Solu, partileri, belediyeleri kurumsallaştırmak için...
Yiğit Gülöksüz, yıllarla en kritik dönemlerde sol siyasetin en önde liderlerinin, solda en sivrilmiş belediye başkanlarının yanında, siyasetin en üst görevlerinde.. Ancak ayrımsız uzmanlık, bilgi birikimleriyle katkıda bulunmakla yetinmiş, üretilen anlamlı işler, projelerde hep başı çekmiş..
Yiğit Gülöksüz, Cumhuriyet kuşağından bir öğretmen ailesinin çocuğu. 1936’da Ayaş’ta doğmuş. Ankara Gazi Lisesi’nden sonra İTÜ’de mimarlık okumuş. 1960’ta 27 Mayıs’ı yaşayarak mezun olmuş.
1960 sonrası toplumda planlamadan beklentinin büyük olduğu ile söze giriyor. Kendisinin de mimarlık eğitmi süresi içinde, sorunları şehir ölçeğinde görme eğilimi içinde olduğunu, var olan mimarlık eğitimi içinde ise mimarlık pratiğinin hızlı şehirleşme karşısında yetersiz kaldığını sezinlediğini, o nedenle de mezun olur olmaz İmar ve İskân Bakanlığı Bölge Planlama Dairesi’nde çalışmaya başladığını açıklıyor.
Genç ve çalışkan bir grup arkadaşla, Zonguldak bölge plan çalışmalarına katıldıklarını, çok zevkli ve verimli bir çalışma yaptıklarını belirtiyor. Bakanlık, ABD ve Avrupa’da birer yıllık eğitim olanağı sağlananların içinde olarak, BM bursu ile ABD’nin önemli bir üniversitesinde, MİT’te yüksek lisans çalışmasına başladığını, yılın sonunda bakanlık görevine döndüğünü, yıllar sonrasında da yüksek lisans öğrenimini tamamladığını anlatıyor. Yurda dönmeden BM’nin sağladığı bir gezi programı ile Amerika ve Avrupa kentlerinde, şehir planlama ve toplu konut alanlarında yeni uygulamaları görme olanağını yakalıyor.
1964-66 askerlik yıllarından sonra, DPT Sosyal Planlama Dairesi’nde “şehirleşme ve bölgesel gelişmelerden sorumlu uzman” olarak görevlendiriliyor.
BİR ELMANIN İKİ YARISI
Yakın dostları bir ömür kesintisiz, dayanışmalı, işbölümü paylaşımı tadında sürmekte olan dostluğu, bir o kadar da yoğun çalışma ilişkisini “bir elmanın iki yarısı gibi” tanımlasalar da, İlhan Tekeli’nin ağırlıklı toplumsal örgütlenmeler, üniversitel çatı altında, Yiğit Gülöksüz’ün ise sosyal demorat siyasal partiler, belediyeler bağlantılı kamu kurumları içinde, pek çok noktada ortak kurumlarda da çakışan, ortak çalışmaları da içinde, sonuçta ortak toplumsal amaçlara dönük sınır, nokta konulmamış yaratıcı, tamamlayıcı üretimleri söz konusudur..
Yiğit Gülöksüz’ün söyleşimiz için tutuğu nottan aktarırsak..
“DPT’de, 1968’de yürürlüğe girecek ‘2. Beş Yıllık Plan’ın hazırlıkları yapılıyordu. Ben de Planın ‘şehirleşme ve bölgesel gelişme’ bölümünün hazırlanmasından sorumluydum. Bu bölümü, o yıllarda ODTÜ’de şehir ve bölge planlama bölümünde öğretim üyesi olan İlhan Tekeli ile birlikte yazdık. İlhan Tekeli ile İmar ve İskân Bakanlığı Bölge Planlama Dairesi’nde yollarımız kesişmiş ve hayat boyu sürecek çalışma arkadaşlığımız başlamıştı.”
Gülöksüz, devamla, “1. Plan”dan farklı olarak “2. Beş Yıllık Plan”da, şehirleşmeyi gelişmenin itici gücü olarak gördüklerini, sanayileşme ve tarımda modernleşme ile birbirinden ayrı düşünülemez bir bütünün parçaları olarak tanımladıklarını belirtiyor. 1968 yılında tamamlanan “2. Beş Yıllık Kalkınma Planı”nında bulunan bu bölümün, aynı zamanda ekonomik kalkınma planının “mekânsal” boyutunun eksikliğine işaret ettiğinin altını çiziyor.
Bu düşünce yine aynı yıllarda Mimarlar Odası yönetimince, Esas Turak, İlhan Tekeli ve Yiğit Gülöksüz ekibi tarafından yürütülmüş “1. Fiziki Plan Semineri” (1968 çalışmasında) önemli bir bildiri ve katkılarla geliştiriliyor.
“2. Beş Yıllık Plan”ın yürürlüğe girmesinden sonra DPT’den ayrılarak Amerika’da mimarlık ve kent planlama alanlarında, yüksek lisans, eğitim çalışmalarına eşi ile birlikte katılıyor. Türkiye’ye dönük DPT’nin 1970 sonrası kurulan “Kalkınmada Öncelikli Yöreler Dairesi”nde müşavir olarak çalışıyor. Türkiye’de yerleşme merkezlerinin kademelendirilmesi, şehirlerin, kasabaların, köylerin, tüm yerleşme merkezlerinin, birbirleriyle ilişkilerinin, etkileşimlerinin kademeli yapısının ortaya çıkarılmasını amaçlayan, saha çalışmalarının toplanmasında görev alıyor.
1974’te kısa süren 1. Ecevit hükümetinin, İmar ve İskân Bakanı Ali Topuz’un, dönemin alanlarında efsaneleşmiş uzmanlarını bir araya getiren, kıyıların kamuya açılmasını getiren, hızlı kentleşmenin sorunlar yumağında, yerleşme, barınma, ulaşım örgütlenmelerinde toplumsal çözüm yollarının önünü açan araştırmalara dayalı gerçekler bir sonuç raporla ortaya çıkarılıyor.
1977 genel seçimlerinin ardından CHP’nin kurduğu hükümette Ali Topuz, Köyişleri ve Kooperatifler Bakanı, Gülöksüz de Bakanlık Müsteşarı olmuştur. Meslek örgütlerinden yetişmiş genç uzmanlarının katkılarıyla bir dizi yeni proje geliştirilir. Ecevit’in siyasal, toplumsal kimliğinde de öne çıkan, “Köylüye Ulaşım Projesi”nin hızlı çalışmalarının ardından, “Köykent Projesi”nin, köykent demetleri çalışmalarının kamuoyuna yansımaları gelir. Ecevit, Yiğit Gülöksüz ile İlhan Tekeli’nin bu konuda özel bir rapor hazırlamalarını istemiştir.
Pilot bölge olarak Van Özalp’te Van’ın İran sınırında, köykent için amaçlananlara en çok ihtiyaç duyulan bir yerde, 10 merkezi köye bağlı 100 köylük bir alanda planlama ve uygulamaya geçilir. Gelişme ve üretim kooperatifleri etrafında örgütlenmeler sağlanır. Yaşanan ekonomik sorunların ağırlığında 1979 Senato ara seçimlerinde Ecevit hükümetinin çekilmesi, 12 Eylül askeri darbesinin gelmesi sonrası, Yiğit Gülöksüz de ODTÜ’de şehir planlama bölümünde öğretim üyesidir.
SODEP KURUCULUĞU, SİYASET PRATİĞİ
12 Eylül darbesi, siyasi parti kurma yasağı, yeniden demokratik rejime geçiş sürecinde.. İlhan Tekeli, Yiğit Gülöksüz, Bülent Ecevit, Deniz Baykal, Necdet Uğur.. Oran evlerinde oturanlar arasında, solda yeni parti kuruluşu arayışlarının trafiinin içindedirler.. Bülent Ecevit’in aday olmayacağı kesinleşince, bilinen gelişmeler içinde Erdal İnönü’nün öncülük etmeyi kabul etmesi ile, SODEP’in kuruluş hazırlıkları başlar. Parti programı hazırlıkları tamamlandığında İlhan Tekeli, akademik kariyerine devam etmeyi seçerken, Yiğit Gülöksüz SODEP kurucuları arasında yerini almıştır. SODEP’i seçime sokmamayı isteyen askeri yönetim, Erdal İnönü, Yiğit Gülöksüz de içlerinde 24 kurucu üyeyi veto eder.
SODEP’in 1983 seçimlerine katılması engellenmiş olur, SODEP’in meclis dışında kalmasından sonra, genel sekreter yardımcısı olarak göreve devam eden Yiğit Gülöksüz, önce SODEP’te sonra Halkçı Parti ile birleşildiğinde, Sosyal Demokrat Halkçı Parti SHP merkez yönetiminde görev yapar. “Siyasette, bu partileri muhalefette olsun, iktidarda olsun sürekli çalışan bir siyasi kurum haline getirmekle görevli hissetim..” cümlesi ile kendini, siyasi sorumluluk algısını tanımlıyor.
SODEP’te ilk görev dağılımı toplantısında, yerel yönetim birimi kurulmasını önerir. Bu birim siyasette yer aldığı sürece, kişisel görev alanında kalacaktır. Ülke düzeyinde iktidar yolunun yerel yönetimlerde sınav verilerek, politikaları ve projeleri yerel ölçeklerde sınayarak, bu yolla geliştirerek, yine bu yolla kadroları yetiştirerek açılacağına inanıyor. Geçen 40 yıla yakın süreçteki gözlemlerinin bu düşüncesini güçlendirdiğini söylüyor.
1989 yerel seçimlerinde SHP’nin, SODEP’in kuruluşundan 6 yıl sonra, ANAP gibi hizmet üretmiş bir partiden, başta büyük şehirler olmak üzere, Türkiye’nin tamamında daha çok oy alarak birinci parti olmasını anımsatıyor. Ancak sosyal demokratların bu fırsatı iyi kullanamadıklarının bir sonraki seçimlerde ortaya çıktığının da altını çiziyor.
TOPLU KONUT BAŞKANLIĞI
20 Kasım 1991, DYP-SHP koalisyonu kuruluşunda Yiğit Gülöksüz koalisyonun bakanlık paylaşımlarından çok başkanlıkların, örnek olarak da önemli kaynaklara sahip özelleştirme ile toplu konut idaresi başkalıklarını gösterir. Sonuç olarak Demirel Başbakan, İnönü Başbakan Yardımcısı, Erdal Bey’in önerisi Demirel’in onayı ile Gülöksüz, Toplu Konut Başkanlığı’na atanır. Cumhurbaşkanı Özal, bu atamayı önce geri çevirse de hükümetin üçlü kararnamede direnmesi ile atamalar gerçekleştirilir.
TOKİ, kredilerini yalnızca 100 metrekareyi geçmeyen ilk konuta yönlendirerek, tatil kooperatiflerine kredi vermeyi keserek 1992-97 yılları arasında 450 bin kooperatif konutu kredisi üretmiş olarak, en yoksul bölgelerde de doğrudan ihale ile 20 bin konut inşaatı yapmış olarak, 26 bin konuta da belediyeler eliyle yapılmayı sağlayarak 26 bin, toplam 26 bin konut hizmetiyle, dar gelirliye konut üretme sosyal politikalarına öncülük yapmıştır.
Ankara Eryaman, İstanbul Halkalı projeleri, belediyelere ve konut kooperatiflerine planlama, kentsel tasarım, mimari çözüm, teknik müşavirlik, teknoloji, kaiyetler ile ilgili birer sergi alanı gibidir.
Yiğit Gülöksüz, TOKİ’nin 1992 Erzincan depremi rehabilitasyon ve yeniden yapılandırma projesi, uygulamasındaki başarısı ile alınan uluslararası FIDIC mevzuatına göre iş ve ihale yapma becerisi, bağımsız kuruluşlara kendisini denetletiyor olmasıyla kazanılmış standartlar nedeniyle onurlanıyor. Bayındırlık Bakanlığı’nın yapmaktan kaçındığı bazı işlerin başkanlıkça o dönemlerde TOKİ’ye aktarılmasının örneklerini veriyor. Demirel, imzalı bir talimatın örneğini paylaşıyor.
TOKİ’nin 1992 ortasında aldığı bu işi, üç buçuk yıl içinde, sözleşmeden önce bitirerek 60 milyon dolarlık bir tasarraf ile bitirdiğini anımsatıyor. Tasarrufun, Marmara Denizi tabanında yapılan araştırmalara, daha sonraki deprem ve heyelanlarda kullanıldığını belirtiyor.
“1994 yılında, TOKİ hem Erzincan depremi çalışmaları hem yüz binlerce dar gelirliyi konut sahibi yapmış olması nedeniyle, BM tarafından ‘Habitat Scroll of Honour’ ödülüne layık görüldü” cümlesi ile nokta koyuyor.
HABİTAT İSTANBUL KENT ZİRVESİ
1992 Rio’da toplanan BM Çevre Zirvesi’ne katılan Süleyman Demirel, 1996’da toplanacak olan Habitat 11 kent zirvesinin İstanbul’da yapılmasını önerir. Bu görev o tarihte Bayındırlık Bakanlığı’na verilir. Dışişleri de devreye girer. İçeriğin geliştirilmesi yolunda uzun bir hazırlık süreci söz konusudur. Dünya ölçeğinde sivil toplum örgütlenmelerinin, tüm toplumsal sorunların masaya yatırılacağı geniş kapsamlı toplantıların çok geniş kapsamlı gündem, hazırlık çalışmaları için, ülke koşulları da gözetilerek Bayındırlık Bakanlığı bu işi yapamıyacağını bildirir. Sadece iki yıllık bir süre kalmışken, bu görev “Toplu konut marifetiyle yapılacaktır” talimatıyla TOKİ’nin sorumluluğuna verilir.
Dönemin koşullarında, TOKİ’nin sorumluluğunda, ülkemizin tüm sosyal sorumluluğu olan meslek örgütlenmelerinin katkılarıyla birçoğuna tanıklık da etmek şansını yakaladığım hazırlıkları, ne de Yiğit Gülöksüz’ün kendi kaleminden bu söyleşi için hazırlanmış özetin özeti notları sizlerle paylaşmanın olanağı yok. Olsa olsa dünyanın insandan yana çırpınışlar içindeki tüm demokratik örgütlenmelerinin seferber oldukları değeri çok büyük, ancak dünyanın acımasız gerçeklerini değiştirebilmede giderek vahşileşen emperyal düzen sömürüsünün çarklarının işleyişi karşısında BM’nin güçsüz, işlevsiz kalma halleri ile insandan yana sonuç alınmada çok da işlevsel olamamış bir gerçeklikten, efsaneden söz ettiğimizi bilin yeter.
İstanbul’da düzenlenen Habitat’ın ortaya çıkardığı sonuç gerçeklerin de dünya insanlık için ayna tutan gerçeklikleriyle şimdilik efsane, insandan yana belgeledikleriyle de dünya tarihine yazılı, kazılmış belgeler niteliğinde.. 171 ülkeden, başkan, başbakan, bakanlar düzeyinde katılımlar oldu. O tarihte Cumhurbaşkanı Demirel ev sahibi olarak önemli oturumlara başkanlık yaptı. Türkiye bu büyük ölçeklerde uluslararası bir etkinlikteki başarılarıyla İstanbul’u bir kongreler şehri yapmayı başardı.
Dünyanın bugünlere göre belki de daha çözülebilirliği önde, insandan yana daha az vahim boyutlarda olan gerçekleriyle yüzleşmeler yaşandı. İstanbul’a dönük bir ince ayrıntılı başarı daha, TOKİ, Toplumsal Tarih Vakfı’nın yönetim kadroları buluşması sayesinde, İstanbul’un uygarlıklar tarihinin müzesi tadında bilimsel çalışmalar, sergilerle, İstanbul’un uygarlıklar tarihi sergileriyle, sanat etkinlikleriyle.. tartışılamaz değeri, dünyanın her köşesinden gelen uzman konuklar aracılığıyla dünyaya ulaştırılmış oldu...
ARŞİVİMİZDEN SÜRPRİZ FOTOĞRAFLAR
Bilimsel kimliği, birikimleriyle siyasetin içinde, ülkenin önemli siyasi liderleri, belediye başkanlarının yanında sosyal demokrat siyaset ağırlıklı, sosyal belediyecilik çalışmalarında doğrudan görev almış Yiğit Gülöksüz’ü yakından tanıyanlar, aslında siyasetçi kimliğinden çok uzakta, siyasetin içinde çok etkin görevler yapmayı seçtiğini iyi bilirler. Siyasetin içinde uzun soluklu kilit görevlerde, fazlası ile polemik yaratabilecek en küçük bir değerlendirmeye kapı açmamayı seçiyor. Yanıtsız sorularda ısrarlı olmamayı seçerek, bilimsel, toplumsal sorumluluk çalışmalarına nokta koymayı seçmemiş olmasını da gözeterek, TOKİ-Konutbirlik kıyaslanması, İstanbul kentinin bugünkü halleri, yeni süper projeler ile sosyal politikalar çatışması üzerinden, “Bu da sorulur mu?” anlamlı gülüşünden sonuç çıkarmakla yetindim..
Birlikte uzun yıllar çalıştığı sol siyasi liderler, belediye başkanlarının isimlerini vermekle yetinip, yapılmış işlere ilişkin değerlendirmeleri ortada. “Siyasetin içinde, siyasetçiliği seçmeden işimin gerekleri ile, yaptıklarımla, emeğimle varım..” manifestosu gibi bir duruş..
Bir tek Cumhuriyet gazetesinde birinci sayfadan yayımlanmış Erdal İnönü’nün SODEP kuruluş günlerinden, Güneydoğu ilçe örgütlenmelerinde çekilmiş fotoğraf karelerinin anılarının paylaşılmasına özendi.. İnönü’nün 3. cilt anılarında, özlemle anlatılan en zorlu koşullardaki insanlarla kucaklaşmanın sevincinin paylaşıldığı gazeteye ulaşamadık. Arşivdeki arkadaşlarım büyük olasılıkla o tarihilerin ilçe teşkilatlarının kuruluşu koşullarındaki çalışmalarının taşra baskısında manşet haber olarak kalmış olabileceği sonucunu çıkardılar.
Yiğit Gülöksüz hayvanların taşındığı trenin üzerinden yapılan yolculuk sahnelerini, karda araçlarının bozulması, karda yolda kalma sahnelerini, köşlülerin içtenlikli liderlik taktiklerini Erdal İnönü ile paylaşmalarını, kahkahaları öylesine çoşkulu anlatıyordu ki.. Üç kuşak söyleşilerinin gizli asıl emekçileri Cumhuriyet’in arşiv çalışanları seferberlik ilan ettiler. İnönü’nün söz konusu kış aylarına ait fotoğraf karelerini tek tek taradılar. Ankara bürosu damgalı, isimsiz, tarihsiz fotoğraf karelerini bulup, bilgi notları için Gülöksüz’e ulaştırdılar. Biz de bu değerli anıların koşullarını sizlerle paylaşabiliyoruz..
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev