Kılıçdaroğlu: PKK niye 7 Haziran'dan sonra harekete geçti

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet.com.tr 'ye gelen sansür ile Doğan Grubu'na açılan soruşturma ve Hürriyet Gazetesi'ne düzenlenen saldırılar hakkında da sert ifadeler kullandı.

Kılıçdaroğlu: PKK niye 7 Haziran'dan sonra harekete geçti
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.09.2015 - 21:00
<video:370993>

Ahmet Hakan'ın moderatörlüğünü yaptığı programda, gazeteciler Deniz Zeyrek, Serpil Çevikcan, Erdem Gül ve Hande Fırat Kılıçdaroğlu'na soru sordu.



Kılıçdaroğlu, 'Cumhuriyet Gazetesi’ne sansür yapılıyor. İnternete erişimi kısıtlanıyor. Sansür tüm boyutlarıyla çalışıyor. Böyle bir ortamda yabancı sermaye durmaz. dedi.

Ayrıca CHP lideri Kılıçdaroğlu, "HDP, bu süreçte iyi bir sınav vermedi. HDP, PKK ile arasına açık ve net bir mesafe koymak zorunda" olduğunu söyledi.

Uydunet yetkilileri: Biz girebiliyoruz

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları:

Perşembe günü Parti Meclisi'ne toplayıp son şeklini verip, milletvekilleriyle ilgili listeyi hazırlayacağız.

Merkez sağdan partimize gelen adayları büyük bir keyifle kabul ediyoruz.

Mehmet Ali Bayar'ın ismini ilk kez duydum, yeni bir ismi alma konusunda hareket alanımız dar; çünkü ön seçim yaptık.

'Ön seçimle gelenlere müdahale yok'

Ön seçimde listeye girmiş bir ismin liste dışı kalmasını istemeyiz, ama ayrılmak isteyen varsa saygı duyarız.

Listelerde nihai kararı Parti Meclisi'miz verecek. Kadın adaylar 7 seçim bölgesinde yine birinci sırada olacak.

Ön seçimle gelen adaylara hiçbir şekilde müdahale etmeme kararımız var.

'İhsan Özkes şaşırttı'

İhsan Özkes herkes gibi beni de şaşırttı. Özkes, bir din adamı olmanın ötesinde politikacı kimliğiyle geldi partimize. Din adamını din adamı olarak partiye getirmeyi çok doğru bulmuyoruz.

Deniz Baykal iddiaları

Deniz Baykal'ın aday yapılmayacağı iddiaları doğru değil, o da seçimle geldi. O gazetelerde yazılanları ben de hayretle takip ediyorum; anlamakta zorlanıyorum.

Vatan Partisi ile ittifak

Vatan Partisi ile ittifak yapamayacağımızı, listelerde değişiklik yapamayacağımızı Doğu Perinçek'e ilettik. Ama aday başvurusunda eksiklik varsa özel bir değerlendirme yapacağımızı söyledik.

Ali Taran'la çalışmayacağız, Gelen öneriler doğrultusunda bu seçimde başka bir kurumla anlaştık.

Cumhurbaşkanı ile ilişkiler

Erdoğan benim muhatabım değil. Ne yaparsa yapsın onunla polemiğe girmeyeceğim. Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlığı bizden çok Davutoğlu'nu etkiliyor. Cumhurbaşkanı tarafsız olmadığı için sağduyu çağrısı da yapamıyor. Cumhurbaşkanı'nın meydanlara inmesi AKP için negatif etki yapmıştır.

Medyaya yönelik baskılar

Devlet kontrolündeki kurumlar artık yandaş medyaya veriliyor. Ana akım medya, hükümetin finans baskısı altında. Bir de siyasal baskı var. Bunda da arzu ettikleri süreci yakalayamadılar. Şimdi üçüncü aşamaya geçtik. Üçüncü aşama bir gazeteyi terörist ilan edelim diyorlar. Gazeteleri susturmak istiyorlar. Dava açtılar. O savcıya savcı denmez. Hukuk fakültesinden mi mezun onu da bilmiyorum. Hürriyet mercek altına alınmış gibi. Hürriyet herkesin okuduğu bir gazete. Hürriyet üzerindeki baskının nedeni de bu. Gazeteyi havuz medyasının parelelindeki bir yayın organı haline getirmek istiyorlar.  Savcının pespaye iddiaları, soruşturma açması; gerçekten felaket... Asa doğru değil.

Ben bütün esnafların, sanatçıların, baroların tepki göstermesini beklerdim. Doğan Grubu'na olan soruşturma hukuka güveni sarsıyor. Normalde HSYK'nın harekete geçmesi lazım. O savcının bir gün bile kalmaması lazım. Savcı diyemeyiz ona.

Nokta dergisine baskın

Her alanda susturulmak isteyen baskı alıntına alınmak isteyen bir toplum var. Kapakta bana göre Cumhurbaşkanı'na hakaret yok.

Artan terör olayları

Toplum sormalı ne oldu da 7 Haziran'dan sonra çatışmalar yeniden başladı. PKK'yı azdıran 13 yıllık iktidardır. 'PKK silah depoladı çözüm sürecinde' diyorlar. PKK ile bunlar ne görüştü? Bunlar durdu da neden 7 Haziran'dan sonra teröre başvurdular. Neden söylemler örtüşüyor?

'Şehit ailelerini susturuyorlar'

Şehit cenazelerine katılıyorum. Cenazeyle protkol arasında şehit aileleri yakınları var. O tabloyu görünce içiniz cız ediyor. Hepsi yoksul aileler... Şimdi bu tablo var. Bedeli bunlar ödüyor. Bunlar artık neden biz ölüyoruz demeye başladılar. Acıyı o yaşıyor, soru soruyor; siz onu da susturmak istiyorsunuz.

'CUMHURİYET GAZETESİ'NİN İNTERNETE ERİŞİMİ KISITLANIYOR'

Bunun adı ileri demokrasiyle olmaz olsun böyle demokrasi. Gazeteciye neden bu fotoğrafı çektin, neden bunu yazdın diyorlar. O savcı da bilmeli ki haber alma hakkım kısıtlanamaz. TV izleyerek, gazete okuyarak haber almalıyım. Siz sansürleyerek bu kanallarımı kapatıyorsunuz. Cumhuriyet Gazetesi’ne de yapılıyor. İnternete erişimi kısıtlanıyor. Sansür tüm boyutlarıyla çalışıyor. Böyle bir ortamda yabancı sermaye durmaz. Şimdi çıkış süreci başladı. Kimse Türkiye’ye güvenmiyor. Bu noktaya geldik, bu noktaya kim getirdi bizi? Bu soruyu sormuş değil vatandaş. PKK, Paralel… Başka kim vardı? Askerler… İyi de kardeşim siz ülkeyi yönetiyordunuz neden sessiz kaldınız. Hata varsa önlemini alsaydınız. Bizim uyarılarımızın hiçbiri dikkate alınmadı.

Uyarı yapanlar vatan hainliğiyle suçlandı. TÜSİAD mesela… Onları da vatan hainliği ile suçladılar.


TERÖR NASIL BİTER?

Geçmişte yapılanları masaya yatırırdık. Olabildiğince olayı toplumsallaştırmak. Bu sorun yani sadece benim değil Türkiye'nin sorunu. Ne görüşüldü bu güne kadar, Akil İnsanlar onu da anlatamadı. Bu sorun nasıl çözülecek? Doğru ya da yanlış, bize göre bunun adresi TBMM. Orada çözülmesi lazım.

Terörle sorunun çözümünü ayırmamız lazım. Kim eline silah aldıysa kusura bakmasın. AKP gibi yapmayız biz. Kürt vatandaşlar var mı, temsilcileri var mı? Oturup konuşuruz. HDP de var Diyarbakır'da geniş bir sivil toplum oluşumu var. Sizin muhatap alacağınız yapı var zaten. Fakat bunlar PKK'yı muhatap aldı, ona söz verdi.

Erdoğan 'olumlu gelişmeleri' nasıl yakalayacak? 400 milletvekille mi? Perdenin arkasındaki olaylar, hangi sözlerin verildiğini, hükümetin hangi adımların attığını bilmiyoruz.

(PKK'ya çağrı yapar mısınız?) Öteden beri bizim bir anlayışımız var. Meşru organlar, gayrımeşru organlarla muhatap olmazlar. PKK'nın saldırıları durdurması lazım

İstanbul, Ankara, İzmir'i düşünelim. 9 gün sokağa çıkma yasağı ilan edildi diyelim. İsyan etmez miyiz? 9 gün dile kolay. Yaşamayınca yeterince insanlar fark edemiyor. Fırınlar kapalı. Ne olacak? 'Türkiye'yi bu hale kim getirdi?' bu soruyu sorsunlar. Türkiye bu aşamaya adım adım geldi. Sadece PKK değil. Kim terörü bir çıkış noktası görüyorsa orada lanetleriz, orada bir sorun yok.

"HDP, PKK İLE ARASINA NET BİR MESAFE KOYMALI"

HDP’yi gayrımeşru organ ilan etmek doğru değil. Halkın oylarıyla gelmiş. Dolayısıyla meşru bir organ kabul etmeliyiz. Bunu etmezsek demokrasiyi kabul etmemiş oluruz. HDP’yi eleştirebilir, düşüncelerini kabul etmiyor olabiliriz. Ama 80 milletvekili alan bir partiyi yok saymak doğru değil. HDP, bu süreçte iyi bir sınav vermedi. HDP, PKK ile arasına açık ve net bir mesafe koymak zorunda.

Bu sorunun çözümü için akılcı politikalar üretilmeli. Sorunu çözecek kişinin ya da partinin dürüst ve samimi olması lazım. Karşı tarafı yanıltan bir politika yapmaması lazım. Beyefendi'nin gizli, kişisel ajandaları vardı.

Bunu parlementoda çözeceksiniz. Muhatabınız meşru olacak. Biz sorunu çözmek için üzerinde çalışırdık meşru temsilcilerle. Biz HDP'yi muhatap alırız. Diyarbakır'da sivil toplum örgütleri var, onları dikkate alırdık HDP meclise giremeseydi.

ÇÖZÜM SÜRECİ SORUNU: BU SORUNU ANCAK CHP ÇÖZER

30-35 yıllık bir sorundur bu ve çözülemedi. Bunu CHP dışında hiçbir parti çözemez. Bu sorunu ancak CHP çözer. Biz bu sorunu ortak akıl ile çözeriz. İngiltere nasıl çözdü bu sorunu diye oraya vekil gönderdik. Güney Amerika'ya biz vekil gönderdik. Onlar yapamadılar. Onların sorunu çözmek gibi bir düşüncesi yoktu. Onların hesabı Kürtler'in oyunu nasıl yaparız üzerineydi. Bu sorunu ancak CHP çözer. İnanarak söylüyorum.

Çözüm için parlementoda uzlaşma komisyonu kurulmalı. Bir yöntem önerdik. Bir yasa geldi, onun bir maddesinde 'Belirli aralıklarla kamuoyuna bilgi verilecek' dendi, verilemedi. PKK, Kandil'e çekilse dahi silah bırakamaz. Bu gerçeği görmemiz lazım. IŞİD ile çarpışıyorlar, ABD de destek veriyor.

Eğer sorun uluslararası alana taşınırsa, çok daha zor bir hâl alacak. Bunu önceden görmeliydiler. İstihbarat, hükümet, akil insnalar bunu önceden görmeliydi. Hep bir sonraki seçimi dikkate aldılar.

Dağlıca ve Iğdır saldırısı... Vatandaşlara çağrı

PKK 30-32 yıldır Türk-Kürt çatışmasının zeminin yaratmaya çalışıyordu. Ama buna rağmen böyle bir çatışma ortamı hiç yaşamadık. Ama son olaylarda bazı illerde Kürt esnafımızın iş yerlerinin yağmalanması, yakılması asla asla doğru değil. Bütün vatandaşlarıma bu konuda çağrı yaptık. Yine yeniliyorum çağrımı. Kavga etmeden düşüncelerimizin dile getirilmesi gerekiyor. Güzel Türkiye'yi kana boğmamalıyız. Bu tür olayalra kesinlikle provakatörler yol veriyorlar. Alıyorlar eline bir bayrak, işte şuraya gidelim şuraya saldıralım diye... Her ortaya çıkıp da tahrik edenlere biraz mesafeli olması lazım bütün vatandaşlarımızın. Bunlar PKK'nın amacına hizmet ediyor. Bakın Kandil'den çağrı yaptılar, Batı'dakiler Doğu'ya gelsin diye. Niye Doğu'ya gitsinler? Dolduruluşa gelmemeliyiz kesinlikle. Bu konuda çok dikkatli olmalıyız.

"Sarayda oturan beyefendidir"

Koalisyon görüşmelerine engel olan sarayda oturan beyefendidir. AKP'nin tek başına bu ülkeyi yönetmesi sıfırdır. 280 vekil çıkarsa bile sıfırdır. Yönetme erkini kaybetmiştir. Dünyadan soyutlanan bir iktadar var, kendisini yönetemeyen bir parti var. Mendi iradeseni kullanamayan bir başbakan var. Türkiye'nin en ciddi sorunu yönetim boşluğudur.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler