DVD siyasetçi kim?

TBMM’de Ucuz Etin Yahnisi Yenir(!)

TBMM yerleşkesindeki tarihi mimari dokuya uymadığı için iktidar ve muhalef tarafından eleştirilen yeni hizmet binası 30 Mart yerel seçimlerinin ardından kullanıma açıldı. Milletvekilleri çekilen kuralarla yeni hizmet binasındaki akıllı odalarına yerleşti. Hizmete açılmadan aylarca kontrol edilmesine karşın yeni binada pek çok sorun ortaya çıktı. 12 adet asansör olmasına karşın binanın mimari yapısı nedeniyle ziyaretçiler yalnızca girişte yer alan dört asansörün önünde uzun kuyruklar oluşturuyor. Asansördeki yoğunluğu beklemek istemeyenler merdivenlere yönelirken merdivenlerin çok dik olması eleştiri konusu oldu. TBMM Genel Kurulu’ndaki bir oylamaya yetişmek için hızlı hareket edecek milletvekillerinin bu merdivenleri kullanmaları durumunda istenmeyen bir kazaya neden olacağı yorumları yapılıyor.

Tüm bu olumsuzluklara karşın yeni hizmet binasında “övgü toplayan” ve buna paralel olarak “yoğun ilgi gören” bir durum da söz konusu: “Yeni kuru temizlemeci.”

Eski hizmet binasının altındaki kuru temizlemeciye göre fiyatlar yarı yarıya düşünce yeni kuru temizlemeci bir anda popüler oldu. Bir takım elbisenin kuru temizleme ücreti TBMM dışında ortalama 20 TL’ye mal olurken yeni hizmet binasındaki kuru temizlemeci bu hizmeti yalnızca 6 TL’ye veriyor. Bu durum da yeni kuru temizlemecide “iğne atsan yere düşmeyecek” bir kalabalığın oluşmasına neden oluyor.

Aldığımız bilgiye göre, TBMM’deki yeni kuru temizlemeciye bazı Meclis personelinin çuvalla giysi getirdiği bile olmuş. Eş dostun giysileri bile temizlik için Meclis’e gelince; yaşanan yoğunluktan milletvekillerinin giysilerinin temizlenmesinde aksamalar meydana gelmiş.

İşleri yetiştiremeyen yeni kuru temizlemeciyi işleten firma da bunun üzerine çareyi yeni bir karar almakta buldu: Yalnızca milletvekillerinden kıyafetlerini kabul etmeye başladı. “Ucuz etin yahnisi yenmez” derler; ancak bu “ucuz” TBMM’de ise “kuyruklar bile oluşur.”

DVD siyasetçi kim?

Malum yerel seçim süreci sona erdi, ancak tartışmalar hâlâ sürüyor. Zira başta Ankara olmak üzere birçok yerde seçimlere “şaibe karıştığı” kuşkusu yaygın. YSK, AKP’nin itirazlarının büyük bölümünü kabul edip, muhalefetinkini reddederek itirazları sonuca bağlasa da kamu vicdanını ikna edebilmiş değil. Tabii bu süreçte en çok merak edilenlerden biri, seçimi kaybeden bazı önemli isimlerin, bundan sonra ne yapacakları konusu. CHP’de İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Mustafa Sarıgül, “CHP’nin bayrağını burçlara dikmek için gölge başkanlıklar” kurup partide yoluna devam edeceğini açıkladı, ancak CHP’nin MHP kökenli Ankara büyükşehir belediye başkan adayı Mansur Yavaş’ın ne yapacağı konusu netleşmiş değil. Yavaş, Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı itirazın sonuçlarını beklemekte kararlı, ama sonrasında siyasi yol haritasının ne olacağını açıklamadı. Başta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere birçok partili, Yavaş’ın CHP’de siyasete devam etmesinden yana. Bunlardan biri de merkez sağ kökenli isimlerden Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu. Meclis kulisinde sohbet ettiğimiz Kuşoğlu, Yavaş’ın, kısa süre önce CHP’ye katılmasına karşın, parti tabanı tarafından da benimsendiği görüşünde. Kuşoğlu, bunun nedenini de “DVD siyasetleri her zaman CHP içinde yer bulmuştur, bulmalıdır. Mansur Yavaş da o DVD siyasetçilerden biridir ve seçmen kendisini benimsemiştir” sözleriyle açıkladı. DVD deyince akla, film ya da müzik diski geldiği için Kuşoğlu mevzuya açıklık getirdi:

“Yani ‘dürüst, vatansever, demokrat.’ Bu üç özelliği taşıyan insanlar CHP tabanı tarafından her zaman benimsenir.”

Atalay’a ‘sağlıkçı’ tavsiyesi...

TBMM Genel Kurulu’nda MİT Yasası’nda değişiklik yapan yasa önerisinin görüşmeleri oldukça gergin ve tartışmalı geçiyor. Vekiller tartışmaları bir yana Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın da görüşmeler boyunca oldukça “gergin” olduğu dikkatlerden kaçmadı. Özellikle muhalefet milletvekilleriyle sık sık karşılıklı tartışmaya girdi. Atalay’ın neden bu kadar gergin, tepkili ve sinirli olduğu anlaşılamazken vekiller kimi tahminlerde bulunup bakanı “sadede” davet etti. CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan, Atalay’ın “adeta kahvede konuşur” gibi konuştuğunu belirtip “ruh hali”ni sorguladı:

“Sayın bakan -belli ki özel bir sorunu var, bir şeye canı sıkılmış- bütün sinirini TBMM üyelerinden almaya çalışıyor. Bunu kabul edebilmek mümkün değil, bunu Türkiye Cumhuriyeti milletvekili olarak içine sindirebilmek mümkün değil, bunu iktidar partisi grubu olarak seyretmeniz, bize göre, mümkün değil.”

CHP’nin “eczacı” kökenli vekillerinden Manisa Milletvekili Özgür Özel ise olaya daha bir “uzman” gözüyle yaklaştı:

“Böylesine önemli bir kanunda elbette sorulacak çok soru var, ama soruyu cevaplayacak makamda oturan sayın bakanı tekrar karşımızda görünce normal bir soru sormak mümkün değil. Gün boyunca biz milletvekillerine hakaret etti, fevkalade gergin, bir bakana yakışmayacak bir üslup kullanıyor. Kendisine bir sağlıkçı olarak ilk önce bir şeker kontrolü tavsiye ediyorum. Hali, yaklaşımı, Meclis’e ve milletvekillerine karşı gösterdiği tavrı kınıyorum. ‘Aklı olan, mantığı olan böyle soru sormaz’ sözünü sarf edecek kadar Meclis’e karşı hakaretamiz tutum içinde olup da özür dilemek yerine bunu savunan bir bakana söyleyecek söz bulamıyorum.”

(Ayşe Sayın, Emine Kaplan, Mahmut Lıcalı/parlamentokulisi@gmail.com)