İzmir'de sıkıyönetime isyan

İzmir Valiliği, kamu güvenliği ve huzuru gerekçesiyle kentte toplantı, gösteri ve yürüyüşü neredeyse tamamen yasakladı. Valilik kararına göre siyasi parti, dernek, sendika ve kamu kurumları önünde basın açıklaması yapılamayacak. Sıkıyönetime tepkiler artıyor...

Yayınlanma: 10.03.2015 - 14:09
Abone Ol google-news

İzmir Valisi Mustafa Toprak'ın sıkıyönetim ilanı kararı mahkemeye taşındı. Valiliğin anayasal hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran  kararı toplumun çeşitli kesimlerinden tepkiyle karşılanmaya devam ediyor...

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), adına Av. Orhan Özer , Av. Metin Bayyar, Av. Doğan Erkan, Av. Ayhan F. Erkan, Av. Ali Serdar Çıngı, Av. Sait Kıran, Av. Halil Ağırgöl, Av. Azime Ayça Alpel, Av. Pınar Akbina ve Av.Tacettin Çolak tarafından açılan davada, valiliğin bu uygulaması için “ yürütmenin durdurulması ve sonuçta iptali” istendi.

HKP İzmir il başkanı Av. Tacettin Çolak dava dilekçesini mahkeme vermesinden sonra yaptığı basın açıklamasında ”İzmir Valisi'nin bu genelgesi; “Anayasa, uluslararası sözleşmeler, emsal yargı kararları, 5442, 2576, 2577 sayılı yasaların ilgili mevzuatına aykırıdır” dedi.

Çolak” Davalı Valiliğin İzmir'de her yerde her şeyi yasaklayan dava konusu kararı; yetki, şekil, sebep, amaç yönlerinden Anayasa’ya, yasalarımıza, usule ve etik değerlerimize kökten aykırıdır. Temel insan hak ve özgürlükler valilik kararlarıyla, bakanlık genelgeleriyle ortadan kaldırılamaz. İzmir Valiliği'nin kentin bütün insanlarına basın açıklaması yapma hakkını yasaklayan bir yetkisi bulunmamaktadır. Davalı idare, sözde bu kararı alırken kentimizin “huzur ve güvenini” sağlamayı amaçlamaktadır. Oysa, kişi ve kurumların düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü kapsamında yapacakları ve herbiri birer uluslararası sözleşme ve anayasal, yasal güvenceye sahip basın açıklamaları, gösteri yürüyüşleri, protesto etkinliklerinin bu kararla yasaklanmasının, büyük toplumsal gerilimlerin ve olayların ana nedeni olacağı açıktır. Davalı idarenin yasakları, temel bir insan hakkı olan “Toplantı ve Gösteri”, “Düşünceyi Açıklama ve Yayma” hakkının kullanım alanına ilişkin olup, öngörülen yasaklamalar, Anayasa, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi gibi üst normlara açıkça aykırıdır.” dedi.

Konuşmasında AİHM ifade ve gösteri özgürlüğüne dair kararlarından örnekler veren Çolak, Valilik kararının hukuk ve insan haklarının ihlali olduğunu belirtti. Çolak açıklamasında, “ Anayasa Mahkemesi açıkça, Toplanma ve Gösteri Hakkının bir izne tabi olmayacağını, bildirim yapılmasının, toplantı yapma önünde gizli bir engel haline getirilemeyeceğini, gösterinin, günlük yaşamın akışına belirli bir ölçüde bozacak bir karışıklığa ve hasmane tepkilere yol açabileceğini, ancak, durumun kurallara aykırı olmasının tek başına, toplanma özgürlüğüne müdahaleyi haklı çıkarmayacağını söylemektedir. Oysa davalı Valilik, geniş bir çerçeve çizerek daha bu haklar kullanılmadan yasaklar getirmekte ve kişileri cezai yaptırımlarla tehdit etmektedir. Bu yasakçı mantığın toplumda “huzur” yerine “huzursuzluk” getireceği son derece açıktır. Bu nedenle acilen bu kararın yürütmesinin durdurulması gerekir” dedi. 

3 Mart tarihinde alınan Valilik kararında şöyle denildi;

“Kamuoyu oluşturmak, düşünceyi açıklamak ve yaymak amacıyla; şiddet içermeyen, kamu düzeni bozmayan, gürültü ve çevre kirliliğine yol açmayan, yaya ve araç trafiğine engel olmayacak sayıda katılımla gerçekleştirilen ve makul sürede tamamlanan sözlü ve yazılı açıklamalar basın açıklaması olarak değerlendirilecektir.

Siyasi partiler, sendikalar, dernekler ve sivil toplum örgütleri başka bir siyasi parti, sendika, dernek ve sivil toplum örgütüne ait bina önünde basın açıklaması yapamazlar. Basın açıklaması yapmak amacıyla herhangi bir yer ve noktadan başka bir yere kamu düzenini bozacak şekilde gösteri amaçlı toplu yürüyüş yapılamaz. Basın açıklaması esnasında el ile taşınabilir megafon vb. cihazlar haricinde ses yükselten cihazlar kullanılamaz, bu amaçla sabit platform kurulamaz. Valilik ve Kaymakamlık binaları, Adliye binaları, İl/ İlçe Emniyet Müdürlüğü binaları, Polis Merkezi Amirlikleri, Askeri bina ve tesisleri ile Ceza İnfaz Kurumlarının içerisi, önü ve çevresinde, Eğitim-öğretim kurumları, hastane ve sağlık kuruluşları ile ibadethanelerin içerisinde ve çevresinde eğitimi, sağlık hizmetlerini ve kişilerin ibadetlerini engelleyecek şekilde, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının içerisinde, Genel yollar, şehirlerarası karayolları ile cadde ve sokaklar üzerinde yaya ve araç trafiğini engelleyecek şekilde, halkın günlük yaşamını zorlaştıran ve zorunlu ihtiyaçlarını karşılamasını engelleyici nitelikte basın açıklamaları yapılamaz.  Bu kurala uymayanlara ise, 208 TL para cezasının verilir ”

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler