Üç kadından biri kemik erimesi riski taşıyor

Türkiye'de 3 kadından birinin kemik erimesi riski taşıdığı, hastalığa bağlı olarak kalça kırıkları oluşan 65 yaş üstü kadınlardan yüzde 20'sinin de bir yıl içinde hayatını kaybettiği bildirildi.

Üç kadından biri kemik erimesi riski taşıyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.10.2009 - 08:12

Adana'da özel bir hastane tarafından gerçekleştirilen ve kentteki 5 bin kadının kemik erimesi hakkında bilgilendirilmesi amacıyla düzenlenen toplantıda, açıklamalarda bulunan, bir özel hastanenin Kalça Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emre Toğrul, halk arasında ''kemik erimesi'' olarak bilinen osteoporozun, yapı değişikliği ve zayıflamaya bağlı olarak kemiklerin çabuk kırılır hale gelmesine neden yol açan bir hastalık olduğunu belirtti.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de özellikle ileri yaşlarda sıklıkla karşılaşılan bu hastalığın, meydana gelen kırıklarla kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilediğini belirten Toğrul, ''Türkiye'de her 3 kadından birinde kemik erimesi olduğu tahmin ediliyor. Erkeklerde daha az, her 8 erkekten birinde görülüyor'' dedi.

Kemik erimesi nedeniyle kalça kırığı olan 65 yaş üstü kadınlarda ölüm riskinin de arttığını belirten Prof. Dr. Toğrul, kalça kırığı geçirmiş 65 yaş üstü 5 kadından birisinin, bir yıl içinde hayatını kaybettiğini bildirdi.

Kemik erimesiyle ilgili tedavinin çocukluktan başladığını belirten Toğrul, şöyle konuştu:
''20-30 yaşına kadar, alınan besinler, güneş ve vücudumuzun da etkisiyle kemik biriktirebiliyoruz. Ama 30-40 yaşını geçtikten sonra kemik biriktirmek mümkün değil, olanı sağlıklı kullanmamız lazım. Bunun için yediğimiz yiyecekler, güneş, egzersiz yapma, kemik erimesine yol açan bazı ilaçları kullanmamak önemli. En önemlisi, artarak giden kemik erimesi varsa, tedavisinin yapılması lazım. Kalsiyum açısından zengin gıdalar, belli orandan fazla alkol, çay, kahve, sigara, yağlı yiyecekler, tuz gibi gıdaların günlük dozunun çok üstünde alınmaması gerek. Bu gıdaların fazla alınması, vücudun alabileceği kalsiyumu engelliyor. Vücutta kalsiyum yok, dışardan alıyoruz. Eğer dışardan yeterince kalsiyum fosfor alamazsak, vücudumuz zaman içinde bu kalsiyum fosfor ihtiyacını, yani sinir, kas ve kalp için gerekli kalsiyum miktarını, kemiklerden çözüp alıyor. Böylece kemik erimesi başlıyor. Eğer bunu dengeleyemezsek yaşamımız içinde kırıklar oluşuyor.''


Ekonomiye de yük

Kemik erimesinin küçük yaşlardan itibaren kontrol altında tutulması gerektiğini anlatan Toğrul, ileri yaşlarda artan kırık vakalarının ise ekonomiye ciddi bir yük getirdiğini bildirdi.
Toğrul, kemik sağlığı kötü olan bir kadının, iyi olanla karşılaştırıldığında ameliyat maliyetinin 7 kat fazla olduğunu kaydederek, ''Bu durum sağlıklı bir nesille önlenebilir'' diye konuştu.

Araştırmalara göre dünyada her yıl osteoporoza bağlı 1,7 milyon kalça kırığı vakasının bildirildiğini belirten Toğrul, bu sayının 2050'de dünya çapında 6,3 milyona ulaşmasının tahmin edildiğini vurguladı.


Eğitimin önemi

Kemik erimesi ile mücadelede en önemli unsurun eğitim olduğuna dikkati çeken Toğrul, özellikle kadınların hastalık konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Eğitim faaliyetleri kapsamında hasta olarak ''5 Bin Kadına Kemik Okulu'' projesini başlattıklarını anımsatan Toğrul, bu tür faaliyetlerin artarak devam etmesi gerektiğini belirtti.

Toğrul, hastalık konusunda bilgi sahibi olan kadınların, öğrendiklerini çocuklarına aktarmasının önemine vurgu yaptı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler