"Domuz gribinin tedavisi yok"
Domuz gribinin insan, domuz ve kuş gribi karışımından oluşan bir virüs türü olduğu açıklandı. Virüsün domuzlarda hastalık yaptığı, bazı durumlarda insanlara da geçtiği ve tedavisi olmayan bir hastalık olduğu açıklandı.
Memorial Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarlar Koordinatörü Doç. Dr. Kenan Keskin, Meksika ve ABD'de görülen,ölümlere yol açan ''domuz gribi''nin, insan, domuz ve kuş gribi karışımından oluşan bir virüs olduğunu belirterek, ''Domuz türünde hastalık yapan bir virüs. Bu virüs bazen insanlara da geçebiliyor'' dedi.
Doç. Dr. Keskin yaptığı açıklamada, dünyaya yayılmasından endişe edilen ''domuz gribi''nin bilinen bir hastalık olduğunu, domuzların vücudunda çeşitli grip virüsleri bulunabildiğini söyledi.
Kuşa ait virüslerin de domuzlarda enfeksiyon yapabildiğini belirten Doç. Dr. Keskin, domuzun vücudundaki çeşitli virüslerden kaynaklanan enfeksiyonların aynı anda oluşabildiğine dikkati çekti.
Domuzun vücudunda hem domuz virüsü hem de kuş gribi virüsünün aynı anda bulunması halinde bu virüslerin birbirleri arasında genetik alışveriş yaparak başka bir virüs tipi ortaya çıkardığına işaret eden Keskin, şöyle konuştu:
''H5N1 dediğimiz kuş gribi virüsü insanda hastalık yapan bir virüs. Domuz gribi de muhtemelen bu türde gelişmiş bir virüstür. Domuz türünde hastalık yapan bir virüs. Bu virüs bazen insana da geçebiliyor. İnsan, domuz ve kuş gribi karışımından oluşan bir virüs türü denebilir.''
Domuz gribinin insana da bulaşabildiğini anlatan Doç. Dr. Keskin, şöyle devam etti:
''İnsanda görüldüğü zaman bildiğimiz griple aynı belirtileri gösteriyor. Belirtileri, ateş, baş ağrısı, burunda akıntı, kuru öksürük, gözlerde kızarıklık gibi klasik griple aynı. Ama domuz gribi daha kolay yayılıyor ve bulaşıcı özelliği daha yüksek. 2 gün ile 1 hafta arasında kuluçka süresi var. Solunum yoluyla bulaşıyor. Virüsten korunma yöntemi de klasik griple aynı.''
Korunma yöntemi
Doç. Dr. Kenan Keskin, domuz gribinin direk temasla da geçebildiğini belirterek, şunları kaydetti:
''Nasıl bildiğimiz gripten korunmak için kalabalık yerlerde bulunmamamız gerekiyorsa ya da havalandırması olan yerlerde bulunmalıysak, domuz gribinden korunmak için de özellikle domuzlarla ortak paylaşım alanlarında bulunmamak lazım. Bizim kültürümüzde pek yok ama domuzlar arasına girmek zorundaysak maske takmak ve ortamı havalandırmak gerekir. Normal gripten korunma yöntemleri bu grip türünden korunmak için de aynen uygulanmalı.''
Tedavisi zor
Domuz gribi hastalığının tedavisinin zor olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Keskin, ''Tedavisi olan bir hastalık demek doğru olmaz. Viral hastalıklardan ve iyi bir tedavi imkanımız yok. Ama klasik gripte olduğu gibi bu amaçla kullanılan ilaçlar da var'' dedi.
Domuz gribinin özellikle ağır seyreden vakalarında hastanın hastaneye yatırılarak vücut gribi atlatana kadar, yaşamını devam ettirmesine yönelik destek tedavisi uygulandığını belirten Keskin, ''Vücutta bir komplikasyon gelişmesi halinde, yani domuz gribinin dışında vücutta başka mikroplar ortaya çıkarsa tedavi ona göre değişir. Mesela hastada zatürre, beyin iltihabı gelişebilir, o zaman tedavi buna göre yapılır'' diye konuştu.
"Türkiye'de olmaz demek doğru olmaz"
Türkiye'de şu ana kadar domuz gribi vakasına rastlandığını duymadığını ifade eden Keskin, ''Türkiye'de, hiç olmayacak demek doğru olmaz. Bilinçli olmak lazım'' dedi. Dünya Sağlık Örgütü, Meksika'da ortaya çıkan ve toplam 81 kişinin ölümüne neden olduğu sanılan, ABD'de de 10 kadar vakaya rastlandığı bildirilen domuz gribinin daha çok yayılabileceği uyarısında bulunmuştu.
"Domuz gribinin aşısı yok, ama grip ilaçları etkili"
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Şenol da domuz gribi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Şenol, şu an için virüsün başka ülkelerde olmasının Türkiye için bir avantaj olduğunu söyleyerek, "Biz uyarıyı aldık. Düzgün ve organize bir şekilde çalışabilirsek bunu engelleyebiliriz. Yepyeni bir tür söz konusu belli ki. Böyle olunca da bir aşının hazırlanması da 3-4 ayı bulur. Piyasadaki grip ilaçları bu virüse etkili; ancak yanlış yönlendirme olmasın. Bunlar kesinlikle doktor tavsiyesi ile kullanılmalı" dedi.
Prof. Dr. Şenol, özellikle virüsün yayılımını engellemek açısından bilgilendirmenin önemine işaret ederek, "Şu anda Amerika ve Meksika'da var. Onun bilgisinin verilip seyahat edecek kişilerin de özellikle bilgi broşürleriyle bilgilendirilmesi gerekir. Okullarda solunum sistemi bulguları gösteren çocukların okula gelişinin önlenmesi, evlerinde istirahata yönlendirilmesi de önemli. Öte yandan, birey olarak da sağlıklı yaşam kurallarına her zaman uymak gerekir" diye konuştu.
Prof. Dr. Şenol, gribin Meksika'da, daha önceden de Amerika'dan bildirilmiş vakalar olduğunu söyleyerek, "Yani 10-12 kadar vaka var. Ama bunun dağılımı 2005 ile 2009 yılları arasında. Domuzdan insana virüs geçişi, zaman zaman hep bildirilmiştir. Ama salgın düzeyine gelme korkusu yeni bir tür oluşmuşsa mevcuttur. Yani 12 kadar bir vaka bildirimi vardı. Ama biz buna biz tek tek vakalar diyorduk. Şimdi bir 80 ile 100 kişiyi ilgilendiren ölüm anlamında; ama binin üstündeki kişide Meksika'da bir salgın söz konusu" dedi.
Hastalığın yayılmasında hava yolu büyük önem taşıyor
Domuzlarla yakın yaşamın risk oluşturduğuna işaret eden Prof. Dr. Şenol, "Ancak insanlar arasında hızlı yayılım başladıktan sonra artık süreç domuzla yakın temas riskini aşar. Yani insandan insana bulaş, yani solunum yoluyla bulaşma süreci başlamış olur" dedi. Prof. Dr. Şenol, bu nedenle kıtalararası ve ülkeler arası geçişte hava yolunun büyük önem taşıdığını kaydederek, "Uzun süre yakın temasta kaldığımızı uçak seyahatleri ya da oraya gitmiş, seyahat etmiş ve enfekte olmuş bir kişinin dönüp bulaştırıcılığının devam etmesi riskli bir durum. Bu nedenle de bir risk var ve Dünya Sağlık Örgütü alarm vaziyetinde" diye konuştu.
Bilgilendirme çok önemli
Hastalığın yayılmasını önlemek için bilgilendirmenin büyük önemi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Şenol, "Şu anda Amerika ve Meksika'da var. Onun bilgisinin verilip seyahat edecek kişilerin de özellikle bilgi broşürleriyle bilgilendirilmesi gerekir. Bunu havayolları yapabilir" dedi. Prof. Dr. Esin Şenol şunları söyledi:
"Solunum yolu enfeksiyonu bulgusu olan, yani bildiğimiz nezle bulguları olan, seyahat sırasında ve dönüşünde ateşi yükselen kişilerin tespit için teşvik edilmeleri oldukça önemli.
Ama bu tespit ve teşvik işlemleri sırasında da sağlık siteminde de basamaklı bir şekilde ne yapılacağının organize edilmesi gerekiyor. Özellikle 1. basamak sağlık kuruluşları yani sağlık ocaklarının uyarılması gerekir. Okullarda solunum sistemi bulguları gösteren çocukların okula gelişinin önlenmesi, evlerinde istirahata yönlendirilmesi de oldukça önemli. Ayrıca birey olarak da sağlıklı yaşam kurallarına her zaman uymak gerekir. Yani havalandırma, el yıkama, solunum sistemi enfeksiyonu bulguları olan hastalarla yakın temas etmemesi çok önemli."
"Aşının hazırlanması 3-4 ayı bulur"
Prof. Dr. Esin Şenol, hastalık belirtilerinin bir nezle ya da grip belirtisinden çok da farklı olmadığını belirterek, "Yüksek ateş, halsizlik, kırıklık, burunda tıkanıklık, öksürük, baş ağrısı, şiddetli kas ağrıları belirtiler arasında" dedi. Kuş gribi gibi domuz gribinin de zoonoz hastalıklar içinde yer aldığını ifade eden Prof. Dr. Şenol, "Yani bunlar hayvandan insana geçişi söz konusu olan hastalıklar. Zoonozlar her zaman dünyayı tehdit etmiş. Veba örneğinde olduğu gibi. Her zaman büyük salgın riski taşırlar. Ortak özellikleri de budur" dedi. Prof. Dr. Şenol şunları söyledi:
"Dünya Sağlık Örgütü kuş gribi ile birlikte alarma geçmişti zaten. Neden alarma geçmişti. Bizi uyaran şey yeni bir tür gelişme riski var idi. Bu virüslerin özellikleri çok sık değişime uğramalarıdır. Dolayısıyla bu değişimin gerçekleştiği hamur tekneleri de domuzlar. Ara konak diyebiliriz domuzlara. Yaklaşık ilk kuş gribi ile ilgili uyarıların olduğu 97'den beri, 2003'ten itibaren de Türkiye çok önemliydi kıtalararası geçişte. Hızla insanlara bulaştı ve ölümler oldu."
Dünya Sağlık Örgütünün de bu kıtalararası geçiş anlamında uyarıları aldığını ve hazırlıklarına başladığını ifade eden Prof. Dr. Şenol şöyle devam etti:
"Bilimin de yetişebildiği bir kısım var. Yepyeni bir tür söz konusu belli ki. Böyle olunca da bir aşının hazırlanması da 3-4 ayı bulur. Ama piyasadaki grip ilaçları bu virüse etkili. Fakat yanlış bir yönlendirme olmasın. Bunlar doktor tavsiyesi olmadan asla kullanılmamalı. Hastalığın şu anda Meksika'da olması bizim için bir avantaj. Biz uyarıyı aldık. Sağlık sistemi yeterince organize çalışır ise, düzgün çalışabilirsek biz bunu engelleyebiliriz. O sırada aşı da hazırlanır."
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza