Dünyanın en güvenli ülkesi
Hong Kong’lu Deep Knowledge Group, geçenlerde 200 ülkeyi 130 kritere göre mercek altına alarak yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı en güvenli ülkeyi belirledi. 752 puan ile süper güçlerin önünde, birincilik kürsüsüne İsviçre yerleşti.
Salgına karşı alınan önlemlerin etkinliği ve bilimselliği, sağlık sisteminin yeterliliği, iyi yönetim, ekonominin dayanıklılığı, liderliği getiren ana sebepler oldu. Raporda, krizin bitmekten çok uzak olduğu ve açılım döneminde son derece dikkatli davranılması gerektiğinin de altı çizildi. İsviçre’yi, Almanya ve İsrail izledi.
Bir ada ülkesi olmasının avantajı ve etkili yönetimi ile vaka sayısını sıfırlayan, ancak geçenlerde yeniden virüsün görüldüğü Yeni Zelanda 9. sırada. Türkiye 37. olurken ABD 58. Rusya 61. İngiltere 68. konumda. Korona gösterdi ki, dünya liderliği lafla olunmaz. Sınırların, nüfusun, ekonominin veya ordunun büyüklüğü de yetmez.
Krizlere dayanma gücü, adaletli ve etkin yönetim gerek. Dünya devlerini teker teker dizlerinin üstüne çökerten, “Amerikan rüyasını” karabasana çeviren, İngiltere’yi allak bullak eden, İsveç gibi gelişmiş bir ülkenin bile, yaşlılara karşı acımasız tutumunu gözler önüne serip “medeniyet tek dişi kalmış bir canavar” dedirten korona... Nasıl oldu da İsviçre’ye dişini istediği gibi geçiremedi... Avrupa’daki salgının merkezinde yer alıp 31 bine varan vakasıyla büyük darbe yemesine rağmen İsviçre, nasıl oldu da yine dünyanın en güvenilir ülkesi olmayı başardı? Cevap DNA’sında gizli: Güven. Ve onu koruyan değerlerinde:
Adalet, demokrasi, bilim, ekonomik bağımsızlık. İsviçre, etkili bir kriz yönetimi yürüttü, süreci bilime dayadı. Kararlarının merkezindeyse her zamanki gibi insan hakları oldu. Misal, sosyal mesafe veya hijyen kuralları alınırken bilimsel verilere danışıldı. Okullar, kafeler, iş yerleri bu verilere göre kapandı. Ne zaman, hangi şartlarda açılması gerektiğini istatistiki oranlar belirledi. Bireysel özgürlükleri korumak için halk eve mahkum edilmedi. Sadece grup halinde dolaşım engellendi. Yaşlısı, genci, göçmeni, yerlisi ayrımcılığa maruz kalmadı. Hastaneye girerken herkesin gönlü en iyi bakımı alacağı konusunda ferahtı.
ABD’deki gibi başkanı farklı, ekibi farklı telden çalmadı. Yerel yönetim ve federal yönetim birbirini dinledi. Ekonomik destek evvela ve acilen en ihtiyacı olan küçük-orta büyüklükteki işletmelere verildi. Çarklar döndü. İsviçre, dünyanın yaşamak için en iyi 10 şehrinin üçünün ev sahibi. Ve şimdi korona deyince dünyanın en güveniliri... Hükümet, mart ortası ilan ettiği OHAL uygulamasını bir dizi tedbirli açılma programıyla sonlandırma yolunda. 27 Nisan’da kuaför, fizyoterapist ve çiçekçilerin, 11 Mayıs’ta da ilköğretimin açılmasıyla başlayan normalleşme süreci devam etmekte.
Mayıs sonunda 30 kişiye kadar toplu etkinlikler düzenlenmesine ve dini servislere izin çıktı. Kafe ve restoranlarda masa başına oturum 4 kişi ile sınırlandı. Bu açılım sırasında vaka sayısının artmaması, hatta en düşük seviyesinde olduğu gözlenince 6 Haziran’da 300 kişiye kadar bütün etkinliklere izin verilmeye başlandı. Sinemalar, tiyatrolar, liseler açıldı. 15 Haziran’da İsviçre, İtalya sınırı hariç, Fransa, Avusturya ve Almanya sınırlarını açtı. 1000 kişiyi aşan etkinliklerin durumu ise ağustos sonunda belirlenecek.
Maske takma zorunluluğu yok. Sosyal mesafenin korunamadığı durumlarda öneriliyor. Yani İsviçre hiç bir koşulda DNA’sından ödün vermedi. Süper güç olmaya çalışmadı. Halkına iyi bir yaşam koşulu sağladı. Çünkü biliyor ki, en güvenilir ülke olursan krizlerden de güçlü çıkarsın. Hatta dünya lideri olursun.
asliaysev1@gmail.com
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti