TMMOB'dan "Deprem Gerçeği"

TMMOB Makina Mühendisleri Odası, ''Türkiye'de Deprem Gerçeği ve TMMOB Makina Mühendisleri Odası'nın Önerileri'' Raporu'nda, bilim, mühendislik ve akla aykırı uygulamalar ile rant politikaları nedeniyle, Türkiye'nin bir ''deprem ve afet ülkesi'' olduğunu belirtti. Raporda, büyük çaplı bir Marmara Depreminin yaratacağı olası ekonomik, sosyal tahribata da yer verildi.

Yayınlanma: 16.08.2011 - 09:49
Abone Ol google-news

Bilim, mühendislik ve akla aykırı uygulamalar ile rant politikaları nedeniyle, Türkiye'nin bir ''deprem ve afet ülkesi'' olduğu belirtilen raporda, GSMH'nin her yıl ortalama yüzde 3'ü ile yüzde 7'sinin afet zararlarını karşılamaya harcandığı vurgulandı. Deprem, heyelan, çığ/kaya düşmesi, su baskını gibi olaylarının hepsinin birer doğa olayı olduğu hatırlatılan raporda, şunlar kaydedildi:

''Bu doğa olayları bilinçsizce verilmiş yer seçimi kararları, mühendislik verilerinden yoksun imar planları, düşük standartlarda ve mühendislik hizmeti görmemiş yapı üretimi, kısaca ranta dayalı hızlı, düşük nitelikli, tasarımsız, plansız kentleşme ve sosyo-ekonomik politikalar sonucu insani, sosyal ve ekonomik yıkımlara dönüşmektedir. Türkiye'nin deprem sorunu bu bağlamda ve bir bütünsellik içinde ele alınmalıdır.

Türkiye aktif bir deprem kuşağı üstünde bulunmaktadır. Ülke topraklarının, sanayisinin ve barajlarının büyük bir kısmı deprem kuşağı içinde yer almaktadır. Ülkemizin 81 ilinin 55'inin Birinci Derecede Deprem Bölgesinde bulunması, ancak depremlerle birinci dereceden bağı bulunan Yapı Denetim Yasası;nın önce yalnızca 19 ili kapsamına alması, diğer illerde ise ancak 1 Ocak 2011'den itibaren geçerli olması, Türkiye'deki deprem önlemlerinin yetersizliğine ilişkin ciddi bir ipucu sunmaktadır. Deprem Şurası, Ulusal Deprem Konseyi gibi girişimlerin devre dışı bırakıldığı bir coğrafyada deprem öncesi, deprem sırası ve deprem sonrası önlemler bütünlüğüne dikkat çekmek sanıldığının ötesinde önem taşımaktadır.''
 

Deprem senaryosuna göre 50-60 bin arasında ağır hasarlı bina oluşacak

Raporda, uzmanların ''mutlaka olacak'' dediği büyük çaplı bir Marmara Depreminin yaratacağı olası ekonomik, sosyal tahribata da yer verildi.

Söz konusu raporda, Marmara Denizi'ndeki olası en az 7 büyüklüğündeki bir depremden etkilenmesi beklenen, sanayinin kalbinin attığı İstanbul, Bursa, Kocaeli ve Sakarya'da, ciddi ve güvenilir envanter bulunmadığı, bu nedenle söz konusu olası afetten sanayinin ne kadarının, hangi oranda etkilenebileceği tam olarak saptanamasa da bununla ilgili yapılmış araştırmaların bulunduğu belirtildi.

Raporda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) tarafından yapılan çalışmalarda büyüklüğü 7,5 ve 7,7 olan iki ayrı deprem senaryosuna göre oluşacak muhtemel kayıp ve hasar durumuna da yer verildi.

Bu senaryoya göre, 50 bin ile 60 bin arasında ağır hasarlı bina, 500 bin ile 600 bin arasında evsiz aile, 70 bin ile 90 bin civarında ölü, 120 bin ile 130 bin civarında ağır yaralı, 400 bin civarında hafif yaralı, bin ile 2 bin noktada su sızıntısı, 30 bin doğalgaz servis kutusunda gaz çıkışı, 140 milyon ton enkaz, 1 milyon kişi için kurtarma operasyonu, 330 bin çadır, 50 milyar dolar civarında maddi kayıp oluşacak.

Depremlere ilişkin üniversiteler, TMMOB ve bağlı meslek odaları ile uygulamacı kamu kurumlarının bilgi ve deneyim birikimine dayanarak, piyasacı/özelleştirmeci anlayışlardan bağımsız bir önlemler bütünü oluşturması gerektiği vurgulanan raporda, ''deprem öncesi, deprem sırası ve sonrasında yapılacak çalışmalara ilişkin kamu yararı ve ülke çıkarını gözeten ulusal bir deprem politikası belirlenmeli, bu çerçevede bir Ulusal Deprem Stratejisi ve Türkiye Deprem Master Planı hazırlanması'' gerektiğine işaret edildi.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler