Cemaat oyları nereye gitti?
Yerel seçim sonuçları CHP için ne anlam ifade ediyor?
Türkiye en kritik seçimlerinden birini yaşadığı 30 Mart seçimlerine büyük umut bağlayan CHP; AKP odaklı “yolsuzluk ve rüşvet tapeleri” üzerine kurduğu seçim stratejisi ve “Türkiye’nin birleştirici gücü” sloganıyla merkez sağdan saflarına kattığı adaylarla götürdüğü seçim yarışında 2002 seçimlerinden bu yana en yüksek oyu aldı. Ancak çok daha büyük beklentilerin adresi konumunda olması dolayısıyla CHP için belediye başkan adaylarının yer aldığı reklam filminde seslendirdikleri Şenay’ın o ünlü şarkısının tersine “hayat bayram olamadı.” Seçmen, CHP’nin “başarılı” belediyelerini oy oranını artırarak “ödüllendirdi.”
Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere “simge” kentleri hedefine koyan CHP yönetimi, elinde bulundurduğu 3’ü büyükşehir 4 kenti kaybetmenin şokunu yaşarken Hatay, Yalova ve Burdur’daki başarıyla avunmak durumunda kaldı. CHP’de en büyük moral bozukluğu ise halen “itirazlı” olan Ankara’da seçim yarışını, “seçim hileleri, sandığa yeterince sahip çıkılamaması” gibi nedenlerle kaybetmesi oldu. CHP’deki belediyelerin “başarılı” olduğu yerlerde oy grafiğini artırması dikkat çeken CHP, en büyük şaşkınlıklardan birisini ise “kalesi” konumunda olan İzmir’de 8 ilçede açılan gedikle yaşadı. “Kent ve kıyı partisi” konumunu, kısmen “hasar” alsa da sürdüren CHP; Doğu ve Güneydoğu ile Eskişehir ve Ankara dışındaki İç Anadolu’da varlık gösteremedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, seçim sonuçlarının “istedikleri gibi olmadığını”, ancak oy oranlarına bakıldığında bunun “başarısızlık” olarak da nitelendirilemeyeceği görüşünde. Yerel seçimlerin hem siyasi olarak bir “referandum” karakteristiği hem de “bütünşehir” düzenlemesi nedeniyle “genel seçim”e benzer sonuçlar doğurduğuna dikkat çeken Günaydın, 2010 referandumundan bu yana AKP yandaşlığı ve seçmeninde önemli düşüş olmasına karşın CHP oylarında artış olduğuna dikkat çekti. AKP’nin 2011 seçimlerinde 21 milyon 399 bin seçmenden aldığı yüzde 49.8 oyla iktidar olduğunu belirten Günaydın, 2014 seçimlerinde ise oy seçmen sayısında 1 milyon dolayında gerileme olduğunu, buna karşın CHP’nin yaklaşık 2 milyon artırdığını belirtiyor. 2002’den bu yana CHP’nin oy oranının yüzde 18’ler düzeyinden yüzde 29.6’ya yükselerek yüzde 30 bandına dayandığını belirten Günaydın, “Hedefimiz yüzde 30 bandına oturmaktı. Bundan 0.4’lük de olsa bir sapma olmuştur. Ancak CHP sürekli yükseliş trendinde olan bir parti olduğunu da ortaya koymuştur” görüşünü belirtiyor.
Cemaat oyları nereye gitti?
Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP, seçim kampanyası boyunca, kıyasıya kavgaya giriştiği ve “paralel yapı” olarak adlandırdığı Gülen cemaatinin, seçimlerde kendisini devirmek için CHP ile işbirliği yaptığı tezini işledi. Cemaatten yapılan açıklamalarda, “belli parti tercihi yerine, aday tercihi” yapılacağı duyuruldu. Ancak seçim sonuçlarına bakıldığında cemaatin seçimlerde “belirleyici” bir seçmen tabanına sahip olmadığı görülürken CHP’ye “seçim kazandıran” ya da oyunu artıran bir oy desteği sağlamadığını da oy oranları ortaya koydu. Seçim sonuçlarının ortaya koyduğu çarpıcı bir sonuç ise bazı bölgelerde CHP ile MHP arasındaki oy geçişkenliği oldu. Niketim Trakya’da CHP oyları MHP’ye kayarken Ankara ve İstanbul’da MHP oyları büyük ölçüde CHP’de toplandı.
Yavaş rüzgârı Ankara’da kaldı
CHP Eskişehir dışında 30 Mart seçimlerinde de İç Anadolu bölgesinde varlık gösteremedi. CHP’nin Ankara ve Eskişehir dışında da genel olarak oyları İç Anadolu bölgesinde düştü. Ankara’yı Mansur Yavaş’la kazanacağına kesin gözüyle bakan CHP; başkente oy oranını kendisi açısından “rekor” denilecek oranda yaklaşık yüzde 12 dolayında artırdı. AKP’nin bakanlarıyla “baskı kurduğu ve seçimlere şaibe bulaştığı” iddialarının gölgesinde açıklanan sonuçlara göre Ankara’yı kaybeden CHP’de en büyük moral bozukluğu da bu sonuç oldu. Sandıklara “yeterince sahip çıkamadığı” eleştirilerinin odağındaki CHP, büyükşehir oylarında yaşadığı patlamayı ilçelerde yapamadı. 2009’da Çankaya ve Yenimahalle’nin yanı sıra Ayaş ve Kalecik’i elinde bulunduran CHP, 2014 seçimlerinde Ayaş ve Kalecik’i kaybetti. Buna karşılık Çankaya ve Yenimahalle’de oylarını artırdı. AKP’nin “bütünşehir” düzenlemesi Yenimahalle’de ters etki yarattı. Yaklaşık 90 bin seçmeni barındıran Çayyolu, Çankaya’ya bağlanmasına karşın Yenimahalle’de belediye başkanı Fethi Yaşar, oylarını 10 puan artırarak ve AKP’ye 13 puan fark atarak seçimi yeniden kazandı. Bunda Fethi Yaşar’ın başkanlığı dönemindeki başarılı performansı etkili oldu. CHP Çankaya’yı da yine yüzde 65’e yakın oyla kazanırken Çayyolu’ndan gelen oyların yanı sıra ağırlıklı olarak Çankaya’da oturan CHP seçmeninin her zamankinden daha fazla sandığa gitmesi ve Alper Taşdelen’in “genç başkan” imajı etkili oldu.
Yalova, ‘İnce’ direnç kazandırdı
2009’da il belediye başkanlığı konusunda Marmara’da “sıfır” çeken CHP için “itiraz”la aldığı Yalova bölgedeki “nazar boncuğu” oldu. AKP’nin önce 1 oyla kazandığı Yalova’da, Yalova Milletvekili ve CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin olağanüstü mücadelesi sonuç verdi ve AKP’nin YSK’ye itiraz kararına karşın CHP Yalova’da, sandıklara ve oylara sahip çıkmanın karşılığını aldı.
CHP’nin yerel seçimlerde “mutlaka alınmasını” hedeflediği kentlerin başında gelen İstanbul’da Mustafa Sarıgül’le girdiği yarışta oy oranını artırmakla birlikte başkanlık yarışını yaklaşık yüzde 7 gibi önemli bir farkla kaybetti. 2009 seçimlerinde aday olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na göre partinin puanlarını yaklaşık yüzde 3 artıran Sarıgül’ün bu performansı seçimi almaya yetmedi. Sarıgül’ün, Şişli’deki başarısı ve “cemaat” dahil her kesimden “oy alma” potansiyeline karşın kaybetmesi, CHP yönetimine göre mevcut belediye başkanı Kadir Topbaş’ın gücünden kaynaklanıyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Günaydın, AKP’nin Topbaş değil de başka bir isimle yarışa girmesi halinde İstanbul’u kesinlikle alabileceklerine dikkat çekiyor. CHP İstanbul’da 2009 seçimlerinde 12 ilçe belediyesi kazandı, Mustafa Sarıgül’ün CHP’ye geçmesiyle Şişli de sonradan CHP’ye katılınca sayı 13’e yükseldi. Seçimlerde Şişli’nin yanı sıra Beylikdüzü’nü de kazanarak ilçe belediyesi sayısını 14’e yükseltti. CHP İstanbul Mileletvekili İhsan Özkes, biraz da Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun “emrivakisi” ile CHP’nin fazla iddiasının olmadığı Üsküdar’dan aday gösterilince, ilk kez CHP ilçede “seçimi alma” çizgisine geldi.
Kalede gedik açıldı
İzmir’de 2009 seçimlerinde 31 ilçeden 30’unu alan CHP; 2014 seçimlerinde “tulum” çıkarmayı hedefliyordu. Ancak hesap tutmadı. AKP, 2014 seçimlerinde Torbalı, Kemalpaşa, Kınık ve Menderes, Ödemiş ve Selçuk’ta belediyeleri aldı. CHP, Aliağa ve Kiraz’ı MHP’ye kaptırdı. CHP’nin oy oranı 2009’a göre yüzde 55.2’den 49.6’ya geriledi. Aynı şekilde, il genel meclisinde yüzde 48’den, 45.8’e geriledi. İzmir’de aday listelerinde, büyükşehir belediye başkanlığına yeniden seçilen Aziz Kocaoğlu, neredeyse tek belirleyici oldu. Öyle ki İzmir metropol ilçelerin belirlendiği 10 Şubat’taki parti meclisinden bir gün önce toplanan MYK’de, genel merkez yönetiminin belirlediği isimlerin sızması üzerine Kocaoğlu itiraz ederek “istifa” resti çekince, listesinin hemen tamamını PM’de kabul ettirdi. Ancak bu değişiklik, örgütte kırılmalara yol açtığı gibi MYK’de ismi Aliağa için gündeme gelen Hakkı Ülkü, Kocaoğlu’nun listesinde yer almadığını görünce DSP’den aday oldu ve CHP bu ilçede belediyeyi MHP’ye kaptırdı.
Başarılı belediyeler ödüllendirildi
CHP, ilk kez büyükşehir olarak seçim yarışına giren Aydın ve Muğla ile İç Anadolu’daki AKP egemenliğine rağmen Eskişehir’de oylarını artırarak belediyeleri tekrar kazandı. 2009 seçimlerinde seçimleri yüzde 26 ile ve AKP’den sadece yüzde 0.6 oy farkıyla alan belediyeyi alan Özlem Çerçioğlu, büyükşehir olan Aydın’da oylarını yüzde 43.8’e çıkararak ve en yakın rakibi AKP’ye yüzde 14 fark atarak ikinci kez seçildi ve CHP’nin kazandığı ilçe sayısını da artırdı. Aydın gibi ünlü tatil beldelerini bünyesinde barındıran Muğla’da da yeniden aday gösterilen Osman Gürün, oylarını 3 puan artırarak yüzde 48.1’le büyükşehir belediye başkanı oldu.
Eskişehir’de de 2009 seçimlerine DSP’den aday olarak giren Yılmaz Büyükerşen, ilk kez CHP adayı olarak girdiği 30 Mart seçimlerinde yeniden seçilirken CHP’yi Eskişehir’de yüzde 45’ler seviyesine taşıdı. Belediye hizmetlerinden memnun olan Eskişehir halkı, iki büyük merkez ilçeden Tepebaşı’nda “yeniden CHP” derken AKP’nin elinde olan Odunpazarı’nı da Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’u aday gösteren CHP’ye verdi.
‘Çözüme karşı’ algısı kırılamadı
CHP ile birleşen SHP’nin 1989’daki ünlü Kürt sorunu raporu, hazırlandığı dönemde oldukça tartışılmış ve Türkiye’de sorunun adının ilk kez konulduğu kapsamlı bir rapor olarak da tarihe geçmişti. Ancak SHP’nin kendini feshederek birleştiği CHP, özellikle 2000’li yıllardan sonra hızla bölgede oy kaybetti. 2007, 2011 genel seçimlerinde CHP’nin bölgeden çıkardığı milletvekili sayısı parmakla sayılacak kadar azaldı. 2009 yerel seçimlerine göre küçük oy artışları dikkat çekmesine karşın tek bir il belediyesi alınamazken ilçe belediyelerinin sayısı da azaldı. Kılıçdaroğlu, geçen yaz aylarında Kürt yurttaşlarla CHP’yi bir anlamda “yeniden barıştırmak” için milletvekili heyetleri gönderdi. CHP’nin AKP ve BDP eliyle yaratılan bölgedeki “çözüm sürecine karşı” imajını silmek isteyen CHP milletvekilleri partinin 18 maddelik “çözüm paketini” bölgede anlattılar. Ancak Kılıçdaroğlu’nun da biraz “yakınarak” dile getirdiği gibi Kürt seçmen, “Söylediklerinizin tamamına imza atarız, ama biz partimize, BDP’ye oy vereceğiz” yanıtını, sandıkta da verdi. CHP; Ağrı, Hakkâri, Şırnak, Şanlıurfa, Bingöl, Diyarbakır’da yüzde 1’ler civarında oy aldı.
Trakya’da tepki oyları MHP’ye yöneldi
CHP, Trakya’daki tartışmasız üstünlüğünü sürdürdü. Yarımadadaki 3 il belediye başkanlığını da yeniden kazanmasına karşın Edirne ve Kırklareli’de önemli ölçüde oy kaybı yaşadı. Kırklareli’de mevcut belediye başkanı yerine aynı ilin millevtekili Mehmet Kesimoğlu’nu aday yapması, örgütle parti arasında gerilime yol açmıştı. Eski Belediye Başkanı Cavit Çağlayan, yeniden aday gösterilmeyince partiden istifa edip DSP’den aday olacağını açıklamıştı. Ancak Kesimoğlu’nun da girişimiyle Çağlayan istifasını geri aldı, ancak “kırgınlıklar” sandığa da yansıdı ve CHP oyları yüzde 50’den yüzde 38’e geriledi. Aynı şekilde Edirne’de de Hamdi Sedefçi yeniden aday gösterilmeyince DSP’den aday oldu ve son seçimlerde oyların MHP ile DSP arasında bölünmesiyle yüzde 57 olan CHP oyları, 30 Mart seçimlerinde yüzde 36.9’a gerilemesine karşın Edirne Milletvekili Recep Gürkan, belediye başkanı seçildi. Bu iki ilde CHP oyları gerilerken MHP oylarının artması dikkat çekti. Edirne’de 2009’da yüzde 2.5 olan MHP oylarını 30 Mart’ta yüzde 19.3’e yükselti. CHP’nin oyunu küçük farkla artırdığı tek kentse Tekirdağ oldu.
Doğu Karadeniz’de hüsran...
Batı ve Doğu Karadeniz’de 2009’da Sinop, Zonguldak, Giresun ve Artvin’i kazanan CHP, Ordu’da DSP’den seçilen Seyit Torun’un partiye katılımıyla belediye sayısını 5’e çıkardı. Ancak 30 Mart seçimlerinde, CHP Artvin ve Ordu’yu kaybederek Karadeniz’de mevzi kaybetti. Ordu’da seçimin kaybedilmesinde en büyük etken, bütünşehir düzenlemesi oldu. Torun, Ordu’da, kent merkezinin sosyal demokrat yapısı ve sevilen bir aday olması nedeniyle 2009’da ülke genelindeki oyları yüzde 1’lerde gezen DSP gibi bir partiden yüzde 52.9 gibi rekor bir oyla belelediye başkanı seçilmişti. Ancak Ordu’nun son anda büyükşehir yapılması işleri değiştirdi. CHP tek bir ilçeyi dahi alamadı. Giresun’un büyükşehir olmaması CHP’nin belediyeyi korumasında önemli etken olurken Kılıçdaroğlu’nun “En çok üzüldüğüm kayıp” diye nitelendirdiği Artvin’de şok yaşandı. Tam 3 dönem belediye başkanlığı yapan Emin Özgün’ün, önce 30 Mart seçimlerinde “aday olmayacağı”nı bildirmesi, daha sonra bu tavrından vazgeçmesi il örgütünü küstürdü. Örgütle anlaşmazlığı ve yaşanan kırgınlıklar, Özgün’ün seçimi kaybetmesinde en önemli etken oldu. CHP, Batı Karadeniz’de ise Sinop ve Zonguldak’ta belediye başkanlıklarını korumayı başardı.
Akdeniz’de Mersin ve Antalya şoku
CHP, Akdeniz’de Burdur ve Hatay’ı kazanmasına karşın Antalya ve Mersin büyükşehir belediyelerini kaybetti. Bölgenin coğrafi ve nüfus yoğunluğu olarak en büyük kenti Antalya’da yarışa, 2009 seçimlerinde başkanlığı AKP’li Menderes Türel’den yüzde 40.8 oyla alan Mustafa Akaydın ile yeniden giren CHP, son seçimde “burun farkı” ile seçimi kaybetti. CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, seçimin kaybedilmesinin ana nedeni olarak “bütünşehir” düzenlemesini gösteriyor. Her ne kadar bütünşehir etkisi olsa da Antalya, eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın memleketi ve seçim bölgesi. Akaydın’ın adaylığına karşı olduğu bilinen Baykal ile birlikte kendisine yakın milletvekilleri de Akaydın’a destek vermedi. Nitekim Baykal’a yakın isimlerden Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, seçimlerin hemen ardından, Akaydın’ı “Antalya’da kibir, şişkin bir ego kaybetmiştir. Atalya’da saygısızlık, ‘ben bilirimci’ tavır kaybetmiştir” sözleriyle Akaydın’ı topa tuttu.
CHP’nin ikinci Akdeniz şoku yaşadığı Mersin, seçim öncesinde gelen anketlerde zaten “kritik” görünüyordu. MHP’nin güçlü bir aday çıkarması, Kürt oylarının BDP’ye yönlenmesi CHP’yi zorlayan konulardı. Mevcut belediye başkanı Macit Özcan’ın yanı sıra eski kültür bakanları Fikri Sağlar ve İstemihan Talay, aday adayı oldular. Sağlar’ın kamuoyunda tanınan bir isim olması ve Mersin’de hatırı sayılır noktaya ulaşan Kürt oylarını alabileceği değerlendirmesine karşın genel merkez, milliyetçi seçmenin Sağlar’la kaybedileceği kaygısı yaşadı. Sonuçta CHP yönetimi, anketlerde Sağlar ve Talay’ın 1-2 puan önünde çıktığı gerekçesiyle Özcan’ı aday yaptı. Ancak Mersin Büyükşehir’de MHP seçim yarışında ipi göğüslerken CHP, Silifke, Yenişehir ve Mezitli belediyeleri ile yetinmek durumunda kaldı.
AKP’yi Suriye politikası ile vurdu
CHP’nin bu seçimlerde en çok “sevindiği” sonuç ise kuşkusuz Hatay’da seçimin alınması oldu. CHP tabanının tepkilerine karşın Kılıçdaroğlu’nun “risk” alarak AKP’den transfer ettiği belediye başkanı Lütfü Savaş, ilk kez “büyükşehir” olarak girdiği seçim yarışında, AKP’li eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i yüzde 41.5’lik oy oranıyla yenmeyi başardı. Ancak Hatay’ın en büyük ilçesi İskenderun’u bu seçimde kaybetti. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve eski Hatay Milletvekili olan Nihad Matkap, Hatay’da alınan sonucun, iyi yürütülen seçim kampanyasının yanı sıra AKP’nin Suriye politikasına verilen bir yanıt olduğuna dikkat çekiyor. AKP’nin “ince” hesapları da Hatay’da tutmadı. Merkez ilçe Antakya’yı almak için Alevi nüfusun yaşadığı Defne ayrı ilçe yapılırken aynı şey İskenderun’da da uygulandı. Yine Alevi-sol-sosyal demokrat kesimin ağırlıklı olduğu Arsuz, İskenderun’dan ayrıldı. Sonuçta İskenderun ve Antakya’yı AKP alırken Arsuz ve Defne CHP’de kaldı.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev