Okula gitmek istemeyen çocuğa kızmayın

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Sabri Hergüner, ''Okula yeni başlayan çocuğun korkularını ve kaygılarını hafife almak, numara yaptığını düşünmek, çocukla alay etmek, kızmak, bağırmak durumu çözmek yerine daha da artırabilir'' dedi.

Okula gitmek istemeyen çocuğa kızmayın
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.09.2010 - 10:24

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Sabri Hergüner, okul korkusu okula giden her 40–50 çocuğun birinde görülebilen bir durum olduğunu, eğer kısa sürede üstesinden gelinmezse çocuğun hem eğitim hayatını, hem de arkadaş ilişkilerini olumsuz etkileyeceğini söyledi.

Bu durumun aile içinde de gergin bir durum oluşturabileceğini, okuldan korkan çocukların üçte birinin uygun yaklaşımlar gösterilmediğinde, okuldan soğumakta ve daha erken dönemde okuldan uzaklaşabildiğine dikkat çeken Hergüner, okul korkusunun herhangi bir yaşta ortaya çıkabileceğini, ancak en sık ilkokula ya da anaokula ilk defa başlayan 5–7 yaşlarındaki çocuklarda gözlenebileceğini bildirdi.
 

"Çocuk kaybolacağı düşüncesiyle okula gitmek istemiyor"

Bunun yanı sıra 5. sınıftan 6. sınıfa ya da 8. sınıftan 9. sınıfa geçişte olduğu gibi okul, öğretmen, arkadaş çevresinin değiştiği zamanlarda da okula gitmek istememe durumunun ortaya çıkabileceğini vurgulayan Hergüner, şöyle devam etti:
''Bazı zamanlarda ise bu durum ders başarısızlığı korkusu nedeniyle okul döneminin sonlarında, sınav zamanlarında başlar. Çoğu durumda çocuk esasında okuldan korkmamaktadır, korktuğu anne-babasından ayrı kalmaktır. Annesini bir daha göremeyeceğini, kendisini bırakıp gideceğini, hatta evlerini taşıyıp başka şehre yerleşeceklerini ve kendisinin kaybolacağını düşünür, bir türlü ders saatinde annesini bırakıp tek başına sınıfa giremez.''

Bu durumun okulun ilk haftasında özellikle anasınıfı ve birinci sınıfa başlayan çocuklarda fazlaca görülebileceğini okulun ilk günü yaşanan kalabalık, telaş, hareketlilik çocukları daha da korkutabileceğini dile getiren Hergüner, şunları kaydetti:

''Okul korkusu olan çocuklar tatil günlerinde yani okulun olmadığı zamanlarda daha rahat ve huzurludur. Ancak okula gidilecek günün akşamından itibaren sıkıntılar başlar. Huzursuzluk, gerginlik, sinirlilik, hırçınlık, ağlama, karın ağrısı, bulantı ve uykusuzluk yaşayabilirler. Okul sabahında bu durumlar en üst düzeye çıkar. Anneye okula gitmemek için yalvarma, bağırma, vurma, ağlama nöbetleri, okula gitmeyi ertesi güne ertelemek için pazarlık yapma ya da okula gitmek için rüşvet isteme sık görülen durumlardır. Bu durumda eğer okula gitmekten vazgeçilirse bir sonraki güne kadar çocuk rahatlar. Ancak ertesi günün sabahında sorunlar yaşanmaya devam eder.''

Çocukların önemli bir kısmının ayrılığın üstesinden bir iki hafta içinde gelebildiğini, bu durumda olan çocuklara ebeveynlerin ve öğretmenin uygun yaklaşımı gerektiğini ifade eden Hergüner, İlk defa 4 – 5 saat için annesinden – babasından ayrı kalmanın, tanımadığı arkadaşlarla aynı ortamı paylaşmanın, öğretmen ile ilk defa karşılaşıyor olmanın çocuğa zor gelebileceğini söyledi.
 

Okula 1 hafta önce başlatılan çocuk daha uyumlu oluyor

Hergüner, mutlaka ilk aşamada ailenin çocuğun bu zorluğu yaşayabileceğine hazırlıklı olması gerektiğini belirterek, ''Kaygılı, endişeli, anneden ayrı kalma durumu karşısında sıkıntı yaşayan çocukların okullar açılmadan 2-3 hafta öncesinden okula hazırlanması gerekir. Örneğin, okullar açılmadan önce okulu görmeye gitmek, öğretmen ile tanışmak, sınıfta bir müddet oturmak, kırtasiye alışverişini birlikte yapmak, çocuğun okula olan merakını, motivasyonunu artıracaktır. Özellikle birinci sınıflar için yapılan bir hafta önceden okula başlamak çocuklar için çok yararlı bir uygulama. Ebeveynlerin çocuğun okula gitmesi konusunda kararlı olması gerekir. Bu özellikle ilk üç dört gün çok zor olabilir. Ebeveynlerindeki kararlılığı ve tutarlılığı görmek çocukta da bir güven duygusu oluşturacaktır'' diye konuştu.
 

''Çocukla alay etmeyin"

Okul korkusuna karşı çocuğun mümkün olduğunca çabuk okula başlaması ve sınıfına devam etmesi gerektiğini anlatan Hergüner, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Okul devamsızlığı ne kadar çok uzun sürerse, yeniden sınıfa dönme ve okul korkusundan kurtulma o kadar zorlaşacaktır. Bu nedenle erken müdahale çok önemlidir. Çocuğun korkularını ve kaygılarını hafife almamak, numara yaptığını düşünmek, çocukla alay etmek, kızmak, bağırmak durumu çözmek yerine daha da artırabileceğini 'Sen bebek misin?' 'Ağlanır mı?', 'Şımarıklığı bırak!' gibi çocuğun içinde yaşadığı kaygıları, korkuları göz ardı etmek, çocuğu daha da sıkıntıya sokacaktır. Çünkü çocuk bir şekilde yardım istemektedir. Ancak bunun tam tersi olarak da kontrolü tamamen çocuğa bırakmak, yani istemediğinde okula göndermemek, sınıf önünde sürekli çocuğu beklemek de sorunu çözmeyen yöntemlerdir.''

Çocukların önemli bir kısmının ayrılığın üstesinden bir iki hafta içinde gelebildiğini vurgulayan Hergüner, eğer aile durumun üstesinden gelemediklerini düşünmeye başladıklarında mutlaka bir uzmana gitmelerini önerdi.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler