IMF ülkeleri artan borçları konusunda uyardı

Ülkelerin mali riskleri yönetmesi, uzun vadeli büyümeyi desteklemesi ve gelecek yıllarda istihdam yaratması için borç durumunu sürdürülebilir seviyeye çekmeye ihtiyacı olduğuna dikkat çekilen raporda, hükümetlerin, kırılgan toparlanmayı korumak ve finansal piyasalara güveni tazelemek için hızlı bir düzeltme yerine uzun vadeli çözümlere odaklı güvenilir mali planlar geliştirmesi gerektiği vurgulandı. Raporu hazırlayan iki kişiden biri olan IMF Kamu Maliyesi Bölümü Başkanı Carlo Cottarelli, ''Gelişmiş ekonomilerin kamu borç seviyeleri, büyük bir savaşın yokluğunda daha önce görülmemiş seviyelere ulaştı'' dedi. Raporun diğer hazırlayıcısı IMF Araştırma Bölümü Başkan Yardımcısı Jonathan D. Ostry de, ''Çok borçlu ülkeler borç limitlerine yaklaşıyor, bunu ötesinde mali pozisyonları sürdürülemez olabilir'' ifadesini kullandı.


Borçlar artıyor

G-20 ülkelerinde 2007 yılında gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 78'i seviyesindeki genel hükümet borcunun 2009 yılında yüzde 97'ye çıktığı ve 2015 yılında ise yüzde 115'e ulaşacağı tahmin edildi. Krizle mücadele amacıyla uygulamaya konulan mali teşvik paketlerinin, 2008-2015 yıllarında kamu borcunda tahmin edilen yükselişin sadece onda birini oluşturacağı belirtilen raporda, bir dizi ülkenin, piyasaların borçların ödenemeyeceği tehdidine tepki verebileceği ''borç limiti'' noktasına tehlikeli biçimde yaklaştığı uyarısında bulunuldu. Yunanistan, İzlanda, İtalya, Portekiz ve Japonya'nın bu noktaya çok yakın olduğu, İrlanda, ABD, İngiltere ve İspanya'nın tehlikeli alana taşındığı, G-7 ülkeleri Kanada, Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa ve Japonya'da borç seviyelerindeki artışın, özellikle sağlık harcamaları olmak üzere refah devletinin büyümesinin sonucu olduğu ifade edildi. Yüksek borç seviyelerinin, yüksek faiz oranları ve düşük ekonomik büyümeyle toparlanmayı riske atarak olumsuz sonuçlar yaratabileceğine de işaret edildi. Sonuç olarak ülkelerin borç seviyelerini düşürmek amacıyla, emeklilik ve sağlık reformları dahil uzun vadede mali planlarını açıkça tanımlaması ve geçmişteki davranışlarını gözden geçirmesi gerektiği belirtilen raporda, ülkelerin gelecek yıllarda harcamalarını ve gelirlerini düzeltmeye ihtiyaçları olduğu, bunun nasıl yapılacağının her bir ülkenin ekonomik koşullarına bağlı olacağı kaydedildi.