"Mütevazi bir depremde dahi İzmir daha çok etkilenir"

Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atilla Uluğ, İzmir ve çevresinde 10'dan fazla aktif fay bulunduğunu belirterek, ''Bu depremin öyle 7-7.5 büyüklüğüne çıkması da gerekmiyor, mütevazi boyuttaki bir depremde dahi İzmir bundan çok etkilenir'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.08.2009 - 11:07

Marmara Depremi'nin 10. yılı dolayısıyla İzmir Valiliği, İzmir Afet Derneği (İZAD) ve Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Bölgesel Kalkınma ve İşletme Bilimleri Araştırma Uygulama Merkezi (BİMER) tarafından düzenlenen ''Afet Yönetimi Tecrübeleri Işığında İzmir'' panelinde, İzmir'in başta deprem olmak üzere doğal afet riskleri ele alındı.

Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atilla Uluğ, panelde yaptığı sunumda, Anadolu'nun coğrafi güzellikleri ve zenginlikleriyle şanslı bir bölge olmasının yanında dünyanın en etkin yer hareketlerinin arasında sıkışmışlığıyla da dikkati çektiğini söyledi.

Türkiye topraklarının yüzde 92'sinin, sanayi merkezlerinin yüzde 98'inin, barajların yüzde 93'ünün deprem bölgesinde yer aldığını ve nüfusun yüzde 95'inin deprem kuşağındaki alanlarda yaşadığını bildiren Prof. Dr. Uluğ, bu topraklarda geçmiş yıllardan bu yana meydana gelen depremler ele alındığında, ortalama her yıl bin yurttaşın depremlerde yaşamını yitirdiği, 7 binanın yıkıldığı sonucunun ortaya çıktığını kaydetti.


"İzmir'de büyük deprem olmaz efsanesi"

Prof. Dr. Uluğ, Ege Bölgesi'nin de Türkiye'deki 1. derece deprem kuşağında yer aldığını ve deprem açısından büyük riskler taşıdığını ifade etti.

Ege Bölgesi'nde yer alan İzmir'in de aynı tehdit altında olduğunu belirten Prof. Dr. Uluğ, ''İzmir'de sık aralıklarla meydana gelen hafif şiddetteki depremlerin bölgedeki büyük ve yıkıcı bir deprem oluşumunu engellediği'' yönündeki yaygın kanıya değindi. Prof. Dr. Uluğ, bu bilginin doğru olmadığını vurgulayarak, ''İzmir içinde ve çevresinde 10'dan fazla fay her zaman bir deprem üretebilir ve bu depremin öyle 7-7.5 büyüklüğüne çıkması da gerekmiyor, mütevazi boyuttaki bir depremde dahi İzmir bundan çok etkilenir'' diye konuştu.

Birleşmiş Milletler tarafından 1990 yılında ilan edilen ''Uluslararası Doğal Afetleri Azaltmanın On Yılı'' kapsamında başlatılan afet risklerinin yuvarlama metoduyla öngörüldüğü Radius Projesi'ne göre İzmir'de 6.5 büyüklüğündeki olası bir deprem senaryosu hazırlandığını hatırlatan Prof. Dr. Uluğ, şöyle devam etti:
''Bu senaryoya göre, İzmir'de 180 bin bina üzerinde değerlendirme yapılmış. Bunun 45 bininin çökeceği, 6 bin 300 kişinin öleceği ifade edilmektedir. Ama bunu pilot bölgeden tüm İzmir'e yaydığınız zaman, İzmir'in içindeki ve özellikle hinterlandındaki çürük binaların büyük hasarlar göreceğini biliyoruz. Yani mütevazi bir deprem dahi İzmir'e yetebilir.

İzmir'de deprem hasarının büyük olmasının nedeni, yerleşim alanlarının doğru seçilmemesinden kaynaklanmaktadır. İzmir'de dolgu alanlardan kazanılan yerler söz konusu. Denizden kazanılmış ve daha maksimum 11 bin senelik alanlara bütün İzmir yerleşmiş durumdadır. Bu yumuşak zeminlerin taşıma güçleri zayıf ve üzerinde ağır yapılar var. Elbette böyle yerlerde de iskan yapılabilir, ama zemin iyileştirilerek, bedeli ödenerek. İzmir'de o bedelin pek çok bina için ödenmediğini, binaların buna göre yapılmadığını biliyoruz.''


"İzmir Körfezi'nde tsunami olmaz"

Prof. Dr. Uluğ, olası bir depremin İzmir Körfezi'nde tsunamiye yol açıp açmayacağı tartışmalarına ilişkin olarak ise şunları kaydetti:
''İzmir körfezi'nde bir tsunami olmaz. Çünkü İzmir Körfezi'nin derinlik yapısı tsunamiye elverişli değil. İzmir Körfezi'nin dışında oluşan bir tsunaminin de körfeze girmesi, büyük hasarlar yapması söz konusu değil, ama İzmir'de zemin kotunun altına inmiş olan yerler, basit bir deniz çalkalanmasıyla dahi sular altında kalabilir.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler