Sezai Temelli'den Erdoğan'a: Bunların minik ortağı diyor ki 'Toplumun durumu iyi değil'

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin grup toplantısında Bahçeli ve Erdoğan'a yönelik "Bunların minik ortağı diyor ki 'Toplumun durumu iyi değil'. Toplumun ruh sağlığını bozdunuz. Her gün televizyonlarda günde en az iki saat konuşuyor. 'Yıkarız, yerle bir ederiz, hainler, teröristler...' diyor. Öyle bir racon kesiyor ki herkesin sağlığı bozuluyor" ifadelerinde bulundu

Sezai Temelli'den Erdoğan'a: Bunların minik ortağı diyor ki 'Toplumun durumu iyi değil'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.01.2019 - 13:44

Sezai Temelli'nin konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

Bugün tecride karşı durmak demokratik çözüm arayışıdır. İşte Leyla Güven bize bunu anlatıyor, bizi bu mücadeleye davet ediyor. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için yapılan eylemler her yerde sürmektedir. Cezaevlerinde birçok yoldaşımız açlık grevindedir. Leyla Güven'in çok ciddi sağlık sorunları baş göstermiştir. Tüm Türkiye'ye sesleniyorum, gelin bu konuda inisiyatif alın, tecride karşı sesinizi yükseltin. Bugün sessiz kalmayalım, gelin ölümlere izin vermeyelim.

Haksız şekilde tutuklanan yoldaşımız Figen Yüksekdağ'ın davası yarın görülecek, bizler de orada olacağız. Bugün Türkiye'de yargı, siyasete alet olmuştur, vesayet altındadır. Figen yoldaşımız direniyor, biz de direnmeye devam edeceğiz.

Siyasi iktidar, kadına yönelik şiddetine devam ediyor. Kadın siyasetçilere yönelik bu saldırı devam ederken Meclise, çocuk istismarında bulunanlar için af önerisi geliyor. Bu iktidarın erkek egemen zihniyeti, her geçen gün kadına yönelik şiddeti artırırken çocuk istismarına da göz yumuyor. Tüm bu yaşadıklarımızın en temel nedeni savaş ve yolsuzluk politikalarındaki ısrardır.

Yine bu savaş çığırtkanları Rojava'yı hedef haline getiriyor. Gitmişler Bab'da bir futbol sahası yapmışlar, bir senaryoyu televizyon ekranlarında oynatıyorlar. Oradaki tüm güçler, Türkiye dahil, Suriye'den çıkmalı. Suriye'nin geleceğine Suriye halkları karar vermelidir.

Son günlerde yine 'Kürtler kardeşimizidir' söylemi ağızlarında. Bölgesel anlamda bir saldırı varken, Kürtçe tabelaya bile tahammül edemeyenler hangi kardeşlikten bahsetmektedir? Sizin kardeşlik anlayışınızı Afrin'de gördük. Afrin'deki okullarda Kürtçe eğitimi bitirmekle övünen sizsiniz. İnsan, kardeşinin elinde kalmış tek geçim kaynağı olan zeytinleri çalar mı? Bu nasıl kardeşlik? 'Vanaları kapatırız, aç kalırsınız' diyenler hangi kardeşlikten bahsediyor? Kürtler Afrin'den size sesleniyor: Gölge etmeyin, başka ihsan istemeyiz.

Afrin'de 200 bine yakın insan yerinden edildi. O insanların yerlerine dönmesi için sizin oradan çıkmanız gerekiyor. Bir gün Rusya'nın, bir gün ABD'nin kapısındalar. Bu toplantılarda neler konuşulduğunu Trump'ın tweetlerinden anlıyoruz. Trump bir tweet atıyor, hemen telefona sarılıyorlar. Her konuşmalarında esiyor gürlüyorlar. Bunların minik ortağı diyor ki 'Toplumun durumu iyi değil'. Toplumun ruh sağlığını bozdunuz. Her gün televizyonlarda günde en az iki saat konuşuyor. 'Yıkarız, yerle bir ederiz, hainler, teröristler...' diyor. Öyle bir racon kesiyor ki herkesin sağlığı bozuluyor. Sağlığımızın düzelmesinin yolu bu sesi susturmaktan geçiyor. 31 Mart'ta bu sesi susturacağız.

Bugün sokaklarda her türlü şiddet kol geziyor, polis şiddeti de buna ekleniyor. Emekçilerin hakkını araması bizzat polis şiddeti ile engelleniyor.

Seçim rüşveti dağıtmaya devam eden bu iktidar, halka zamlarla yükleniyor. Şimdi bir de poşet parası çıktı. Bu 25 kuruşun içinde bile AKP zihniyetini görebilirsiniz. Görseniz, bilmeseniz, ne çevreci, muhterem adam dersiniz. Sırf yazlık sarayı için 40 bin ağacı kesmiş birisi, çıkmış televizyonlarda çevreci kesiliyor.

Bir Hazine ve Maliye Bakanı var, çıkmış diyor ki 'Hedefi tutturduk'. Küme düşmeyi hedeflemiş ve düşmüş bir futbol takımı gibi hedefi tutturduk diyor. Ekonomi küme düştü.

Kayyım atanmış her yerde, tüm Kürt illerinde yerel demokrasiyi inşa etmek için çalışmalarımızı hızlandırdık. En güçlü şekilde yerel seçimlere hazırlanıyoruz.

Halktan kaçanlar, seçimden de kaçmanın yolunu arıyor. Sayın Binali Yıldırım diyor ki 'Seçim siyaset değildir'. Meclis başkanlığı onurlu bir görevdir. O makama saygı gösterin. O koltuğun hakkını vermekle sorumlusunuz. Bir an önce istifa edin. 12 Eylül anayasasının bile uymayan bir pozisyona düşmeyin, bir an önce istifa edin.

Akla hayale gelmeyecek şaibeler peşindeler, suç örgütü gibi çalışıyorlar. Seçmen sayısında oynayarak seçim sonucunu değiştirebileceğiniz yerleri tespit etmişler. Vali, kaymakam, jandarma, herkes işin içinde.

Iğdır Merkez Polis Misafirhanesi, 38 odası var, 70 kişi kalabilir ancak. Burada 374 kayıtlı seçmen gözüküyor. Bizim seçmenleri siliyorlar, kendi seçmenlerini kaydediyorlar. Çukurca'da bir evde 627 kişi kayıtlı gözüküyor, Hakkari merkezde bir evde 1108 kişi var. Bunların hepsi belgelendi.

Şimdi de cezaevlerinde oy kullanacak tutukluların haklarını gasbediyor. Bütün HDP'lileri cezaevine koyduğu için bizim arkadaşların oyunu gasbetme peşinde.

Sandıklarımıza sahip çıkacağız, oylarımıza sahip çıkacağız. Tüm halkımızla beraber bu mücadeleye sahip çıkacağız. Vardık, varız var olacağız


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler