İsrail'in Filistin'e yönelik yoğun saldırılarının ekonomik boyutları mevcut
İsrail ile Filistin arasındaki uzun zamandır süren çatışmalar, gerginlikler ne kadar bir din savaşı olarak gösterilse de temelinde, en azından İsrail için artık tamamen ekonomik çıkarlar var.
İsrail’in Filistin’deki işgalinin gerekçesi “vaat edilmiş topraklara dönme” inancıydı elbette ama, işgalin bunca yıl sürdürülmesinin gerekçesi artık herhangi bir “kutsallık” barındırmıyor. Dolayısıyla Hamas ne kadar bunu bir din savaşı gibi göstermek isterse istesin, İsrail de ne kadar kendi dininin emrini uygulamayı sürdürdüğünü söylerse söylesin mesele, en azından İsrail için artık tamamen ekonomik. “Vaat edilmiş topraklar” artık sadece bir masal.
İsrail kendisinden daha önemli bir gücün zorlaması olmadan ya da uluslararası ortam tamamen aleyhine dönmeden Filistin’de işgali sonra erdirmeyecek. Çünkü Filistin, Filistinlilere bırakılamayacak kadar zengin bir enerji rezervine sahip. İşgal altındaki Filistin topraklarından Batı Şeria’nın C Bölgesi ile Gazze Şeridi’nin Akdeniz kıyılarında büyük miktarda petrol ile doğalgaz olduğunu yakın bir tarihte UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı) doğrulamıştı.
İsrail’in Leviathan’da sondaj platformu
FİLİSTİN’E İŞLETMEK YASAK
UNCTAD’ın “Filistin Halkı için İşgalin Ekonomik Maliyeti: Fark Edilmemiş Petrol ve Doğalgaz” başlıklı araştırmasına göre, bu yeni doğalgaz kaynağı 122 trilyon kübik feet değerinde. Buradan çıkarılacak petrolün 1.7 milyar varil olacağı tahmin ediliyor. Filistin halkının kendi topraklarındaki bu kaynakları kullanması, işlemesi yasak. Oysa, kendi kendini yönetecek özgür bir ülke olsaydı Filistin, sahip olduğu kaynaklarla hatırı sayılır bir zenginlik içinde yaşayacaktı. Sadece Batı Şeria’daki madencilik üretiminin potansiyel değerinin yılda 900 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Bunu söyleyen Dünya Bankası’dır.(Bkn: World Bank Report No. AUS2922 WEST BANK AND GAZA Area C and the Future of the Palestinian Economy October 2, 2013)
İsrail, bu kaynakların kullanımına izin vermediği için Filistin ekonomisi her yıl milyarlarca dolar kaybediyor. Kazanan ise işgalci İsrail elbette. Filistin doğal kaynaklarının kanını emen İsrail firmalarının başında HeidelbergCement, Ahava ile Ashtrom geliyor. Bu sömürüye katılan 40’tan fazla şirket var aslında, uluslararası olanlar da dahil. Dileyen Who Profits veri tabanında bulabilir adlarını. Kırk yıldan fazla bir süredir İsrail pazarları bu yağmayla besleniyor. Çokuluslu şirketlere de pay veriyor İsrail elbette. Bu nedenle karşı çıkıyormuş gibi yapan uluslararası sermayenin her türden temsilcisi Filistin’in İsrail tarafından işgaline göz yumuyor.
İsrail’in tüm maden endüstrisinin kaynağı Batı Şeria’dır. Yerleşim bölgeleri kurulan işgal edilmiş yerlerde konutlar için gerekli olan taş ihtiyacını İsrail yine buradan sağlıyor. C bölgesinde İsrail tarafından yönetilen 11 taşocağı yılda 12 milyon ton inşaat malzemesi sağlıyor. İsrail bunu saklamıyor da üstelik. (Bkn: Mining and Quarrying in Israel, Israeli Ministry of National Infrastructure, Energy and Water Resources: http://bit.ly/2e8aFtf.)
Taş madenciliği özellikle Batı Şeria’nın C bölgesi için önemli bir gelir kaynağıdır. Yaklaşık 300 Filistin taş madenciliği işletmesinin sadece 70’i bu bölgede yer alırken, en verimli taşocakları İsrail işgalinde, dolayısıyla İsrail’in elindedir. (Bkn: World Bank Report, October 2013, Syf: 38). İsrail’in Filistin doğal kaynaklarını kullanımı uluslararası hukuka aykırı ama uluslararası sermaye temsilcileri buna ses çıkarmamakta.
20 YIL ÖNCE KEŞFETTİ
İsrail’in Tamar ile Leviathan’da “yüz yıl yetecek” doğalgaz kaynağı bulduğu açıklanmıştı. İşlemeye başladığında İsrail artık bir doğalgaz ihracatçısı olacak. Madem buldular o zaman Filistin’deki kaynaklara ihtiyaçlarının olmaması gerekir. Ama, Filistin’i bu kaynaklardan yoksun bırakıp kendisine mahkûm ederek işgali sürdürmeyi amaçlıyor İsrail. Filistin 20 küsur yıl önce Gazze yakınlarında büyük petrol yatakları keşfetti. Ancak İsrail işgali nedeniyle bu kaynağa erişemiyorlar. İngiliz petrol şirketi BG Group tarafından işletiliyor. Filistinliler ise zırnık almıyor. Belki devasa değil ama Filistinlilere yetecek kadar zengin bir rezerv Gazze’deki. İsrail ona da çöreklenmiş durumda. Gazze 2007’den beri İsrail ablukası altında. Çünkü İsrail Hamas’ın varlığını bahane ediyor ama asıl amaç bu rezervi Filistinlilere bırakmamak.
Filistin’de İsrail işgali uzun zamandır ekonomik gerekçelere dayalıdır. İsrail’in keşfettiği doğalgaz rezervinden pay almak için Arap ülkelerinin İsrail’le ilişkilerini “normalleştirme”lerinin zamanlamasına dikkat. “Din kardeşleri” kendilerinde de zaten bol olan doğalgaz/petrole rağmen İsrail’le pazarı paylaşmak istiyor. Birileri de hâlâ “ümmet” diyor, “Kudüs kutsalımız” diyor, “İslam’ın kavgası” diyor.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı