Mursi'yi Mars Eden Koşullar
Mısırlı ne istiyor? O önce özgürlüğü kutlamak ve kucaklamak istiyor. Başlangıçta hepimiz Mısırlının Tahrir tutkusunda demokrasiden fazla “iş ve aş” talebi aramıştık. Oysa zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi olmayan Mısırlı, daha iyi bir yaşamı elbette istiyor. Ama bunun yolunun, yeni keşfedeceği demokratik özgürlüklerden geçeceğine inanıyor.
O, Mısır’ın “Tahrir Baharı” yorgunu halkına yeni bir başlangıç vaadi ile iktidara gelmişti. Dünyayı, Mısır’ın siyasi çizgi bakımından değişmeyeceğine, Mısırlıyı ise artık karanlık gecelerden yeni bir Mısır sabahına uyanacaklarına ikna etmeyi başardı. Evet, Müslüman Kardeşler’in en gözde adayı bile değildi. Ama başlangıçta bir toplumsal uzlaşmayı sağlayabileceği izlenimini verebilmişti. Ama önce demokrasiyi sınadı. Askerlerin askıya aldığı parlamentoyu açmaya kalktı. Olmadı. Orduya yaranamamıştı. “Mısır halkı” bu duruma pek tepki göstermedi. Bir iki seçilmiş milletvekili tepkiliydi. Ama muntazaman aylıklarını almaya devam ettikleri için yükselen sesleri pek yankılamadı.
Yeni başkan, başlangıçta uyumlu, uzlaşmacı, saygılı ve sevgiliydi. Öyle ki kuşku sahipleri bile, Mursi sayesinde Müslüman Kardeşleri artık yavaş yavaş “Kardeşler” olarak kabul etmeye başlamıştı. Ama Mursi “Mısırlının hayallerini yıktı. Demokrasiyi denedi olmadı ya! Bir de otoriterleşmeyi denemek istedi. İşte kızılca kıyamet orada koptu.”
Son 9 ayın hesaplaşması
İşte ne oldu ise kasım ayında oldu. Mursi’nin 22 Kasım 2012 itibarı ile aldığı rüzgâr gibi otoriterleşme eğilimli kararlar, fırtına biçmeye başladı. Zaten diken üstünde oturan Mısır halkını “bir anda yeniden” hop oturtup hop kaldırdı. İlk defa Müslüman Kardeşler ile laik “Mısırlı” böylesine karşı karşıya gelmeye başlamıştı. Başkanlık Sarayı’nı abluka altına almaya çalışan kalabalıklar, onlarla birlikte Mübarek’i deviren orduyla bile çatışma noktasına geldi. İktidar ve daha fazla iktidar hevesi, daha o zaman Mursi’yi Tahrir’in insan bedeninden oluşan duvarlarına toslatmıştı.
Aradan geçen 9 ay içinde verilen sözler tutulmadı. Mısırlı buna ısrarlı bir tepki göstermeye devam etti. Sonuç: Tahrir bir siyasi kelle daha yuttu. Bir devir daha kapattı. Bu defa sabrı sadece bir yıl sürdü. Ne de olsa artık 30 yıllık bir diktatörü bile tarihten silmenin özgüvenine sahipti. Gece gündüz, omuz omuza, kadın-erkek, genç-ihtiyar, her kesimden, her keseden yekvücut olarak Tahrir nöbeti tutar, hep bir ağızdan “Bırak git” diye bağırırlarsa, üstelik onlara polis ve asker destek olursa, istenmeyen adamı yerinden edebilirlerdi. Tabii bu arada Mursi göz hapsine alındıktan sonra meydanda polis ile halkın karşılıklı çiftetelli oynaması, dayanışmanın boyutunu göstermesi açısından hayli ilginçti.
‘Demokrasi âşığı’ Mısır halkı
Demokrasi geleneği ve deneyimi hiç olmayan Mısır’da bir ideale duyulan aşktan öte bir şey var. Mısır halkı anayasal hak istiyor ve bu haklardan ödün vermeyi istemiyor. Aslında anayasa konusunda zaten askerler ve siviller arasında bir güven ve güvence sorunu vardı. Ama Mursi’nin, hem kendisi ile ilgili yetki artışını, hem de şer’i uygulamaları güvence altına alma çabalarını kapsayan anayasa taslağı, Mısırlıyı çok tedirgin etti. “Mısır halkı” bireysel özgürlüklerin daha fazla korunması yerine örneğin bir “El Ezher” anayasa statüsüne de tepki gösterdi. Yönetime karşı duyulan güvensizlik, anayasa üzerinden iyice belirginlik kazandı. Mısırlının özgürlük ve demokrasi talebi hep herkes ve her kesim oldu. Ama Mursi, örneğin kadınlara ve Hıristiyanlara daha iyi bir gelecek umudu vermedi, veremedi. Tabii şimdi anayasa askıya alındı. Bu konuda her şey “olmadı baştan” olacak. Anayasa olmayınca parlamento seçimlerine de gidilemedi.
Mısırlı ne istiyor?
O önce özgürlüğü kutlamak ve kucaklamak istiyor. Başlangıçta hepimiz Mısırlının Tahrir tutkusunda demokrasiden fazla “iş ve aş” talebi aramıştık. Oysa zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi olmayan Mısırlı, daha iyi bir yaşamı elbette istiyor. Ama bunun yolunun, yeni keşfedeceği demokratik özgürlüklerden geçeceğine inanıyor. Din adına ayrıcalıklar da istemiyor. Bahar başladığındaki gibi eşitlik bekliyor. Ama hepsinden öte firavun, Mısır valisi, hıdiv veya yeni bir “Mübarek” istemiyor. Belki sırf bunun için, askeri darbeye bile rıza gösteriyor.
Mısır neyi başaramadı?
Mursi, sözüm ona “Müslüman Kardeşler’in ordu içindeki adamı”nı, hem genelkurmay başkanı olarak kabul etmiş, hem de savunma bakanı olarak atamıştı. Ama General Sisi, halkın sesine kulaklarını kapayamadı. Belki kendisinin de siyasi ihtirasları galebe çaldı. Ama artık son kaçınılmazdı. Cumhurbaşkanlığı sarayı zaten bir kez daha tankların ablukası altındaydı. Mursi’nin demokrasi havariliği uğruna ölebileceği açıklamaları, onu saf dışı edilmekten kurtaramadı. Mısır halkı bir kez daha yıkmayı başardı. Ama Mısır demokrasi ve ekonomik refah mücadelesini henüz başaramadı. Yapmayı da başarması için bir de ekonomik büyümenin toplumsal uzlaşma ile birlikte geri dönmesi ve sürdürülmesi gerekli. En son ekonomik büyüme verisi 2012’nin 4. çeyreği itibarıyla yüzde 2.2. Bu oran 85 milyon nüfusa sahip bir ülke için çok mütevazı. Üstelik bu sınai büyümenin desteklediği bir büyüme değil. Kısmen fiyat artışlarından (yüzde 8.2 enflasyon oranı) kısmen de inşaat sektörü yatırımlarından kaynaklanan zahiri bir tablo. Çalışabilir nüfusun yüzde 26’sının hâlâ işsiz olduğu Mısır’da ekonominin canlanması için ivedilikle etkili politika paketlerine ihtiyaç var.
Mısır’ın yeni dönem öncelikleri
Acilen işbaşına gelecek olan teknokratlar hükümetinin ekonomik hedeflere öncelik vermesi çok önemli. Ayrıca anayasayı hemen askıdan indirmesi, özgürleştirmesi ve adaleti güvence altına alır hale getirmesi, sonra parlamento seçimlerini yenilemesi gerekiyor. Bu arada içeride toplumsal güveni yeniden tesis ederken, dünyaya, uluslararası ve bölgesel anlaşmalara bağlı kalacağı mesajını yenilemesi gerekiyor ki yardımlar devam etsin. Bunlar çok kolay işler değil. Askeri vesayetle ilgili bir tartışma mı? Mısır’ın henüz bunu tartışma şansı olduğunu söylemek kolay değil. Ama bunun da ötesinde yıkmada beraber, ama uzlaşmada umutsuz ortamlarda başarı için sabır lazım.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev