Kirlilik sınır tanımıyor
Orta Avrupa ülkelerinin, endüstriyel ve evsel atıkları Tuna Nehri'yle önce Karadeniz'e, daha sonra İstanbul Boğazı yoluyla marmara denizi'ne akıyor. Kirlilik, marmara baseni boyunca yerleşmiş metropol kentlerin atıklarıyla daha da yoğunlaşıp, denizdeki yüzeysel akıntıyla Çanakkale Boğazı'na, oradan da kuzey Ege kıyılarına kadar olan bölgeyi etkiliyor.
Orta Avrupa ülkelerinin endüstriyel ve evsel atıklarının Tuna Nehri'yle önce Karadeniz'e, daha sonra İstanbul Boğazı yoluyla Marmara Denizi'ne ulaştığı bildirildi.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Su Ürünleri Fakültesi Temel Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Muhammet Türkoğlu, boğazlar sistemindeki kirliliğin büyük bir kısmının, Orta Avrupa ülkelerinin endüstriyel ve evsel atıklarından kaynaklandığını savundu.
Tuna Nehri boyunca uzanan Orta Avrupa ülkelerinin metropol kentlerinin, AB üyesi olmadan önce çevre kirliliği yaratan atık sularını doğrudan söz konusu nehre boşalttıklarına dikkati çeken Türkoğlu, atıkların bu nehir yoluyla önce Karadeniz'e boşaldığını, daha sonra da İstanbul Boğazı yoluyla Marmara Denizi'ne taşındığını bildirdi.
Türkoğlu, bu kirliliğin, Marmara baseni boyunca yerleşmiş olan İstanbul, İzmit ve Bursa gibi metropol kentlerin evsel ve endüstriyel atıklarıyla daha da yoğunlaşıp, denizdeki kirliliği daha da artırdığını vurguladı.
Kirliliğin Marmara Denizi'ndeki yüzeysel akıntıyla Çanakkale Boğazı'na, oradan da Kuzey Ege kıyılarına kadar ulaştığını ifade eden Türkoğlu, ''Türk boğazlar sistemindeki kirlilik oranının yüksek olmasıyla birlikte mevcut akıntı nedeniyle kirlilik sürekli taşınmaktadır'' dedi.
Türkoğlu, Marmara Denizi'nin kendi kendini yenileyebilme kabiliyetinin diğer denizlere göre daha fazla olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
''Eğer sisteme çeşitli kaynaklardan gelen kirlilik yükünü azaltabilirsek, Marmara'da akıntı nedeniyle yüzey suları yaklaşık 6-7 ayda, dip akıntısı nedeniyle de dip suları 6-7 yılda temizlenebilecektir. Marmara Denizi'nde hala dip balıkçılığı avcılığı yapabiliyorsak, bunu Ege Denizi'nden Çanakkale Boğazı'na oradan da Marmara Denizi'ne giden dip akıntı sistemine borçluyuz.''
Söz konusu çevre sorunlarında, boğazlardaki gemi trafiğinin artış göstermesinin yanı sıra deniz kazaları sonucu oluşan kirliliğin de önemli rol oynadığını anlatan Türkoğlu, şunları kaydetti:
''Gemilerin, normal koşullarda kirli sularını yasal çerçevede belirli limanlarda boşaltmaları gerekiyor. Ancak, bu olay gemi şirketleri tarafından önemli bir ekonomik gider olarak görüldüğünden, gemiler atık sularını kirlilik yükü fazla olan ve boşaltıldığında kirlilik yükünün görsel olarak belli olmayacağı, deniz suyu renginin bulanık olduğu Marmara Denizi gibi denizlere boşaltıyor. Böylelikle sistemlerdeki kirlilik önemli oranda artıyor.''
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- 6 asker şehit olmuştu
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi