Bu acı dinmez... ‘30 bine davadan vazgeç’
Türkiye’yi kahreden, 12 kişinin öldüğü Aladağ’daki yurt yangınının ilk duruşması yapıldı. Aileler, sanıkların baskı yaptığını, yaralı kurtulan çocuklar da yangın merdiveni kapısının kilitli olduğunu anlattılar.
Adana’nın Aladağ ilçesinde 29 Kasım 2016’da Süleymancılara ait öğrenci yurdunda 11’i öğrenci 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 24 öğrencinin de yaralandığı yangınla ilgili davaya dün Kozan Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. İhmaller zinciriyle göz göre göre gelen faciada sanıklar itfaiyeyi suçladı. Yangından yaralı kurtulan çocuklar, yangın merdiveninin kapısının sürekli kilitli olduğunu anlatırken, acılı aileler ise sanıkların kendilerine baskı yaptığını davadan vazgeçmeleri için para teklif ettiğini açıkladı.
Kozan Adliyesi’ndeki duruşma öncesi aileler, ellerinde ölen çocuklarının adları yazılı pankartlarla adliye önünde toplandı. Sosyal Haklar Derneği üyeleri ile birlikte yürüyen acılı ailelere, TBMM Aladağ Komisyonu üyesi milletvekili Mustafa Balbay, CHP milletvekilleri Elif Doğan Türkmen, İbrahim Özdiş, belediye başkanları, sendikalar, derneklerin temsilcileri, TBB, 16 kentin baroları destek verdi. Kızını kaybeden Zeliha Avcı, “Bu suçluların yakasını öbür dünyada da tutacağız. Devlet cezasını vermezse biz vereceğiz” diye ağladı. Kızı Sümeyye’yi kaybeden diğer kızı Fadime de yaralı kurtulan Ahmet Yetim “İki kızımdan biri yaralı, birini kaybettim. Bunun için yollara çıktım” dedi. Yangında kızı Tuğba’yı kaybeden Teslime Aydoğdu ise ”Bu dünyada ben, ahrette Allah soracak hesabını onlardan. Hayatımın en kıymetli varlığını gasp edip göz göre göre yaktılar evladımı. Çocuğumuzun külünü bile göstermediler bize” dedi.
Duruşma salonu yetersiz kalınca Kozan Ticaret Odası (KTO) toplantı salonuna taşınan mahkemeye, yangında yaralanan 4 mağdur çocuk da getirildi. Sanıklardan Yurt Müdürü Cumali Genç, yangında yaşamını yitiren 12 çocuk arasında kendi çocuğunun da olduğunu, eşinin de yaralandığını belirterek, “Elektrik, su, kalorifer tesisatı geniş çalışma yapılmış, tadilattan geçmişti. Gelen itfaiyede sadece 2 kişi vardı. Vatandaşlarla birlikte kurtarma yaptık, merdiveni duvara dayadık, çocukları bu şekilde almaya çalıştık. Yangın tüpleri bakım için gönderilmişti. Kış nedeniyle pencereler de kapalıydı. Bu nedenle üçüncü katın penceresine taş atarak oradakilere ulaşmaya çalıştık. Çocuklar hafta sonu da evlerine gidiyorlar, bu nedenle yangın tatbikatı yapılamadı. Yangın merdivenlerinin kapıları açıktı, belki çocuklar oynarken kolları düşürmüş olabilir. İtfaiyenin kıyafetleri yoktu. Bu kadar uzun sürmesinde itfaiyenin büyük kusuru vardır” dedi.
Yurdun ait olduğu derneğin yönetim kurulu üyesi Mahir Kılınç, yurdun 45 yıldır hizmet verdiğini, yapılacak tadilatlara, yurt müdürü Cumali Genç’in karar verdiğini belirtti. Elektrik dağıtımı yapan firmanın olay günü sayacı değiştirdiğini söyleyen Kılınç, “Bu sayaçları aldıktan sonra ilçede 3 yangın daha meydana geldi” dedi. Yönetim kurulu muhasip üyesi Mustafa Öztaş ise, “Eğer sepetli bir itfaiye aracı olsa bu çocukların hepsi kurtarılırdı” dedi.
Baskı yapıyorlar
Yangında ölen ve yaralanan çocukların aileleri sanıklardan şikâyetçi oldu. Kızı Tuğba yangında ölen Teslime Aydoğdu, “Benim kapıma kadar geldiler yalvardılar. 2 sene çocuklarımı onlara vermedim. Ama daha sonra yurt bulamayınca vermek zorunda kaldım. Çocuklarımı bile bile, çatır çatır yaktılar. Bunların hepsi yalan söylüyor. Ben yurdun içine ilk gittiğimde korktum. Okul müdürüne gittim durumu anlattım, ‘O, yurt iyi, verin’ dedi. Bu din meselesi yüzünden yaktılar iki çocuğumu da. İçimdeki acı dinmez. Herkesin burada olmasını beklerdim. Milli Eğitim, itfaiye. Ama sadece burada sanıklar var. Şu anda bize para teklif ediyorlar, korkutmaya çalışıyorlar, biz hepsinden şikâyetçiyiz korkmuyoruz” dedi. Ölen Zeliha Avcı’nın babası Mustafa Avcı da “Şu an bize bu sanıkların yakınları baskı yapıyor. Bana en son sana ‘20, 30 bin lira para verelim davadan vazgeç’ dediler. Bu sanıkların suçu yoksa bize niye para teklif ediyorlar? Ben bunların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum” dedi.
İşte paraların belgesi
Yangında ölenlerin yakınlarının hesabına para yatırıldığına ilişkin 2 belge ortaya çıktı. Sanıklardan Yurt Müdürü Cumali Genç’in avukatları Bayram Sayar, Esma Karataş ve Kadir Ozan Çelik’in imzalarını taşıyan dava dosyasındaki 29.05.2017 tarihli dilekçede, toplam 550 bin liranın değişik miktarlarda aileler adına yatırıldığı konusunda mahkeme başkanlığı bilgilendiriliyor. Dekontların ekli olduğu dilekçede “Olayda şikayetçi olup olmadıklarına bakılmaksızın vefat edenlerin her birine 30.000 TL, yaralananların her birine 10.000 TL olmak üzere toplam olarak 550.000 TL ödeme yapıldığına dair dekontların sayın mahkemenize arzı hakkındadır. Gereğini takdirlerinize arz ederiz” ifadeleri kullanılıyor.
Mağdur yakınlarından birine ulaşan dekontta ise parayı gönderenin Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği olduğu bilgisi yer alıyor.
Kurtulan çocuklar anlattı
Yangında yaralı kurtulan öğrencilerden 13 yaşındaki Seda Topbaş, mahkemede mağdur olarak ifade verdi. Topbaş, “Olay anında ders çalışıyorduk, yangın kapısına koştuk, kolu yoktu kilitliydi, her zaman kilitliydi. Nefes alamayınca atlamak zorunda kaldık. Bize hiç yangın tatbikatı yaptırmamışlardı” dedi. 14 yaşındaki Gülcan Bagir, yangın merdiveninin kilitli olduğunu bildiği için aşağı atladığını anlattı. Aynı yaştaki Emine Pertek ise “Camı açıp bağırdık ancak kimse duymadı. Arkadaşlarım peş peşe atlamaya başladı. Ben de atladım. O an kadın hocalar vardı ancak onları görmedim” diye ifade verdi.
Duruşma sonrası saldırı
Kızı yangında ölen yurt müdürünün eşi Ayşe Genç, şikâyetçi olmazken, 7 saat süren duruşmanın ardından sanıkların tutukluluğunun devamına karar verildi. Çıkışta, ortak bir açıklama yapan baro başkanları, tüm sorumluların yargılanmasını, baskı altına alınmak istenen ailelerin korunmasını istedi. Topluluk dağılırken sanık yakınları ile şikâyetçiler arasında arbede yaşandı, polis araya girerek olayın büyümesini önledi. Bu arada bazı kişiler “Ailelerin hesaplarına 500 bin lira yatırıldı” diye bağırdı. Kendilerinin satın alınmak istendiğini belirten mağdurlar “Biz satılık değiliz, ben köyden yaya geldim, devlet 5 kuruş vermedi” dedi. Arbedede sanık yakınlarının yumruklu saldırısında polisin yetersiz kalmasına tepki gösteren bazı kişiler “Biz acıyla geldik, dayak yemeye mi geldik?” diye tepki gösterdi.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt