'Bunlar yalancının daniskası'

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Esenler Tepe Meydanı'nda yaptığı konuşmada, HDP'nin barışı sağlayacak tek parti olduğunu belirterek, "Biz artık istiyoruz ki, yaşanan zulümlerde devletin ve hükümetlerin bizlere, yani bu toprakların öz evlatlarına yaptıklarından dolayı, biz artık kini, öfkeyi hep birlikte bir taraf bırakalım, geleceğimize bakalım istiyoruz." dedi.

Yayınlanma: 22.04.2015 - 19:50
Abone Ol google-news

"Biz diyoruz ki teklik Allah'a mahsustur, birlik olmak lazım" diyen Demirtaş, "Dillerimiz ayrı olsun, inançlarımız, mezheplerimiz ayrı olsun, kimliklerimiz ayrı olsun, önemli değil. Gönüllerimiz bir olsun. Bu ülkede kardeşçe, barış içinde, eşitçe yaşamanın formülünü ortaya koyuyoruz" diye konuştu.

"SENDEN VERGİ ALIRKEN, KÜRT MÜSÜN, TÜRK MÜSÜN, ÇERKEZ MİSİN, ARAP MISIN DİYE SORUYOR MU?"
Selahattin Demirtaş, devletin vergi alırken anadile göre ayırmadığını, herkesten vergi aldığını ifade ederek, "Çiğ köfteciden de ayrı para alıyor, yanındaki telefoncudan da alıyor. Senden vergi alırken, Kürt müsün, Türk müsün, Çerkez misin, Arap mısın diye soruyor mu? Sormuyor. Kuruş kuruş, tıkır, tıkır alıyor. Ama sana o vergiyi hizmet olarak geri verirken, okulda 'İlle Türkçe alacaksın' diyor, hastanede, adliyede 'Türkçe alacaksın' diyor. Olmaz işte..." şeklinde konuştu.

"DEVLET NE DİYORSA, BAŞBAKAN HANGİ EMRİ VERİYORSA, GELİP ONU DİN OLARAK ANLATIYORLAR"
Demirtaş, "Biz zorunlu din dersini kaldıracağız dediğimizde, dikkat edin Ankara'dakiler feryat figan 'Bunlar dini kaldırıyor' diyorlar" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yalancının bunlar daniskasıdır. Yalan üzerinde siyaset yapmayı öğrenmişler. Diyanet eğer gerçekten herkese eşit din hizmeti sunsa, baş göz üstüne. Eğer Allah'ın dinini öğretse, yine baş göz üstüne. Çarpıtarak, kendi hesabına, kılıfına, kitabına uydurarak, devlet ne diyorsa, Başbakan hangi emri veriyorsa, gelip onu din olarak anlatıyorlar. Oysa anlatacağı dinin emri bellidir. Allah'ın verdiği dini anlatacaklar, Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın emirlerini anlatmayacaklar. Biz bu yüzden Diyanet olmaz diyoruz. Diyanet devletin dinini anlattığı için kaldıracağız diyoruz."

"DİNİ BİR PATRON GİBİ HALKIN ÜZERİNDE BİR ZORBA OLARAK KULLANMAK"
Selahattin Demirtaş, camilere hizmet yapılacaksa, ihtiyaç varsa devlet bütçesinden yapacaklarını aktararak, şu ifadeleri kullandı:

"Oranın imamı, müezzini, ihtiyaç mı var, devletten biz karşılayacağız. Ama şu anda Diyanet'in yaptığı şey dini kendi elinde tutmak. Dini bir patron gibi halkın üzerinde bir zorba olarak kullanmak. Diyanet bunun aracı haline gelmiş. Cuma günü hutbede ne okunacağını, Ankara'dan gelen faksla, kendileri emirle karar veriyorlar. Buradaki hoca okumayı bilmiyor mu hutbeyi? Bırakalım camideki hoca kendi cemaatine ne anlatmak istiyorsa özgürce anlatsın, özgürce konuşsun. Hangi dilde konuşmak istiyorsa, kendi karar versin. Diyanet İşleri Başkanlığı bu nedenle bu ülkede din hizmeti vermiyor, kusura bakmasınlar."

"SİZ İSRAF YAPIYORSUNUZ, O YÜZDEN SİZİ KALDIRACAĞIZ, KUSURA BAKMAYIN"
Demirtaş, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bastırdığı kitaplara dikkat çekerek, "İsraftan başka bir şey değil. Hepsi en pahalı kağıttan, en pahalı ciltten. Trilyonlarca para harcıyorlar, çoğu da kendi reklamlarıdır. O paralar nereden çıkıyor? Fakir fukaraya dağıtmamız gereken parayı Diyanet İşleri Başkanlığı kendi reklamında kullanıyor. Bize de gönderiyorlar, Meclis'e geliyor kitaplar böyle cilt cilt, pahalı pahalı basmışlar. Ne gerek var, dinimize aykırı değil mi, israf. Buradaki şu Hz. Ali Camii'ndeki müezzin, imam ne kadar para alıyor? Fukara kendisi geçinemiyor, ama onun Diyanet İşleri Başkanı 1 trilyonluk lüks Mercedes'e binip dolaşıyor. Bu mudur din? Sonra biz Diyanet'i kaldıralım dediğimizde yaygara koparıyorlar. Niye? Rahatları bozulacak, lüksleri bozulacak. Kusura bakmayın, İslamiyetse, İslamiyette lüks yoktur, israf haramdır. Siz israf yapıyorsunuz, o yüzden sizi kaldıracağız, kusura bakmayın. O parayı yoksula, fakire, fukaraya dağıtacağız" diye konuştu.

"BİR BAŞBAKAN YURTDIŞINA GİDECEK, BİR UÇAK DOLUSU, NE KADAR YANDAŞ VARSA DOLDURUYOR"
"Bir bakan yanına 20 kişiyi almadan seyahat etmiyor" diyen Demirtaş şöyle devam etti:
"Onun uçak parası, otel parası, yemek parası kimden çıkıyor? Bizden çıkıyor. Bunlar israf değil mi? Bir başbakan yurtdışına gidecek, bir uçak dolusu, ne kadar yandaş varsa dolduruyor. Onların otel parası, yemek parası, gezme tozma parası... Kim veriyor? Biz veriyoruz. Gidin bakın, devletin hangi yetkilisi, kaymakamı bile... Devletin bütün israf kaynaklarının musluğunu açmışlar. Nedir? Biz devletiz diyor. Halkın kendisi alınteriyle atölyede çalışan, halk otobüsünde yer bulamıyor. Sabah işe giderken halk otobüsünde yer bulamıyor. Ben bu halkı yönetiyorum diyen kaymakam, valinin forsundan geçilmiyor."

"ALTIN KAPLAMA OLMAZSA BOĞAZINDAN GEÇMİYORMUŞ SU"
Demirtaş, "Sadece bu israfı önlesek, saraydaki ampullerin birkaçını kapatsak, yüzlerce asgari ücretlinin maaşı çıkıyor. Günlük 40 milyar sarayın elektrik faturası. Bir tek su bardağı sarayda, ben söylemiyorum, bunu yazdılar, çizdiler, saray inkar edemedi, su içiyorlar ya su, bir tane su bardağı asgari ücretten fazla. Altın kaplama olmazsa boğazından geçmiyormuş su" dedi.

"BİN DEFA BATSIN ÖYLE KOLTUK, ÖYLE DEVLET"
HDP lideri, "Biz şirket değiliz. Şirketler en fazla kârı elde etmek için uğraşırlar. Şirketler para için çalışır, devletler, hükümetler değil. Devletin, hükümetin işi parayı halka dağıtmaktır. Eğer buradaki bebekler, çocuklar karnı doymadan uyuyorsa, sağlıklı beslenemediği için ölüyorsa, bin defa batsın öyle hükümet, bin defa batsın öyle koltuk, öyle devlet" diye konuştu.

"ZORUNLU ASKERLİK KALKACAK"
Selahattin Demirtaş, zorunlu askerliği kaldıracaklarını belirterek, "İsteyen askere gider askerliğini yapar, isteyen der ki 'Ben askerlik yapmayacağım, ama bu mahalledeki yaşlı bakım evinde 2 ay ücretsiz çalışacağım, yaşlılara bakacağım.' O da bir hizmettir. İsteyene seçenek sunacağız. Diyecek bir gencimiz, 'Ben askerlik yapmak istemiyorum ama burada mahalle muhtarının yanında 3 ay katiplik yapacağım'. O da bir hizmettir, ücretsiz bizim muhtarımıza yardım etsin. Biz gençlerin önüne bu seçenekleri koyacağız. İstediğini tercih edecek" dedi.

"O KADAR GAZ ALIP HALKIMIZA SIKACAĞIMIZA, O GENÇLERE 200 TL'LİK KART VERELİM, OLMAZ MI?"
Fazla askere ihtiyaçlarının olmayacağını söyleyen Demirtaş, "Çünkü HDP geldiği gün, bu ülkeye barış gelecek. İçi ile, dışı ile barışık bir Türkiye olacak. Bu kadar askere para harcamaya gerek yok. Asker sayısını yarıya düşürsek bile, elde edeceğimiz tasarrufla bütün gençlere, tamamına, 15 yaştan 25 yaşa kadar her birine ayda 200 TL genç yaşam kartı vereceğiz, istediği gibi özgürce kullanacak. Kaynak nerede diyorlar, al sana kaynak. Her gün bir askerin, bir erin, bir erbaşın kışladıki maliyetini o gencin cebine koyacağız. Kışlada harcayacağımız parayı bu gencimiz sokakta, ulaşımda, otobüste, internette, telefonda harcayacak. Askere, tanka, topa, panzere, TOMA'ya bu kadar para harcayacağımıza, o kadar gaz alıp halkımıza sıkacağımıza, o gençlere 200 TL'lik kart verelim, olmaz mı? Kaynak nerede diyorlar. Türkiye'de kaynaktan çok ne var?" diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler