Laik bir yazar 'Niccolo Machiavelli'

Machiavelli'ye göre din, yasalara saygılı olmayı, devlete ve yurda bağlılığı öğretir. Tanrıtanımaz değil, tipik bir laik yaklaşımdır onunki. İnsanları, devleti, ulusu, yurdu konusunda ahlaklı düşünmeye ve devinmeye yarayacak bir araçtır, amaç değildir. Amaç, devlet işlerinin bilimselliğidir. Dini siyasaya araç eden anlayışa karşı olduğunu ve dinsel değerleri yozlaştırdıklarını söyler. Kilise adamlarına da karşı oluşunun temel nedeni, çıkarcı bir yaklaşımla dini çarpıtmış olmalarından ötürüdür.

Laik bir yazar 'Niccolo Machiavelli'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 09.10.2008 - 14:39

3 Mayıs 1469'da Floransa'da doğdu. Soyadı Mali clavelli'den (kötü çiviler) gelmektedir. Çiviler ailenin soylu bir aile olduğunu gösterir. Bir başka köken bilgisi, yanlış bir yazılış biçimi kazandırmıştır soyadına: Macchiavelli. İki c harfi yanlış olarak 1800'lerin ilk yarısına dek kullanılmıştır. Soylu aileden olmasına karşın parasız bir babanın oğludur. Babasının, oğluna ölmeden önceki vasiyeti, 'Mutlu yaşayın ve olduğunca az harcayın' idi. Böyle bir vasiyette bulunan adam hukuk doktoruydu ve eskil yazarların tutkulu okuruydu. Yazarın kendisi de yoksul bir ailede dünyaya geldiğini; başlarda zorluk çektiğini ama daha sonra rahat yaşadığını söyler. Gençliğiyle ilgili pek fazla şey bilinmiyor. 1498'in Mart ayı tarihli bir mektubunda Savonarola'nın güttüğü siyasasını şiddetle eleştirmişti. Daha bu mektubunda ileride nasıl bir yazar olacağının ipuçlarını verir. Aynı yıl Floransa Cumhuriyeti'nin ikinci yazmanı olarak sarayda göreve başlar. Çok önemli bir iş olmamasına karşın siyasal yaşama bir ilk adım olması nedeniyle kendisine çok çekici gelmiştir. O yıllarda kentin yönetimini elinde tutan Soderini ailesinin dikkatini çekmişti. Tavır, davranışlarıyla ikna edici bir duruş sergilediği için dışarıda da kentini gereği biçimde temsil edeceğini düşünmüş olan yöneticiler onu dış ilişkilerden sorumlu biri yapmışlardır. Yabancı kral ya da yöneticilerin karşısında ülkesinin çıkarlarını korumak anlamında yaptığı girişimlerden ikisi o dönemlerde çok önem taşımaktaydı. İlki, Fransa Kralı, XII. Louis'in sarayına yaptığı ziyarettir ki Floransa'nın Pisa'yı kuşattığı döneme rastlar; öteki de Cesare Borgia'ya (Valentino) yaptığı ziyarettir. Cesare Borgia, Papa VI. Alessandro'nun oğludur ve müthiş bir siyasal ve yayılmacı ihtirası olan biridir. Orta İtalya'da kurduğu egemenliğinin sınırlarını Floransa'ya taşımayı aklına koymuştu. Machiavelli, 1506'dan başlayarak daha önemli görevler üstlendi. O yıllarda Floransa'nın olsun İtalya'nın olsun o dingin havası dağıldı ve dengesi bozuldu. Çünkü bu kez sahneye bir başka papa çıktı: II. Giulio. O da çok ihtiraslı ve Kilise'nin egemenliğini tüm İtalya'ya taşımak isteyen bir papaydı. Onun yanı sıra Fransa Kralı XII. Louis vardı. 1506'da Papa'ya, 1507'de İmparator Massimiliano'ya, ardından Pisa kuşatmasını sürdüren Floransa ordusuna, 1510'da Fransa'ya gönderildi. Kutsal Birlik'in ilanı öncesi bir kez daha Fransa'ya gitti. Kutsal Birlik, Fransızlara karşı, Papa, İspanya ve Venediklilerin oluşturdukları bir birlikti. Fransa, Papalık ve İspanya'nın İtalya'da söz sahibi olmalarını desteklemiş ama bu iki güç daha sonra yaptıkları bu anlaşmayla aralarına Venedik'i de alarak Fransa'nın İtalya üzerindeki egemenliğine son vermişlerdir. Machiavelli ülkesinin o yıllardaki siyasal yaşamında etkin bir işlev üstlenmiştir. Soderini ailesiyle kurmuş olduğu yakın ilişkiden ötürü monarşi yanlısı Medici ailesi kentte iktidarı ele geçirince sürgüne yollanmıştır. Sürgünden, Medici ailesinin Roma'daki büyükelçisi Vettori'ye, 10 Aralık 1513 tarihinde yazdığı mektupta yaşadığı bu ikilemi dile getirir. Roma'ya kendisini görmeye gidemeyeceğini çünkü Soderini ailesini de ziyaret etmek zorunda kalacağını, bu ziyaretin kendisine pahalıya patlayacağını ve bir daha artık Floransa'ya dönüp saraydaki görevine yeniden başlama umudunun kalmayacağını söylemiştir. Yazar sürgündeki yaşantısını, özdeksel sıkıntılarını ve saraydaki görevine duyduğu özlemi adı geçen mektupta dile getirmiştir.

 

Turhan Günay

Okurlara

Dizinin adı, Türkiye'nin Kentleri. Heyamola Yayınları'nın başlattığı, daha şimdiden sekiz kitaba ulaştı. Son yıllarda aydınlar arasında kent olgusu fazlaca ele alınmaya, tartışılmaya başlandı. Kentlerin kuruluşu, geçirdikleri tarihsel, kültürel, siyasal ve ekonomik evreler irdeleniyor, tarihi dokuları koruyacak çözümler üretilmeye çalışılıyor. Yok olmaya yüz tutmuş eski evler, sokaklar, çarşılar, hanlar, hamamlar, kaleler, meydanlar... bir bir gözden geçiriliyor ve yeniden hayata kazandırılıyor. Böylece günümüzle kentin geçmişi arasındaki kopukluğun giderilmesine doğru ciddi adımlar atılıyor. Gültekin Emre Dizinin ilk sekiz kitabını değerlendirdi.Niccolo Machiavelli, Sürekli tartışılan ve gündemde olan kitabı 'Hükümdar'ı sürgündeyken yazar. En önemli yapıtı olarak bilinen ve ününün o kitaba dayalı olduğu söylenen bir yapıttır 'Hükümdar'. Elimizdeki ilk çevirisi 1917'de yapılmıştır. İlginçtir ki Dante de İlahi Komedya'yı sürgünde yazmıştır ve o da ününü bu yapıtına borçludur. İkisi de Floransalıdır. İkisi de siyasal çatışmalara adları karıştığı için sürgüne yollanmıştır. İkisi de yoksulluk içinde ölmüştür. Machiavelli'nin 'Hükümdar'ı, Prof. Dr. Necdet Adabağ'ın olağanüstü çevirisiyle yeniden dilimizde. Necdet Adabağ Hoca, 'Hükümdar'girişimizi kolaylaştıran bir yazıyla sayfalarımızı onurlandırdı. Buradan, bu kitabın yanı sıra uygarlığımızı oluşturan temel yapıtları dilimize kazandıran Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'na sonsuz teşekkürler sunuyorum.

e-posta: turhangunay@cumhuriyet.com.tr

cumkitap@cumhuriyet.com.tr


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler