Türkiye’de rockın kısa tarihi
Berk Kuruçay ve Emirhan Perker tarafından hazırlanan “Yalnızlar Rıhtımı” bu topraklarda rock müziğin tarihini çizgilerle anlatmaya soyunuyor.
Türkiye’de rock müziğin ön planda olduğu iki önemli dönem vardır: 70’ler ve 90’lar. Yaşı her iki döneme de yetişmeye müsait olanlar (ki onlara has rock’çı diyoruz), yani eski toprak babalar memleketin en mutluları olarak addederler kendilerini ve gençlere de hep anlatırlar, “Bizim zamanımızda bambaşkaydı” diye başlayan cümlelerle eski günleri. 70’li yıllarda “Anadolu Rock” başlığı altında biriken alüvyonu (bunu Ersen babadan ödünç aldım elbette) iyi özümseyen yeni kuşak da 90’larda kendi yollarını bulan akarsular halinde çağlamış ve ikinci bir altın dönem yaşanmıştır Türkiye’de. Bugün ne yazık ki o güzel günlerin biraz uzağında kaldık, bitmiyor eskiye duyduğumuz özlem ama yine de yeni sesler, yeni tınılar çalınıyor kulaklarımıza ve ucundan bucağından rock müziği takip etmeye devam ediyoruz. “Yalnızlar Rıhtımı” da işte bu takip içinde radarımıza takılan nadide parçalardan.
A’dan Z’ye Türkiye’de rock
Çizgilerle Türk Rock Tarihi altbaşlığıyla yayınlanan “Yalnızlar Rıhtımı” ansiklopedik bir sözlük misali ele alıyor meseleyi ve 90’ların popüler bar gruplarından Acil Servis’ten girip 2000’lerde albümlerini sadece kendi sitelerinden yayımlayan ve bu konuda alternatif bir yol açmasıyla bilinen Zardanadam’dan çıkıyor. Çok bilinen isim ve grupları da görüyorsunuz kitapta (Barış Manço, Cem Karaca, Şebnem Ferah, MFÖ) adını belki de ilk kez duyacağınız grupları da (İzmir çıkışlı grup Tual benim radarımdan kaçmış örneğin, ne yalan söyleyeyim). Her grup ya da müzisyen için bir sayfanın ayrıldığı ve bu sayfada hem tarihi bilgilerin (grubun kuruluşu, diskografisinin ana başlıkları vs.), hem de ilginç, az duyulmuş bilgilerin verildiği kitapta metinler Leman, Karakarga ve Ot gibi dergilerden tanıdığımız Berk Kuruçay’a, çizimlerse aralarında Hıbır, Leman, Penguen gibi çok sayıda derginin bulunduğu yayınlardan aşina olduğumuz Emirhan Perker’e ait. Kitabın bir başka güzelliği ise her sayfanın sol üst köşesinde bulunan QR kodlar sayesinde söz konusu grupların müziklerini dinleyebiliyor oluşunuz.
Keşke...
Karakarga Yayınları etiketiyle çıkan kitabın girişinde “Bu sayfalara sığmayacak genişlikteki zenginlikten, dikkate değer izler bırakan ve radarımıza takılan gruplara yer vermeye çalıştık” demiş Kuruçay (ve Perker) ama yine de bazı eksikler maalesef insanda isyan duygusu uyandırıyor. Keşke 90’ların önemli alternatif gruplarından Replikas ve Zen atlanmasaymış örneğin. Ya da keşke Cem Karaca bahsinde “Barış Manço’nun grubu Kurtalan Ekspres” diye adı geçen grup Barış Manço sayfasında anılsaymış, hatta bu unutulmaz gruba özel bir sayfa ayrılsaymış. Ya da keşke kitabın önsözünde adı anılan Fikret Kızılok’a da (ve Bülent Ortaçgil’e de) yer verilseymiş. Ya da bugün adı efsaneler arasında sayılan “Asit” lakaplı Orhan Atasoy da bu sayfalara sızsaymış. Keşke...
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması