Çiçek AİHM'e gidiyor

''İrticayla Mücadele Eylem Planı'' davasının tutuklu sanığı Kurmay Albay Dursun Çiçek'in kızı ve aynı zamanda avukatı İrem Çiçek, müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi amacıyla için 22 Eylül'de 300 bin Avro manevi tazminat talebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuracaklarını söyledi.

Çiçek AİHM'e gidiyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.09.2010 - 15:02

İrem Çiçek, Dursun Çiçek aleyhine aylarca karalama ve peşinen onu suçlu ilan etme kampanyalarının düzenlendiğini ifade ederek, bunun sonucu oluşan mağduriyetin bir nebze olsun giderilmesi amacıyla 300 bin Avro manevi tazminat talep edeceklerini ifade etti.

Çiçek, AİHM'e sunulacak dilekçenin hazır olduğunu, AİMH'e başvurunun 22 Eylül'de yapılacağını kaydetti.

AİHM'e sunulmak üzere hazırlanan dilekçede, ''Çiçek tarafından hazırlandığı iddia edilen faili meçhul, sahte İrticayla Mücadele Eylem Planı-SİMEP'in onurlu ve şerefli bir insanın 3 kez tutuklanmasına, ömür boyu hapis talebiyle tutuklu yargılanmasına hukuki dayanak olabildiği'' belirtildi.

''Masum bir insanı aylarca tutuklayarak hukuk ve kamu vicdanını sızlatanların mutlaka bunun bedelini hukuk ve insanlık adına ödemek zorunda kalacaklarını görmeleri gerekmiyor mu?'' denilen dilekçede, yargıçların akıl ve hukuk dışı kararlarla Çiçek'i mağdur etmeye devam ettikleri ve Çiçek'in mücadelesini hukuk içinde sürdürmeye direndiği ifade edildi.

Dava sürecinde yaşananların ve aynı konuda ortaya konulan kanıtların taklidi kolay olan bir imzanın imza makineleriyle kolayca taklit edilebildiğini gösterdiği savunulan dilekçede, TÜBİTAK, jandarma kriminal, Adli Tıp Kurumu ve emniyet kriminal laboratuvarlarından alınan imza mukayese raporlarında ''taklidi kolay (basit tersimli), değişken (polimorf), her biri farklı özellikler gösteren imzaların mukayesesinden el ürünü olduğu ve olmadığının tespit edilmesi doğru sonuç vermez'' denildiği hatırlatıldı.

Hanefi Avcı'nın kitabına atıf

Dilekçede, Hanefi Avcı'nın ''Haliç'te Yaşayan Simonlar - Dün Devlet, Bugün Cemaat'' adlı kitabına da değinilerek, kitapta geçen ''Cemaat devlet kurumlarını ele geçirdi ve bu kurumların başında sorumlu imamlar var'' gibi cümlelere de yer verildi.

Söz konusu kitapta somut ve delillere dayalı ihbarlarda bulunulduğu belirtilen dilekçede, ''Cemaatin imamı istedi diye sahte senaryoları iddianamelerle mahkeme salonlarına taşımak ve masum insanları dört duvar arasında yaşamaya mahkum etmek insanlık suçudur'' ifadeleri kullanıldı.

Dilekçede, ''Dursun Çiçek'in üç kez tutuklanmasına ve aylarca tutuklu yargılanmasına neden olan yasa dışı delillerin yasal yollardan elde edilmeyen ve Yargıtay içtihatlarıyla delil olmadığı kesin olan faili meçhul ihbarlar, iki sabıkalı gizli tanık ifadesi, siyasi baskı altında, özel olarak seçilmiş ve talimatlandırılmış kamu görevlilerince hazırlanan şaibeli imza mukayese raporları ve taklit imzalı sahte bir plan olduğu'' iddia edildi.
Dilekçede, şunlar kaydedildi:

''Dursun Çiçek'in terfi ve kariyer beklentisi ve hakkı olan kamu görevlisi bir kurmay albay olması, yaşanan bu hukuka aykırı olaylar nedeniyle terfi ve kariyer imkanlarını yitirmesi, resmi ve özel ilişkilerinde sorunlar yaşaması, iftira ve yargısız infazlar nedeniyle saygınlığını, soruşturmanın gizliliğini ve suçsuzluk karinesini alenen ihlal edecek şekilde soruşturma dosyasından sızdırılan bilgi ve belgelerle onu kamuoyuna peşinen suçlu olarak gösterecek şekilde bilinçli olarak yürütülen karalama kampanyası ile sağlığını yitirmesi, aile ve sosyal ilişkilerinde yaşadığı baskı ve suçlamaların yarattığı olumsuz sonuçların telafi imkanının bulunmamasının doğurduğu acı ile maddi ve manevi kayıpların, suç isnadıyla ilgisi olmayan özel hayatın gizliliğine ilişkin bilgilerin delil klasörlerinde yer alması ve medya yoluyla kamuoyuna açıklanması, Çiçek aleyhinde aylarca karalama ve peşinen onu suçlu ilan etme kampanyalarının düzenlenmesi sonucu oluşan mağduriyetin bir nebze olsun giderilmesi amacıyla 300 bin avro manevi tazminat talep etmekteyiz.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon