiğini, bu süreç ve uygulamaların anayasaya aykırı olduğunu belirterek “Anayasanın 19. maddesine yani anayasanın kişi güvenliği ve özgürlüğü maddesine açıkça aykırı” dedi. Mustafa Balbay kararını anımsatan Kaboğlu, uzun tutukluluğun anayasaya ve insan haklarına, Avrupa Mahkemesi Sözleşmesi’ne aykırı olduğuna karar verilmesinin buzdağının görünen yüzü olduğunu söyledi. Kaboğlu özetle şunları kaydetti:

“Gazetecilerin, öğrencilerin, politikacıların tutukluluğunun esasen uluslararası normlara ve anayasaya aykırılık durumu ortaya konulmalıdır. Balbay kararında olduğu gibi dileriz ki tutuklu öğrenciler konusunda da bir açılım olur. Sadece Anayasa Mahkemesi’nden de medet ummamak lazım. 2 durum var. Birincisi bu kadar kolay suçlama yaratan düzenlemeleri gözden geçirmek ve bu konuda yeni yasaklayıcı düzenleme yapmak gerekiyor. İkincisi ise de muhalifleri suçlayıcı bilgi kirliliğine her gün neden olmamak gerekiyor.”

Tutuklu öğrenciler eğitim alamıyor

Avukat Ruken Gülağacı da öğrencilerin tutuklu kaldıkları sürelerde derslere giremedikleri gibi cezaevi idaresinin uygulamaları sebebiyle ders notlarına ulaşmakta zorlandıklarını belirterek sınavlara giremediklerini söyledi. Gülağacı “Sınavlara girebilseler dahi ring aracında geçen saatler ve notlara ulaşamamanın sonucunda sınıflarını geçemiyor ve eğitim hakkından yoksun kalıyorlar. Bazı okullar tutuklu öğrencileri sınavlara almak isterken bazıları ise bunu kabul etmiyor” dedi. TMK kapsamında yapılan olağanüstü yargılama ve usulleri ile tutuklu öğrencilerin hükümlü öğrenciler olmaya başladığına dikkat çeken Gülağacı, Marmara Üniversitesi öğrencisi Emine Akman’ın, “terör örgütü üyeliği” ve “patlayıcı madde bulundurmak” suçlamalarıyla yargılandığı davada 7 yıl 3 ay 21 gün hapis cezası aldığını ve yattığı süre göz önüne alınınca tahliye olduğunu anımsattı.

Öğrenciler düşüncelerini özgürce ifade edebilmeli

Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, parasız eğitim hakkı isteyen öğrencilerin tutuklandığını. daha sonra da parasız eğitim hakkını Başbakan’ın bütün öğrencilere sunduğunu belirterek “Akademik özgürlükler içerisinde üniversite bileşeninin en önemli unsuru öğrencilerdir. Üniversite öğrencilerinin düşüncelerini özgürce ifade etmesi akademik özgürlüğün temelidir. Öğrencilerin taleplerini gayet masum akademik özgürlükler çerçevesinde yorumluyoruz” dedi. Demokratik toplamlarda iktidarları yönetenleri eleştiren kesimlerin mutlaka olacağını ifade eden Yeşildere “Bu kesimin içindeki en önemli unsur üniversite bileşenleridir. Öğrenciler, öğretim üyeleri eğer konuşmazlarsa o ülkede demokrasiden bahsetmek mümkün değildir. Dolayısıyla ceza almalarına, tutuklu kalmaları veya yeniden ceza verilmesi konumlarına karşıyım” diye konuştu.

Prof. Yeşildere’nin değerlendirmesi

Yeşildere, Başbakan’ın öğrenci aflarıyla ilgili açıklamasını ise şöyle değerlendirdi: “En son YÖK’te yapılmayı planlanan düzenlemenin de üniversitedeki öğrenci eylemlerinin önüne bir set çekmek olarak düşünüyoruz. Öğrencilerin üniversitede yapacakları herhangi bir eylemde üniversiteden atılmaları veya ceza almaları durumunda geçen süre eğitim öğretim süresi olarak gösterilirse öğrenciler üniversiteden uzaklaştırılacak. Akademik özgürlükler kapsamında öğrenciler temel hak ve özgürlüklerini, düşüncelerini ifade edebilmelidir.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler