"İddiaları okuyunca 'ben neymişim' diyorum"

İkinci Ergenekon davasının tutuksuz sanıklarından Cumhuriyet gazetesi yazarı Erol Manisalı, ''İddianamede kendimle ilgili iddiaları okuyunca tüylerim diken diken oluyor. 'Ben neymişim de haberim yokmuş' diyorum'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 01.03.2012 - 16:08

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan Manisalı, akademisyen olarak bilgisini insanlarla paylaşan bir kişi olduğunu ifade ederek, ''Ben bir araba lastiği satıyorum. Lastiği takan adam kaza yapıyor. Ancak 'Lastiği sen sattın, verilen zararı da sen karşılayacaksın' deniliyor. Böyle bir ilişki kuruluyor. Lastiği sattım ama arabayı ben kullanmıyordum. O insanlara ben çarpmadım. İddianamede dolaylı mantık silsilesi kurularak suçlanıyorum ve huzurunuzda bu iddialara cevap vermek zorunda kalıyorum'' diye konuştu.

Hayatı boyunca demokrasiyi savunduğunu ve darbelere karşı çıktığını söyleyen Manisalı, ''12 Mart ve 12 Eylül aleyhinde yazılar yazdım. Hükümetleri eleştirdim. Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve bugünkü hükümetleri eleştirdim. Kendilerinin talebi üzerine onlara bilgilerimi aktardım ancak aynı zamanda da eleştirilerimi yaptım'' dedi.

Manisalı, hakkındaki ''TBMM'yi devirmeye teşebbüs'' suçlamasını asla kabul etmediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Anayasa ve kanunlara saygımdan TBMM'ye yazı yazdım. Avrupa Birliği-Türkiye Ortaklık Konseyinin 6 Mart 1995 tarihli toplantısında kabul edilen Gümrük Birliği kararının anayasaya aykırı olduğunu ve bir komisyon kurulması gerektiğini Meclise ilettim. Komisyon kuruldu ve başına Sümer Oral getirildi. Ben de kendisine bu konuyu anlattım. Bu suçlama kara mizah hadisesidir. Bu benim demokrasi anlayışıma aykırıdır.''

E-posta atmayı dahi bilmediğini savunan Manisalı, ''Benimle herkes temas kurmak isterdi. İlk mail çıktığında asistanlarım şifremi aldı. Onlar bilirdi şifremi... Gelen mailleri onlar bakar ve bana aktarırlardı. Cep telefonu numaramı da herkes bilirdi. Bazen tanımadığım insanlar arar, ben 'hı,hı,hı' diyerek atlatırdım onları. Emniyette sorgumu yapan polisler bile bana 'Hocam siz de amma atlatmışsınız bu insanları' demişlerdi'' ifadesini kullandı.

''Gizli kapaklı örgütle mörgütle işim olmaz'' diyen Manisalı, Türkiye'de Vehbi Koç'tan, Turgut Özal'a, Süleyman Demirel'den, Abdullah Gül'e birçok önemli isimle Avrupa Birliği, dış ticaret, gümrük birliği gibi konularda görüştüğünü söyledi.

Manisalı, savunmasını şöyle sürdürdü:
''Abdullah Gül ile çok sık görüşmelerim olmuştur. Görüşmelerimde talep hep onlardan gelmiştir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde İstanbul meseleleriyle ilgili ikili görüşmem olmuştu. Görüşmemizde Japonya Büyükelçisi de vardı. Benim o zamanlar gazetede Japonya ile ilgili yazılarım vardı. Aynı masada oturduk. Japonların İstanbul'daki yatırımlarıyla ilgili olarak görüştük. Herkesin masasında bulundum. Kendi bilgilerimi bilim insanı olarak başkalarına aktardım. ABD Büyükelçisiyle dahi görüştüm, onu bile yazılarımda yazdım. Bu kadar açık bir adamım.''


-''Gönüllü olmasam da Eruygur ile görüşmeye gittim''

Manisalı, davanın sanıklarından emekli Orgeneral Şener Eruygur ile 2 defa görüştüğünü belirterek, ''Birincisi, Jandarma Genel Komutanlığından üniversite kanalıyla yazı geldi. AB-Türkiye ilişkileri konusunda konferans vermem için. Üniversitenin görevlendirmesiyle gittim, konferans verdim. İkincisinde ise 2008 yılında Eruygur beni Harbiye Orduevine davet etti. Gönüllü olmasam da Eruygur ile görüşmeye gittim. Bir saat herkesin bulunduğu kalabalık bir yerde görüştük. Bana Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) için kime konferans verdirip verdiremeyeceğimizi sordu. Emin Çölaşan'ı sordu. Ben de kendisine 'O olmaz, o patronuna bağlı' dedim. Kendisine, Hasan Hacısalihoğlu, Yıldırım Koç gibi birkaç isim verdim'' diye konuştu.

İddianamede bu görüşmenin hem tarihinin değiştirildiğini, hem de görüşmenin gizli gibi gösterildiğini belirten Manisalı, ''İddianamede bilmem kaç numaralı odaya çıktığımız ve gizli görüşme yaptığımız öne sürülüyor. Ben kendisiyle orduevinin herkese açık olan bölümünde görüştüm. Sürekli saate bakıyordum görüşme boyunca nasıl çıkarım diye... İddianamede kendimle ilgili iddiaları okuyunca tüylerim diken diken oluyor. 'Ben neymişim de haberim yokmuş' diyorum'' dedi.

Manisalı, ADD'nin başında bir askerin bulunmasına karşı olduğunu anlatarak, ''Bir gazeteci, akademisyen ya da iş adamı olabilirdi ama hem 'Sivil toplum kuruluşuyuz' diyeceksiniz, hem de militer bir dokuya oturtacaksınız'' diye konuştu.

Duruşmaya, tutuksuz sanıkların savunmasının alınmasıyla devam ediliyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler