Bu da ‘gizli’ canlı bomba!

‘Sataştım, Sataştın, Sataştı’

Yayınlanma: 26.01.2014 - 22:52
Abone Ol google-news

HSYK yasa önerisinin, TBMM Genel Kurulu’nda dondurulmadan önce yapılan görüşmelerinde iktidar ve muhalefet arasındaki yumruklu kavganın olmadığı zamanlarda yaşanan ağız dalaşı bir ara “Hırsızsın, hayır sen hırsızsın” atışmasına döndü. Parti sözcüleri, “sataşma” gerekçesiyle sık sık kürsüye çıktı. AKP Grup Başkanvekili Belma Satır, genel kurulda yaşanan kavga nedeniyle üzgün olduklarını belirtti, muhalefetin “Hırsız var, hırsız geliyor, hırsızlar” gibi tabirlerinden yakındı. Satır, bu tip ifadeleri kullanan milletvekilleriyle yargı zemininin yanı sıra siyasi alanda halka şikâyet ederek mücadele edeceklerini söyledi.

Bunun üzerine CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Satır’ın partisine sataştığı gerekçesiyle söz istedi. Oturumu yöneten TBMM Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’, “Lütfen yeni sataşmaya neden olmayın” diye uyararak İnce’ye söz verdi. İnce, “Yatak odasında kasalar çıkmış, ayakkabı kutusunda dolarlar çıkmış. Bir telaş içerisinde 2 bin polisin, savcıların yerini değiştirmişsiniz. Alelacele kanun değiştirmek istiyorsunuz. Bir telaş içindesiniz. Burada milletvekilleri bunu hatırlatınca da kaba kuvvetle bunu kapatmak istiyorsunuz. Yolsuzluğu, rüşveti, hukuksuzluğu yumrukla kapatamazsınız. Biz size hırsız demedik, biz hırsıza hırsız dedik”deyince bu kez sataşma gerekçesiyle söz isteyen AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli oldu.

Canikli, “Biz hâkim, savcı değiliz, şu anda yargıya intikal etmiş olaylar ve hadiseler var. Yargıya intikal ettirildikten sonra gereğini yargı yapar”dedikten sonra CHP’nin İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Mustafa Sarıgül’le ilgili olarak eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın konuşması ve partinin bu konuyla ilgili raporunu anımsatınca yine bir sataşma durumu gerçekleşti.

Baykal’a sataşıldığı gerekçesiyle söz alan İnce, “38 gün oldu, fezlekeler hâlâ gelmedi. Fezlekeler nerede, Akay yokuşunu geçti mi, yazılamıyor mu, bilgisayar mı bozuk?.. Adalet Bakanı’yla ilgili fezleke ne oldu? Zor durumdasınız Sayın Canikli. Sen boşver benim partimi de kendi partinde bu yolsuzluklara, rüşvete, buna isyan eden milletvekillerini niye partinizden ayırdınız, niye atmak istediniz, bana bunu anlat.”

Canikli’nin ayağa kalktığını gören Bahçekapılı, “Görüşmelerimizin bu bölümünü de ‘sataşma’ adı altında geçiriyoruz arkadaşlar. Çok merak ediyorum noktayı kim koyacak bu sataşma sürecinde” derken Canikli, sataşma gerekçesiyle söz istedi. Canikli, yine Sarıgül’le ilgili CHP MYK raporu olduğunu söyledi. Bu kez tam İnce söz isterken Bahçekapılı, “Yine belli sıralardan ‘Hırsız var’ söylemlerini duyuyorum. Lütfen bu sözü tekrar etmeyin” deyip oturuma ara vererek son noktayı koydu.

________________________________________________________________________________________________________

Mağdurum diye bağırmak huzur bozucu

Kasım ayının sonunda yapılan AKP grup toplantısında Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Mağdurum” diye seslenen bir kadın, korumalar tarafından ağzı kapatılarak salondan çıkarılmış; yine Başbakan’a derdini anlatmak isteyen başka bir kadın yerlerde sürüklenerek uzaklaştırılmıştı. Tüm bunların 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nden bir gün sonra 26 Kasım’da yaşanması dikkat çekerken TBMM Başkanlığı Meclis’te meydana gelen “koruma şiddetini” görmezden geldi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, TBMM’de korumaların kadına yönelik şiddet içeren bu davranışları hakkında herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı sorusuna olayın üzerinden bir ay geçtikten sonra yanıt alabildi. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, AKP grup toplantısına katılan bir kadının Başbakan konuşmak üzere kürsüye çıktığı sırada “Başbakanım gerçekten mağdurum, bana yardımcı olun” diyerek “huzuru ve sükûnu bozduğunu” savundu. Yakut, kadının bu gerekçeyle TBMM Koruma Daire Başkanlığı personeli tarafından sakinleştirilerek toplantı salonundan çıkarıldığını belirtti. Yakut, bugüne kadar yapılan AKP grup toplantılarını takip etmemiş olacak ki; her AKP grubunda sürekli atılan sloganlarla stadyumu andıran bir atmosferde “toplantı huzurunun olduğunu” savundu. Yakut’un yanıtına göre AKP grup toplantıları boyunca atılan “Türkiye seninle gurur duyuyor”, “Dik dur eğilme, bu millet seninle” ve “Recep Tayyip Erdoğan” tezahüratları huzur bozucu sayılmıyor.

Sonuç: Başbakan’ı öven yüksek sesli tezahüratlar “huzur ve sükûnu bozmuyor”... TBMM’de kadınlara uygulanan koruma şiddeti hakkında da herhangi bir soruşturma yok...

______________________________________________________________________________

Bu da ‘gizli’ canlı bomba!

Yolsuzluk, rüşvet operasyonunu örtmek için elindeki her olanağı ve her yöntemi kullanan AKP’lilerin son icraatı malum CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’a yumruklu saldırı oldu. Bu olaydan birkaç gün önce toplanan TBMM Başkanlık Divanı’nda, Meclis’te, olası saldırılara karşı bir “bomba imha ekibi” oluşturulması kararı aldı. Divan toplantısında CHP’li TBMM İdare Amiri Malik Ecder Özdemir, HSYK görüşmeleri sırasında eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaolu’na “uçan tekme”siyle de siyaset tarihine geçen AKP’li Zeyid Aslan’ı kastederek TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e “Asıl canlı bomba Genel Kurul’da. Sürekli küfreden, kavga çıkaran, olay yaratan Zeyid Aslan’la ilgili ne gibi bir girişimde bulundunuz” diye sitem etti. Çiçek, bu tür olaylardan üzüntü duyduğunu belirtip konuyu kapatsa da birkaç gün sonra, Meclis Genel Kurulu’nda AKP’li Oktay Saral, hiç beklenmedik bir anda yerinden fırlayıp CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’a yumrukla saldırıp hastanelik etti. Oktay Saral, Meclis’te öyle çalışmalarıyla ön plana çıkan bir isim değildi, ama yumruğuyla bir anda “meşhur” oluverdi. Şimdi CHP’liler, Meclis’te tanınan, bilinen “canlı bomba”nın yanı sıra AKP içindeki diğer “gizli” canlı bombalara karşı önlem alınması için Çiçek’ten, “etkin çözüm” bekliyor.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler