İtiraf gibi MB raporu: Gıda enflasyonu kalıcı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası raporunda gıda enflasyonu oluşturan etkenler; plansız üretim, stoklama ve spekülasyon ile aracılar ve geri kalmış lojistik olarak sıralanıyor

İtiraf gibi MB raporu: Gıda enflasyonu kalıcı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.08.2018 - 22:11

Gıda fiyatlarındaki artışlar yüksek enflasyonu da beraberinde getiriyor. Gıda enflasyonunun nedeni ise tarımdaki iyileştirilmeyen yapısal sorunlar. 

Merkez Bankası’nın (TCMB) açıkladığı üçüncü enflasyon raporu, tarımdaki yapısal sorunların yol açtığı gıda enflasyonunun, çift haneye demirleyen yıllık enflasyonla sürekli bir kısır döngü içinde olduğunu ortaya koydu. Merkez’in raporuna göre 2018’in ilk yarısında tüketici enflasyonundaki yükselişe en belirgin katkı, işlenmemiş gıda grubundan geldi. Buna göre işlenmemiş gıda fiyatları enflasyonu, 2018’in ikinci çeyreğinde önceki çeyreğe göre 16.9 puan yükselerek yüzde 23.2’ye ulaştı. Buna taze sebze fiyatlarındaki yüksek ivmelenmenin sebep olduğu belirtildi. 2018 sonu gıda enflasyonu tahminini de yüzde 7’den yüzde 13’e yükselten Merkez, raporunda bu durumun yıl sonu tüketici enflasyon tahmini güncellemesine 1.4 puan artıracağını belirtiyor.

Raporun ‘İşlenmemiş Gıda Enflasyonunda Yapısal Sorunlar ve Çözüm Önerileri’ kısmında, taze sebze fiyatlarında yaşanan artışın tarımdaki yapısal sorunlardan kaynaklandığı ifade ediliyor. Merkez’e göre fiyatları aniden yükselen, hem üreticiyi hem de tüketiciyi zora sokan gıda ve tarım ürünlerindeki yapısal sorunlar ve bu sorunların çözümleri şu şekilde:

1- Plansız Üretim: Raporda 2018’in ikinci çeyreğinde işlenmemiş gıda fiyatlarının yükselmesinin sebebi, çeşitli taze sebzelerdeki ‘dönemsel arz açığı’ olarak gösterildi. Bu arz açıklarının fiyatlarının aniden yükselmesine yol açtığı kaydedilen raporda, bunun altında yatan sebebin, etkin ve dinamik bir tarımsal üretim olmamasından kaynaklandığı belirtildi. Merkez, bunun sağlanabilmesi için tarımsal istatistik, rekolte tahmini ve erken uyarı sistemi altyapısının güçlenmesi gerektiğine vurgu yaptı.

2- toklama ve fiyat spekülasyonu: Patates, limon, kuru soğan ve elma gibi saklanabilir yaş meyve ve sebze ürünlerinin depolanması ve depolanan ürünlerin tedarik zincirine sokulması sürecinde yaşanan aksaklıklar, arz açığı olduğu dönemlerde ani ve hızlı fiyat artışlarına yol açıyor. Bu noktada lisanslı depoculuğun gerektiğine işaret eden Merkez, lisanslı depoculuğun üreticinin finansmana erişimini kolaylaştırıp, kayıt dışılığını azalttığına; böylece saklanabilir gıda ürünlerinin sağlıklı ve istikrarlı fiyat oluşumuna katkı yaptığına değindi.

3- Merkez’e göre işlenmemiş gıda ürünlerindeki yapısal sorunlardan bir diğeri de aracıların çokluğu ve gelişmiş ülkelerin gerisinde kalan lojistik süreçler. Buna göre, gelişmiş ülkelerdeki gıda üretimi, dağıtımı ve pazarlaması üretici birlikleri yaparken, Türkiye’de bu boşluğu aracılar dolduruyor. Bu durum üreticiyi aracılara bağımlı hale getiriyor. Borcu artırıyor ve üretimden uzaklaştırıyor. Tüketici sürekli pahalı gıdalar satın almak zorunda kalıyor. Raporda aracıların maliyeti artırdığına ve fiyat istikrarını bozduğuna değiniliyor.

Sofraya zam, cep yaktı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre 2017 Temmuz ile 2018 Temmuz arasında yalnızca bir iki üründeki sabit fiyatlar dışında fiyatı zamlanmayan gıda ürünü neredeyse yok. Cep yakan diğer ürünler de taze sebze ve meyve ürünleri. Buna göre, geçen yılın temmuz ayında kilogram fiyatı 5.49 TL olan limon, geçen ay 8.43 TL’ye çıktı. Havuç ise aynı dönemde 2.50 TL’den 4.27 TL’ye  yükseldi.

KİVİ 4 LİRA

Yalova Kivi Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Tunalı, kasım ayında hasadına başlanacak kivinin, üreticiden çıkış fiyatının geçen yıla göre 40 kuruş artışla 4 lira olarak belirlendiğini açıkladı. Türkiye’de kivinin yüzde 60’ının üretildiği Yalova’da, ürünün üreticiden çıkış fiyatı, geçen yıla göre 40 kuruş arttı. Tunalı, birlik olarak kivinin üreticiden çıkış fiyatını, kilogram başına 4 lira olarak belirlediklerini söyledi. Maliyetler arttığı için zam yapıldığını dile getiren Tunalı, “Ancak bu tüketiciye aynı fiyatla yansımaz; çünkü bunun toplanması, depolanması ve nakliye fiyatları da vatandaşa yansır. Çiftçinin de maliyetleri arttı. İşçilik, gübre, seyreltme ve sulama maliyetleri arttı. Geçtiğimiz yıl 3 lira 60 kuruştu. Fiyattan üreticilerimiz de oldukça memnun” diye konuştu. 300 civarında üreticinin bulunduğu Yalova’da rekoltenin 25 bin tonu bulması öngörülüyor. Ülkede üretim yıllık ortalama 45 bin, tüketim de 100 bin ton civarında. 

 

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler