‘Meczup’ sahnesinde bir garip çalgı (06.05.2014)
Cihan Gülbudak’ın krom ve nikele hassas bir cildi var. Pek çok müzik aletini çalamadığı için, “dokunmadan çalınan” theremin’i seçmiş. “Karanlık İşler” diye bir mekânda Meczup mahlasıyla konserler veren Gülbudak, memleketi Fatsa’ya yerleşip yurtdışındaki takipçileri için bir şeyler üretecek.
Dünyanın ilk elektronik enstrümanı olan, Fazıl Say’ın İkinci Senfonisi “Mezopotamya”da da yer verdiği “theremin”in tanınması için “en fazla çaba harcamış insanlardan biri”nin Kadıköy’deki atölyesindeyiz.
Cihan Gülbudak, Karadenizli bir işçi ailesinin çocuğu olarak 1985’te Ordu’nun Fatsa ilçesinde doğmuş. “Müziğe zorlu yollardan geçerek”, ilk gitarını fındık işçiliğinden kazandığı parayla almış genç bir sanatçı. İstanbul Teknik Üniversitesi Konservatuvarı’nda Ses Mühendisliği okuyor.
Gülbudak, enstrümanı tanıtmak için “Doğa İçin Çal” projesine, “Yetenek Sizsiniz”e katılmış, metroda çalmış. Albümleri Türkiye’de çok bilinmeyen, ama Kanada, Portekiz, Almanya ve İskoçya’da plakları basılmış bir thereminist.
Kendi olanaklarıyla kurduğu atölyesinde, “dokunmadan çalınan” ve avangard müzikler ve rock müziğinde de kullanılan bu ilginç müzik aletiyle tanışmasını ve onu yorumlayışını anlatıyor.
- Theremin çok bilinen bir müzik aleti değil, siz böyle bir enstrümandan nasıl haberdar oldunuz?
Küçük yaştan beri müzikle çok ilgiliyim. Çok iyi bir dinleyici olmama rağmen çok uzun yıllar müzikle uğraşamadım, çünkü hiçbir enstrümanı o konuda uzmanlaşacak kadar kullanamıyorum. Yaptırdığım testler sonucu krom ve nikele çok hassas bir cildim olduğu ortaya çıktı. Yarım saatten fazla dokunduğum zaman ellerimde yaralar çıkmaya başlıyor.
- Peki, dokunmadan çalınan bir enstrüman olduğunu nereden öğrendiniz?
Müziğe devam edebilmek için bilgisayar müziğiyle ilgilenmeye başladım. Sonra YouTube’da karşıma bir kadın thereministin videosu çıktı. Dokunmadan, ellerini hareket ettirerek bir alet çalıyor; boşlukta sesler inceliyor pesleşiyor, düşüyor, açılıyor.
- Enstrüman nasıl bir sistemle çalışıyor?
Theremin, tamamen manyetik alanın tetikleyebileceği unsurlar üzerine geliştirilmiş bir elektrik devresi. Sahip olduğumuz kütleyle yaydığımız manyetik alanın iki antenle algılanması prensibine göre çalışır.
Bu aslında çok yabancı olduğumuz bir sistem değil, alışveriş merkezlerindeki kapı sensörleri de bu sistemle çalışıyor.
- Az önce ben de çalmayı denedim, sizin çıkarabildiğiniz seslerle benimkiler aynı değil. Peki, ustalık bunun neresinde?
Dokunmadan sesler çıkarabildiğine göre, kolay diye algılanıyor insanlar tarafından. Ama çalarken öyle büyük bir motivasyon gerekiyor ki. Çünkü dokunmadan çalıyorsun ve dokunmadığın şey perdesiz bir enstrüman.
Aslında stabil bir ortam varken sorun yok; ama metroda çok yüksek bir tavan var, yolcular geçerken bile enstrüman etkileniyor. Çalarken etraftaki manyetik değişkenliği kafamda idare etmem gerekiyor.
Theremin, icracının kalitesini çok açık eden bir enstrüman. Aslında notayı tutturmak birkaç ay sonra kolaylaşıyor. Esas mevzu içindeki hassasiyetini buraya dökebilme.
- Sahneye ‘Meczup’ mahlasıyla çıkıyorsunuz. Neden ‘Meczup’?
Sadece theremin çalmak bile başlı başına bir adımken, büyük bir riskken kötü tınlayan, insanı iyi hissettirmeyen bir müzik bence yeterince tanımlıyor bu mahlası.
- Karanlık İşler diye bir mekânda da çalıyorsunuz…
Görsel açıdan farklı ve renkli bir şey çalmak, müziğimin önüne geçiyor. Yaptığım müzik gergin ve bunalıma sürükleyen sesler içeriyor, mutlu sesler yok içinde. Görsel harikalık yüzünden insanlar görmezden geliyor bu ayrıntıları. O yüzden karanlıkta çalmak benim için çok daha keyifli, dinleyici için de çok daha ufuk açıcı oluyor.
Son konserimi 4 Mayıs’ta Karanlık İşler’de verdim. Bu konserde, yayımlanmamış romanımın bazı parçalarını, görme engelliler kabartma yazısıyla okudu.
Bir daha “Meczup” sahnesi olmayacak yani. Memleketim Fatsa’ya yerleşeceğim. Yurtdışındaki takipçilerim için ise bir şeyler üretmeye devam edeceğim.
Lenin de çalmıştı…
1919’da teoremi geliştiren Rus Profesör LeonTheremin, aynı zamanda çello çalan bir bilim insanı. Bunu kapı alarmı, güvenlik sistemi gibi şeyler için icat etmeye başlamışken sonrasında theremin’e dönüştürüyor. Ve aleti Lenin’in karşısına getiriyor.
Bu, o dönemde Sovyetler için muhteşem bir propaganda aracı. Lenin bunu Paris’teki bir fuarda sergiletiyor ve o sıralar bir süre çalmışlığı var. Alet pek çok yerde Sovyetler’in gücü, elektriğin gücü, sanayileşme gibi kavramlarla tanıtılıyor.
Sonradan Theremin’in bu gücü, mucidinin ABD’ye kaçmasına yol açıyor. “Bu, Sovyetler’in propagandası değil, benim icadım” diyor çünkü. Böylece ABD’de alete kendi adını veriyor.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama