Aslında dünyadaki hiçbir teknoloji, 1500 ışık yılı uzaklıktaki bir güneş sisteminin içindeki nesneleri detaylıca görüntüleyebilecek yeteneğe sahip değil. KIC 8462852 yıldız sistemini konu alan tartışma ise uzak yıldızları izlemek için kullandığımız ışık yoğunluğu ölçen teknolojimizden kaynaklanıyor.

Bilim insanları bu yıldızdan gelen ışıkların aniden çok büyük oranda arttığını ve azaldığını, üstelik bu sıradışı hareketliliğin doğal olaylarla açıklanamayacağını dile getiriyorlar.
Doğal durumlarda, bir yıldızın önünden dev bir gezegen geçtiğinde, o güneşin dünyaya gönderdiği ışık yoğunluğunda %2-3 gibi bir azalma yaşanıyor. Bu sayede astronomlar hangi yıldızın çevresinde kaç gezegen bulunduğunu ve bunların dönüş süresini analiz edebiliyorlar. Örneğin, Jupiter kadar dev bir gezegen incelenen yıldızın önünden geçtiğinde yıldızın dünyaya ulaşan ışığında oluşan %2-3’lük azalma, düzenli olarak tekrar ediyor. yani her sene bir kere, her üç ayda bir kere, her beş yılda bir kere… Bu da gezegenin yıldız etrafındaki dönüş süresine göre değişiyor.
Ancak bilim insanları KIC 8462852 yıldız sisteminden gelen düzensiz ışık yoğunluğu değişimlerini bu doğal mekanizmayla açıklayamıyorlar. Yıldızdan gelen ışık yoğunluğu bazen %10-15 düzeyinde düşerken bazen %22 oranında artabiliyor. Üstelik tüm bu değişimler tamamen düzensiz bir şekilde gerçekleşiyor.
Bilim insanları şimdi bu yıldızın çevresinde Tip 2 düzeyinde bir uzaylı medeniyetinin yaşıyor olabileceği ihtimalini tartışıyor. Evrende var olabilecek yaşam düzeylerini anlayabilmek amacıyla geliştirilen Kardashev skalasına göre, uzaydaki medeniyetler üç farklı kategoride sınıflandırılabiliyor. Tip 1 medeniyetler, gezegenler yıldızlar ve hatta galaksiler arasında uzay yolculuğu yapabilen, uzayda koloniler kuran medeniyetler olarak tanımlanıyor. Tip 2 medeniyetler, uzaydaki gezegenleri, yıldızları değiştirebilen, yeni yıldızlar, gezegenler yaratabilen, kara delikler oluşturabilen daha ileri medeniyetler olarak düşünülüyor. Tip 3 medeniyetler ise boyutlar arasında geçiş yapabilen, evrenin ötesine geçebilen, fiziksel vücutlara ihtiyaç duymayan, uzayda her an her yerde bulunabilecek, uzayı dilediği gibi değiştirebilen, evrenleri yok edebilecek güce sahip, yarı-tanrı formuna yükselmiş medeniyetler olarak tanımlanıyor.
Şimdi bilim insanları, KIC 8462852 yıldız sistemi içinde Tip 2 tanımına uyan, yıldızın enerjisini çekerek kendilerine gerekli enerjiyi sağlayan bu nedenle de yıldızın ışık yoğunluğunun sürekli değişiklik göstermesine neden olan uzaylı bir medeniyetin yaşıyor olabileceğini düşünüyor. Bu medeniyetin yıldızın çevresinde hareket ederek yıldızdaki patlamalardan ve enerji salınımlarından faydalanarak enerji üreten dev uzay istasyonları ve enerji yapıları inşaa etmiş olabileceklerini düşünen bilim insanlarının sayısı hiç az değil.
Elbette karşıt görüşteki bilim insanları ise bu fenomenin doğal bir açıklaması olabileceğini savunuyor ancak şimdilik hangi cephenin haklı olduğunu bilmemiz mümkün değil gibi görünüyor. Yine de KIC 8462852 yıldız sistemi, evrende gözlemlediğimiz sayısız yıldız sistemi içinde, uzun yıllar boyunca tüm bilim dünyasının ilgi odağı olacak.

iOS 9 için ilk Jailbreak aracı yayınlandı!