Halkbank benzeri olayda, yargı ne karar vermişti?

Halkbank'ın iptal edilen ucuz kurdan dolar ve Avro satışı işlemi tartışma konusu oldu. BDDK eski üyesi, yapılan işlemi iptal etmenin hukuken mümkün olmadığını öne sürerken, benzer bir işlemin daha önce de bir başka bankada yaşandığı ortaya çıktı.

Yayınlanma: 06.09.2018 - 09:00
Abone Ol google-news

Döviz kurları rekor seviyelerde seyrederken Halkbank'ta cuma gecesi tartışma yaratan bir gelişme oldu.  Doların Türk lirası karşısında 6,55, Euro’nun ise 7,62 seviyelerinde olduğu cuma gecesi bankanın internet sitesinde dolar kuru 3.72, Euro kuru ise 4.32 olarak gösterildi.

<haber-dikey:1072255,1072319,1072569>

Sosyal medyada bazı usulsüz işlemlere kapı açmak adına bunun yapıldığı öne sürülse de bankadan yapılan açıklamada konunun yazılımdan kaynaklı bir teknik hata olduğu ve işlemlerin iptal edildiği açıklandı.

 Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk de bu olayın geçmişte de örneği var mı diye araştırdığında ilginç bilgilere, hatta bu konuda verilmiş mahkeme kararına ulaştığını yazdı.

 “Hemen söyleyeyim, dolar alanlardan banka parayı alır” diyen Öztürk, “Bu konuda mahkeme kararı var. Ancak bu karar da temyiz edildiği için Yargıtay'da. Yargıtay'ın karar vermesiyle konu netleşecek” ifadesini kullandı.

 Mahkeme belgelerine göre, Prof. Dr. Suat Kemal Aytaç, altın fiyatının 1100-1400 dolar/ons arasında değişebileceğini öngörerek 7.5 kg civarında altın (İş Bankası Vadesiz altın mevduatı) tutarak pozisyon almış.

 “26 Kasım 2014 gece yarısından sonra, hobi olarak sürekli takip ettiği altın fiyatlarıyla ilgili internet sitesinde, altının 1200 dolardan 1300 dolara yükselmiş olduğunu gördü. İş Bankası mobil şubeye girdiğinde yükselişin aynı oranda İş Bankası vadesiz altın rakamlarına da yansımış olduğunu belirledi. Kısa süre içinde ons fiyatı 1350 dolara yükselip, İş Bankası'nın da gramı 95 liradan alış pozisyonunda olduğunu gördü ve satış kararı aldı. Saat 00:50 civarında portföyündeki tüm altın için (7553,73 gr) tek işlemde satış komutu verdi ve satış gerçekleşti. Parasının vadesiz hesabına da geçtiğini gördükten sonra internet sayfasını kapattı. 27 Kasım saat 09:00 civarında vadesiz hesabındaki tutarı önce İş Bankası likit fonuna çevirdi. Sonrasında likit fon satışları yaptı ve daha önceki alış/satış miktarlarından farklı olmayarak yeniden altın ve döviz alımına başladı. Saat 10.00 olmuştu. İş Bankası Genel Müdürlüğü Sermaye Piyasaları Müdürlüğü'nden telefon geldi ve hesabımdan gece işlem yapılmış olduğunu söylediler. İşlemi bilerek kendisinin yaptığını söyledi. Aytaç'a, ‘Gramı 83 lira olarak girilmesi gerekirken gramı 95 liradan girilmiş. Bu fiyattan bir satış gerçekleşmesi mümkün değil. Yanlışlık olmuş. İşlem iptal edilecek’ dediler. Suat Kemal Aytaç ise ‘piyasadaki gelişmeyi internet sayfası üzerinden takip ederek yaptım’ dedi ve iptal işlemine itiraz edeceğini, gerekirse hukuki yollara başvuracağını söyledi. Kısa süre sonra İbn-i Sina şubesinden Çiğdem Hanım'dan da telefon geldi. Benzer şeyler söyledi. Genel müdürlüğün, kendisini ikna etmesi için görevlendirdiğini anlamıştı. Duruşunu değiştirmeyeceğini bildirdi. Aynı gün saat 19:00 civarında likit fon bakiyesini kontrol ederken 18.700 adet fonuna blokaj konulmuş olduğunu gördü. Emniyet Müdürlüğü Mali Şube ve Bilişim Suçları birimlerine telefon ve e-posta yolu ile durumu söyledi. 

28 Kasım 2014 tarihinde sabah saatlerinde blokajın devam ettiğini gördü. Yatırımlarına ise aynı sıklıkta devam etti. Banka şubesini arayıp vadeli bir işleminin bulunmadığını, blokajı hemen çözmelerini söyledi, ayrıca bunu e-posta yoluyla da iletti. Yine bir dizi görüşmeler yapıldı. 5 Aralık 2014'te Sermaye Piyasası müdürlüğü tarafından yeniden telefon ile arandığında, ikna olmadığını ve artık görüşme kabul etmeyeceğini, hukuki yola başvuracağını belirtti. Öyle de yaptı.

 Öztürk emsal olayı şöyle anlatıyor: Suat Kemal Aytaç'ın avukatı Osman Öz'ün, Ankara 15. Tüketici Mahkemesi'nde dava açtığını ve mahkemenin 2016/1308 sayılı gerekçeli kararında şöyle dendiğini aktarıyor:

 “Davacının altın satışına ilişkin işlemi gerçekleştirdiği saatlerde altın fiyatlarının davalı bankadan kaynaklanmayan bir hataya bağlı olarak oluşmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmenin 22. maddesinde de altın alımı satımı sebebiyle doğabilecek her türlü piyasa riskinin davacıya ait olacağı hususu düzenlenmiştir. Davalı bankanın davacıya keşide ettiği ihtarnamelerle hatalı işlemlerin düzeltilmesine yönelik olarak iki seçenek sunduğu ancak 05/12/2014 tarihine kadar bir sonuç alınmamıştır. Dava konusu altın satımına ilişkin fiyatın piyasa fiyatının dışında hatalı oluşan bir fiyat niteliği taşıdığı, bu işlemler nedeniyle de davacı tarafından gerçekleştirilen altın satış işleminin davalı bankadan kaynaklanan bir soruna dayanmadığı, bankanın özensiz ve tedbirsiz davranışından söz edilemeyeceği gibi kusuru da bulunmamaktadır. Meydana gelen sonuç, davalı bankadan bağımsız gerçekleşmiştir. Davalı bankanın iptal işlemlerini ve takas mahsup işlemlerini taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri, bankacılık uygulamalarına uygun olarak gerçekleştirdiği sonuç ve kanaatine varıldığından davanın ve kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.”

Aytaç'ın avukatının kararı temyiz ettiğini söyleyen Öztürk, “Yargıtay bir an önce karar verirse, Halk Bank'tan dolar alanların durumu da netleşecektir. Söz sırası Yargıtay'da” ifadesini kullanıyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler