'İçeriğim gençlerle aynı: Direniş'

23. İstanbul Sanat Fuarı’nın Onur sanatçısı Mustafa Ata, yapıtlarını, ustalarının kapısına eğri odun bırakmadan üretmeye çalıştığını söylüyor. Sanatçı, içeriğinin ise gençlerin Gezi’yle ilgili yapıtlarındaki Direniş’le aynı olduğunu vurguluyor.

Yayınlanma: 10.11.2013 - 12:05
Abone Ol google-news

TÜYAP 23. İstanbul Sanat Fuarı ARTİST’in Onur Sanatçısı Mustafa Ata’nın fuardaki sergisi, 50 yıla yaklaşan sanat yaşamının bir özeti niteliğinde. Başlangıçtan günümüze sürekli bir “değişebilirlik” içinde görülen Ata’ya, sanatsal içeriği, fuarda gençlerin Gezi olaylarla ilgili yapıtlarıyla aynı: Direniş.

- Yapıtlarınızı belirleyen etkenlerden söz edebilir misiniz?

Başlangıçtan beri insan ve çevresini tanıma bilinci. Özellikle bugün geldiğim noktada; yaşadığım coğrafyanın kültürel değerlerini göz ardı etmemeyi daha çok önemsiyorum. Öte yandan günümüz dünya sanatı içinde çağdaş bir bireşim oluşturmak yapıtlarımın temel sorunlarından biri.

- Fuarda eserlerinizden oluşan özel bir sergi de sanatseverlerle buluştu. 47 yıllık sanat yaşamınızı nasıl bir çerçevede sundunuz?

Bu sergi başlangıçtan günümüze seçilmiş eserlerden oluşan sanat hayatımın kısa bir özeti. Figürden yola çıkarak oluşturduğum yapının sonuçları. Şöyle bir bakıldığında sürekli bir değişebilirlik içinde olduğum görülür. Başlangıçtan beri renkle tariflediğim biçimin, bugün geldiğim noktada “biçimsel değerlerin değişmesi” yanında doğal olarak içeriğin de değişimi söz konusu. Bu beni nesnel gerçeklere daha çok yaklaştırdı.

- Sergide, “Sarmal Gelişim” başlıklı iki yapıtınıza yer verdiniz. Sarmal gelişim ile neyi işaret ediyorsunuz?

Doğu ve Batı’nın sunduğu dünya görüşü ve yaşama biçimi tarih boyunca çoğu zaman çatışmayı da birlikte getirmiştir. Biri diyalektik filozofiyi önerirken diğeri metafizik dünyadan söz eder… Biri nesnelerin değişmezliğinde ısrar ederken diğeri değişebilirliği, bir başka deyişle Sarmal Gelişim’i önerir. Her iki yaşama biçiminin getirdiği etik öneriler tarihsel süreçte dünya sanatına başyapıtlar kazandırmıştır. İşte bu noktada bize düşen nedir? Bu soruyu günümüz sanatçısı kendine daima sormalıdır.

- Ödülü, Türk resim sanatının bugünkü noktaya gelmesinde emeği geçen büyük ustalara adadınız? ‘Geçmişteki gelecek’ teması, aynı alanda eserleriyle bir araya geldiğiniz gençler için ne söylemek istersiniz?

Geçmişi unutturarak bugünü kurgulayamazsınız. Sanat bir ahlak meselesidir, ahlaklı olmayı öneren bir yaşam biçimidir. Ben eserlerimi, bu fikri başlangıçtan bugüne ısrarla sürdüme çabasının bana verdiği güçle, ustalarımın kapısına eğri odun bırakmadan üretmeye çalıştım. Bugün fuarda gençlerin Gezi olaylarıyla ilgili yaptıkları eserleri görüyoruz. İçeriğim onlarla aynı: Direniş!

Türkiye’de sanatsal ticari sirkülasyonun geldiği noktayı genç sanatçılar için bir tehlike olarak görüyorum. Üretenle tüketen arasında duran kurum veya kişiler, özgür yaratmanın önünde engeldir. Yaşamın her alanında emeğin değerlendirilmesini toplumsal etik açısından çok önemsiyorum. TÜYAP kültür ve sanat adına bunu hayata geçirme, kültürün ve sanatın konuşulduğu bir alan yaratma çabası gösteriyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler