Cezaevlerinde sürgün furyası
Aynı maphus her ay başka cezaevinden mektup yazıyor.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nden Berivan Korkut, uzun süredir cezaevleriyle ilgili çalışmalar yapıyor. Dernek olarak sorunların çözümü için yetkili kurumlara başvurular yapıyorlar. Korkut ile Beyoğlu’ndaki dernek binasında OHAL uygulamalarını konuştuk. Korkut, “Dikkat çekici bir sorun, mahpusların istekleri dışında sevk edilmeleri. İstek dışı sevk oranlarında ciddi artış var. Bir mahpus her ay ayrı bir hapishaneden bize mektup yazabiliyor, bizim direkt mektuplaştığımız binin üzerinde mahpusun çok büyük bir kısmının son bir yıl içerisinde sevk edildiğini belirtebiliriz” diyor
-Cezaevlerinde “bu kadar olmaz” dediğiniz uygulamalar hangileri?
Bu uygulamalardan biri kova, leğen gibi temizlik için çok gerekli olan eşyalara sınırlama getirilmesi. Sınırlı sıcak su verilen bir mekânda yedi kişiye bir kova verilmesi, çekpas saplarının 50 santimin altına düşürülmesi, yedek nevresim takımı verilmemesi gibi uygulamalar. Biz bunları güvenlikle bağdaştıramıyoruz. Koğuşlardaki kitap sayısının 5 ile sınırlandırılması. Yine pratikte neredeyse uygulaması imkânsız olan kitapların dışarıdan getirilmesinin yasaklanması ve hapishane üzerinden kitap siparişi verilerek kitapların alınması uygulaması var. Son dönemde ağırlaştırılmış müebbet mahpus olmadığı halde ağırlaştırılmış müebbet uygulamalarına maruz kalan mahpusların sayısında artışlar var.
Tek sorun şiddet değil
-Sevklerle ilgili ne tür şikayetler alıyorsunuz?
İstek dışı sevk oranlarında ciddi artış var. Bir mahpus her ay ayrı bir hapishaneden bize mektup yazabiliyor, bizim direkt mektuplaştığımız binin üzerinde mahpusun çok büyük bir kısmının son bir yıl içerisinde sevk edildiğini belirtebiliriz. Bu sevkler kapasite fazlalığıyla açıklanıyor ama mektuplardan yola çıkarak şunu belirtebiliriz ki mahpuslar gittikleri hapishanelerde de 8 kişilik koğuşlarda 15- 20 kişi kalıyorlar. Ayrıca örneğin bir hapishanede kapasite fazlalığı nedeniyle 60 kişi sevk edildikten sonra aynı hapishaneye başka bir hapishaneden 60 kişinin getirildiğini görebiliyoruz. Mahpuslar, yargılamalarının sürdüğü ve ailelerinin oturduğu yerlerden çok uzaklara gönderilmeye başlanmış ve ciddi hak ihlalleri yaşanmıştır. Hak ihlali ve kötü muamele sadece şiddet uygulayarak gerçekleştirilmez, sürgün niteliğindeki sevklerle avukat görüşünü, aile ziyaretini zorlaştırıyorsan bu da kötü muamele ve hak ihlalidir. Ceza Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün 2016 yılı raporuna göre 49.256 mahpusun kendi istekleri dışında sevk edildiği dikkate alınırsa bu durumun vahametinin boyutları anlaşılır olabilir.
Terlikle sevk
-Sevkler önceden haber verilmeden yapılıyor değil mi?
İnsanların hiçbir hazırlık yapmadan birdenbire sevk edilmesi söz konusu... Örneğin gözlüğünü veya ilaçlarını alamadan sevk edilen mahpuslar var. Başka bir mahpus ayakkabılarını giymeye fırsat bulamadan terlikle sevk ediliyor. Kalan eşyalarını postayla gönderip posta ücretini de mahpustan talep edebiliyorlar. Ya da birçok eşyaları ya geç geliyor ya da kayboldu denilerek hiç gelemeyebiliyor. Sevklerin göz ardı edilebilecek bir başka yönü ise her sevk sırasında hapishaneye giriş aşamasında yaşanan “çıplak arama”lardır. Siz gözlüklerinizi bile alamadan apar topar sevk edilmiş olsanız dahi yeni hapishaneye giriş aşamasında çıplak aramaya maruz bırakılırsınız.
8 yıldır göremiyor
-Mahpus yakınları ne durumda?
Yaşları ilerlemiş mahpus ailelilerinden de sıkça başvurular almaya başladık. Örneğin Hamza B. adlı mahpus uzun süredir hapishanede ve babası hastalık nedeniyle 8 yıldır kendini ziyarete gelememiş. Aileden, babasının durumunun çok ağırlaştığı ve ölmeden önce oğlunu görebilmesi için Hamza B’nin ziyaret edilebilecek bir yere sevkinin istendiği bir başvuru almıştık. Babasının durumunun çok ağır olduğu ve yatağa bağlı yaşadığı düşünülürse, Batman’dan Kocaeli’ne ziyarete gelmesi imkânsız. Bizim, ailenin ve mahpusun başvuruları sonuçsuz kaldı. Bu konuda bir hak ihlali tespiti de yapılamıyor. Başka bir örnek, MNS’nin, anne ve babasının çok yaşlı olduğunu ve Marmara ilindeki bir hapishaneye ziyarete gelemediğini, kardeşinin de Erzurum’da bulunduğu belirtip yaptığı sevk talebi kapasite fazlalığı nedeniyle reddedildi.
50 bin kişi okuyamıyor
-OHAL’in başka yansımaları var mı?
OHAL’le birlikte çıkarılan KHK’ler hapishanelerde ciddi değişimlere neden oldu. Öncelikle avukat görüşlerinde ses kaydı, video görüntüsü almak ve görüşmelerin memurların yanında yapılması yasallaştı. Siyasi mahpusların görüş ve telefon hakları kısıtlandı. Mahpusları ziyaret edebilecek kişilere sınırlamalar getirildi, görüş ve telefon hakları haftada bir kereden; iki haftada bire düşürüldü. 677 sayılı KHK ile “terör örgütü üyeliği veya bu örgütlerin faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar sebebiyle tutuklu veya hükümlü” olanların merkezi ve örgün eğitim sınavlarına girmeleri engellendi. Böylece yaklaşık 50 bin mahpusun öğrenim hakkı elinden alındı. Bu düzenlemeler tutuklu ve hükümlü ayrımı yapmadığından masumiyet karinesine aykırı olduğu gibi, belli mahpus gruplarına yönelik olması sebebiyle de eşitlik ilkesine aykırıdır.
Tedaviler sınırlanıyor
-Hasta mahpuslarla ilgili neler söylersiniz?
Düzenli tedavi görme olanakları oldukça sınırlandırılmış durumda. Revire geç çıkarılma ve hastane sevklerinin aylarca yapılmaması bir sorunken, olumsuz doktor yaklaşımlarına dair şikâyetler artıyor. Hastalığı konusunda defalarca doktora gittiğini ve hiçbir tahlil yapılmadığını belirten bir mahpus hakkında yaptığımız başvuruya, kaç kere hastaneye sevk edildiğine dair cevap alabiliyoruz. Ama zaten başvuru sebebimiz doktora çıkarılmaması değil gerekli tahlillerin yapılmaması. Mahpuslar başka bir doktor talep ettiklerinde, bu durum tedaviyi ret olarak kayıtlara geçiriliyor. Buna benzer bir başvuruya verilen cevapta, mahpusun hastaneye sevk edildiğini ama gitmek istemediğini ve kuruma karşı art niyet olsun diye başvuru yaptığı cevabını aldık... Hastalık nedeniyle Bakanlık kararıyla bulundukları hapishanelere sevk edilen mahpuslar bile istem dışı toplu sevklerle başka hapishanelere gönderilebiliyor.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza