Organik anlayış hem bugün hem de gelecek kuşaklar için önemli!

Yerel, sağlıklı ve ekolojik üretim ve tüketimin önemine ve teşvik edilmesi gerektiğine inanan Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, organik tarım yapan üreticinin son kullanıcıya doğrudan ulaşmasını sağlayan %100 Ekolojik Pazarlar halkasına bir yenisini daha ekledi: Küçükçekmece %100 Ekolojik Pazar, Küçükçekmece Belediyesi ve ArenaPark AVM ortaklığıyla açıldı.

Küçükçekmece %100 Ekolojik Pazarı her pazar günü 10.00-19.00 saatleri arasında ArenaPark AVM’de (Atakent Mahallesi, Çiçekli Vadi Caddesi, No.1 Halkalı) kurulacak. Meclis kararıyla resmi pazar statüsünde kurulan ve Arenapark AVM tarafından belediyeye ücretsiz kiralanan kapalı pazaryerinde, müşterilere yakıcı güneşe ve yağışa karşı korunaklı bir ortamda alışveriş imkanı sunuluyor. Küçükçekmece %100 Ekolojik Pazar, ücretsiz otopark, WC, yeme içme ve sosyalleşme olanakları da sağlıyor. 1500 metrekare alanda 140 tezgâh ile başlayan Küçükçekmece %100 Ekolojik Pazarı, ağırlıklı olarak üreticilerden oluşuyor. Ekolojik pazarda, taze sebze-meyve gibi ürünlerin yanında et ve süt ürünleri, zeytinyağı, bal, tahıl ve bakliyat, kozmetik, kuru meyve ve yemişler gibi işlenmiş ürünler de satılıyor.

Buğday Derneği, yerel yönetimlerin işbirliğiyle yıl boyunca her hafta kurulan İstanbul’da Şişli, Kartal, Bakırköy, Beylikdüzü ve Konya’da Meram ile mevsimlik olarak kurulan Kayseri-Kocasinan, İzmir-Seferihisar ve Balıkesir-Burhaniye %100 Ekolojik Pazar deneyimlerinden sonra Küçükçekmece %100 Ekolojik Pazar’a da danışmanlık, eğitim, organizasyon, denetimler, basın ve halkla ilişkiler konularında destek veriyor. Türkiye’de ekolojik (organik) tarımın yaygınlaşması için, organik ürün fiyatlarının, tüketicilerin alım gücüne uygun şekilde belirlenmesi, büyük önem taşıyor. %100 Ekolojik Pazarlar’ın yaygınlaşması artan taleple birlikte organik ürün fiyatlarının düşmesini de sağlıyor.

Buğday Derneği Eş Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu, “Organik ürünler, sağlık öncelikli bir tercihten öte, gelecek kuşaklara nasıl bir dünya bırakacağımızla ilgili bir tercih. Organik ürün seçimi sadece ‘bugün’le sınırlı kalmaz, ‘sağlık’ boyutuna indirgenmez, üretim ve kullanımı yerelde yaygınlaştırılır ve bir devlet politikası haline getirilirse, gelecek kuşakların gıda güvencesi sağlanabilir; su, toprak ve doğa temiz kalabilir” diyor.

Kimyasallardan uzak durun...

Gıdalardaki tarım ilacı kalıntıları; özellikle çocuklarda alerjilerden kansere kadar birçok sağlık sorununa neden oluyor. Ana rahmindeki bir bebeğin sağlığını olumsuz etkileyen zirai ilaç kalıntılarına, anne sütü ve kordon bağında bile rastlanabiliyor. Oysa tarım topraklarıyla birlikte su varlıklarını koruyan ve biyolojik çeşitliliğin devamlılığını sağlayan ekolojik yöntemlerle üretilen gıdaların besin değerleri daha yüksek. Organik gıdalar, aynı zamanda GDO’dan sakınmanın da tek yolu. Herhangi bir garantisi olmayan “doğal”, “naturel”, “yeşil”, “hormonsuz”, “hakiki”, “saf” vb. ifadelerin arasında, gerçek gıdaya ulaşmanın giderek zorlaştığı günümüzde, organik sertifikalı ürünler kişisel güven ve söylemin ötesinde bir güvence sunuyor. Ancak organik ürünlere ilginin artmasıyla birlikte, çarşı-pazarda hiçbir sertifika olmaksızın “organik” adı altında satılan ürünlere de rastlanıyor. Bu nedenle alışveriş yapanların taze organik ürünlerde organik tarım sertifikasını ve ürünün ilgili üreticiden alındığına dair faturayı; paketli ürünlerde ise Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı logosu ile sertifika kuruluşu bilgilerini kontrol etmeleri gerekiyor.

Tamamen organik sertifikalı ürünlerin satıldığı %100 Ekolojik Pazarlar, Buğday Derneği ve yerel yönetimler tarafından denetleniyor. Buğday Derneği tarafından oluşturulan veri kayıt sistemi sayesinde, pazarın tüm ürün giriş-çıkışları kayıt altına alınarak web tabanlı bir sistemde tutuluyor. Böylece herhangi bir üretici veya ürüne dair satış verileri herhangi bir tarih aralığında elde edilebiliyor ve üretici stok takibi organik tarım sistemi içinde çok daha sağlıklı yapılıyor.