Hükümetten Merkez Bankası'na sert eleştiri

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, “Merkez Bankamıza zaman zaman başarı ödülleri veriliyor. Bir başarı ödülünün de bu çerçevede verilmesi lazım. Kuru 7 sene baskı altında tutup Türkiye'yi ithalat cennetine çevirdiği için” dedi. Çağlayan'ın eleştirisinden bankalar da nasibini alırken, "Nikah memuru nikah kıyarken ne diyor? 'İyi günde kötü günde birlikte olacaksınız.' Bizim bankacılığın nikah sisteminde 'iyi günde varız, kötü günde hayırlı işler olsun' var" şeklinde konuştu. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, geçtiğimiz yılın en iyi merkez bankası başkanı ödülüne layık görülmüştü.

Devlet Bakanı Zafer Çağlaya, Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu (TUSKON) üyeleriyle biraraya gelerek yeni ihracat stratejisini anlattı.
Bakan Çağlayan, burada yaptığı konuşmada, dünyanın artık “kurtlar sofrasına” döndüğünü, payın azaldığını, ancak pay almak isteyenlerin sayısının arttığını, bu nedenle ülkelerin kendi iç ekonomilerinin küçülmesiyle dünya pazarlarına açılmalarının şart olduğunu söyledi.

Türkiye'nin ihracatının artırılması için bütüncül bir üretim ve dış ticaret stratejisi çalışması yaptıklarını hatırlatan Çağlayan, şöyle devam etti:

“Bizim ihracatçımız hangi ara malı, hangi yatırım malına ihtiyaç duyuyor? Bunlar tespit edilecek, teşvik sistemine girecek? Yatırımlar bu alanlara özendirilecek. Bunun en büyük sıkıntısı özellikle Merkez Bankamızın başarıyla uygulamış olduğu kur üzerindeki baskı politikasıdır. Hakikaten Merkez Bankası bu konuda başarılıdır. Dövizin bastırılması ve ithalat alanında almış olduğu tedbirlerle bunu başarmıştır. Merkez Bankamıza zaman zaman başarı ödülleri veriliyor. Bir başarı ödülünün de bu çerçevede verilmesi lazım. Kuru 7 sene baskı altında tutup Türkiye'yi ithalat cennetine çevirdiği için... Merkez Bankası, bizim bağımsız bir kuruluşumuz.

5 yıl enerji fiyatlarına tek kuruş zam yapılmadı. Asgari ücretliye, emekliye, memura onların hakettiği ücret artışı verilirken, girdi maliyetleri yüzde 50-60 arttı. Burada Merkez Bankasını da katarak bir değerlendirme kurulu içinde yeni bir strateji belirleyeceğiz. Türkiye'de girdi maliyetlerinin yükselmesi, kurun ithalat üzerinde yapmış olduğu tahribat, dışardan ithalat yapmayı daha ucuz hale getirmiştir. Yoksa bu Türk sanayicisinin, ihracatçısının başarısızlığından kaynaklanmıyor. Türk sanayicisi eğer rekabet edebileceği bir ihracat kuru yakalamış olsaydı ithalatımız bu rakamlara gelmezdi. Türkiye'de ara malı üretimini özendirecek, ihracatımızı buna bağımlı hale getirecek bir çalışma içinde olacağız.”
 

“Bankacılık ufak kriz belirtilerinde defansa çekilir”

Yaptıkları çalışmalar kapsamında Eximbank'a da yeni bir rol vereceklerini ve kimliğinin yeniden tespit edileceğini ifade eden Çağlayan, bankacılık sistemine ilişkin ise şu görüşlerini dile getirdi:

“Bankacılık sistemimiz ufak kriz belirtileri olduğu zamanlarda hemen defansa çekilir, kredileri durdurur, kredileri keser. Sizlerin yapmış olduğu taahhütler onları çok fazla enterese etmez. Ama tekrar rağbetin bol olduğu zamanlarda çıkar bu sefer sizlerin kapılarında yatmaya başlar. Bankacılık sisteminin her zamandaki davranışının böyle olması lazım. Nikah memuru nikah kıyarken ne diyor? 'İyi günde kötü günde birlikte olacaksınız.' Bizim bankacılığın nikah sisteminde 'iyi günde varız, kötü günde hayırlı işler olsun' var. Ama bankacılık sisteminin şunu bilmesi lazım; bugün ihtiyaç duyanlar yarın ihtiyaç duyulan olacak. Bankacılık sistemi 2009'u çok başarıyla kapattı. 20 milyar liralık karla kapattılar. Tabii ki bankacılık sistemi kar edecek. Niye etmesin? Bizim de temennimiz o. Ancak Türk reel sektörü kaybetti, bankacılık sistemi kazandı. Hiç olmazsa o kardan sizleri biraz daha nemalandırsınlar. Bankalar diyorlar ki 'öyle diyorsunuz ama sayın Bakanım aynı geminin içindeyiz.' Doğru diyorlar aynı geminin içindeyiz. Bir gemi var. Bu geminin içinde bankacılık, reel sektör var. Fakat pozisyon farklı. Bankacılık sektörü geminin güvertesinde güneşleniyor, reel sektör geminin motor dairesinde yakıt bulmak için çabalıyor.”

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ihracat koçluğu projesine de değinerek, ihracatın ve ihracatçının sürdürülebilir olması için ihracat eşiğinin olması gerektiğini, ihracatçının yarıştan kopmaması için en az 5 ülkeye ihracat yapması ve 1 milyon doların üzerine çıkması gerektiğini söyledi.