Küçük Kadınlar’ın özgürlük arayışı
Louisa May Alcott’ın 1868 tarihli Küçük Kadınlar romanından Greta Gerwig’in uyarladığı film, 19 yüzyıldaki kadınların bağımsızlık, özgürlük arayışlarının 21 yüzyılda da hala sürdüğünü, enerjik, coşku dolu, gerçekçi bir anlatımla izleyiciye sunuyor.
‘Çok fazla sorun yaşadım bu yüzden neşeli öyküler yazıyorum’
Louisa May Alcott
Yönetmen, senarist, oyuncu Greta Gerwig, Frances Ha (2012), Lady Bird (UğurBöceği/ 2017) filmlerinde kızkardeşlerin yakınlığını, annelerle kızlarının karmaşık ilişkilerini, kadınların varoluş çabalarını anlattı. Bugüne dek sinemaya beş kez uyarlanan romanın altıncı versiyonunda Gerwig, March kardeşlerin öyküsünü iki farklı zaman diliminde geriye dönüşlerle yansıtıyor: Yetişkinlik ve çocukluk. Film, romandaki gibi ‘Armağanlar olmadan Noel, Noel değildir’ cümlesiyle başlamıyor. Jo March (Saorise Ronan) yayınevinin kapısında bekledikten sonra endişeyle içeri girer. Bay Dashwood (Tracy Letts) Jo’ya ‘Ülke savaştan daha yeni çıktı, insanlar neşelenmek istiyorlar. Karakter kadınsa sonunda ya evlensin ya da ölsün’ diyerek öyküyü 20 dolara satın alır. Çok sevinen, güvenini kazanan Jo sokağa çıkarak çılgınlar gibi koşmaya başlar. Gerwig, Sony için çektiği ilk stüdyo yapımında (40 milyon dolar) Jo ve kardeşlerinin isteklerini, tutkularını, özgürlük, bağımsızlık arayışlarını zengin, özenli, romana sadık kalarak, kişisel bakış açısıyla aktarıyor.
Babaları (Bob Odenkirk) gönüllü olarak İç Savaş’a katılan, anneleri Marmee (Laura Dern), hizmetçileri Hannah (Jayne Houdyshell) ile yoksul bir yaşam süren Jo, Amy (Florence Pugh), Meg (Emma Watson) ve Beth (Eliza Scanlen) düşlerini, isteklerini gerçekleştirmek için çabalarlar. 1861’de Concord, Massachusetts’de yaşayan karakterleri Gerwig, ayakları yere basan gerçekçi karakterler, mekanları da yapay, şablon mekanlar olarak yansıtmıyor. Karakterler koşuyorlar, dans ediyorlar, buzda kayıyorlar, öfkeleniyorlar, nefret ediyorlar. Amerikan İç Savaşı’nın ülkeyi sarstığı sahneler de ekleyen Gerwig, sevinç, mutluluk ile acı çekmek, üzüntü arasında mükemmel bir denge kurmuş. Filmin enerjisi hepsinin içtenliğinden, gerçekçiliğinden yayılıyor. Görüntü yönetmeni Yorick Le Saux’nun kamerasının devinimi, dinamizmi, içsel ritmi izleyiciye geçiyor. Meyhane ile görücü balosundaki dans sahneleri arasındaki karşıtlık göze. çarpıyor.Yerel halk coşkuludur, görücü balosundaki soylular monoton, yapaydırlar.
Gerwig özellikle 1800’lerde kadınların ne denli zor koşullarda yaşamaya çalıştıklarını vurgular. Onlardan beklenen tek şey evlenmeleri ve çocuk doğurmalarıdır. İşte çalışamazlar, oy veremezler, mala mülke sahip olmamazlar. Zengin erkeklerle evlenseler bile miras ve nafaka hakları yoktur. Çocuklarına bile sahip değillerdir. March ailesinde tek March hala (Meryl Streep) evlenmemiştir çünkü o varsıl bir kadındır. Streep, kısacık rolündeki yetkin yorumuyla belleklerde yer edinir. Kendi yolunu çizmek isteyen Jo, kadınlara yakıştırılan aşk, eş, anne sözcüklerinden rahatsızdır. Fikirleri, ruhları, ihtirasları, yaratıcılıkları olan kadınları seven, evliliği ekonomik bir ilişki olarak gören Jo derin bir yalnızlık duyar, feminist ideallerini somutlaştırmaya, birey olmaya çalışır.
Yetişkin Amy ilginç bir karakter olarak karşımızdadır, ‘Ya iyi bir ressam olurum ya da hiçbir şey olmam’ der. O dönemde bir kadının ressam olmak istemesi ender bir durumdur. 19 yüzyılda dünya düşlerini, isteklerini, tutkularını gerçekleştirmek isteyen kızlar, kadınlar için zor bir yerdir. Bu zorluk bugün de hala sürmektedir.
Greta Gerwig, Jo March karakterinden etkilenmiştir. Jo çok sayıda kadına ilham vermiş vizyoner bir kimliktir. Louisa May Alcott ile Jo arasında benzerlikler ve farklılıklar vardır. Alcott hiç evlenmemiştir, çocuğu yoktur, kitabının telif hakkını almış, zengin olmuş, yazmayı sürdürmüştür. Jo ise evlenmiş, çocuk doğurmuş yazmayı bırakmıştır.
Greta Gerwig’in senaryosunu yazıp yönettiği, Saorise Ronan, Emma Watson, Florence Pugh, Eliza Scanlen, Laura Dern, Meryl Streep, Timothée Chalamet, Louis Garrel, James Norton, Chris Cooper, Bob Odenkirk, Tracy Letts, Jayne Houdyshell’in oynadığı, kostüm tasarımı (Jacqueline Durran) Oscar’ını alan, bağımsızlık, özgürlük, feminizm, yazarlık, mülkiyet, maddiyat, sanat, , tutku, Istek, yoksunluk, yaratıcılık, yetişkinlik, çocukluk, bağışlama, temalarını tartışan Little Women (Küçük Kadınlar /2019) bugün gösterime girdi.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza