Üç konçerto dört solist
Senfonilerde orkestra üyelerinin karşılıklı konuşmasına, onca değişik çalgının birlikteliğinin yarattığı uyuma konçertolarda bir de solistin orkestrayla konuşması-tartışması, uyumu eklenince -orkestralar iyi, solistler de ustaysa- sonuç tam anlamıyla büyüleyici oluyor.
Evrensel çoksesli müzik biçimleri arasında, orkestrayla solist çalgıyı birlikte dinleme olanağı verdikleri için, konçertolara ayrı bir sevgim var. Senfonilerde orkestra üyelerinin karşılıklı konuşmasına, onca değişik çalgının birlikteliğinin yarattığı uyuma konçertolarda bir de solistin orkestrayla konuşması-tartışması, uyumu eklenince -orkestralar iyi, solistler de ustaysa- sonuç tam anlamıyla büyüleyici oluyor.
Geçen haftanın son iki iş günü izlediğim iki konser bu nedenle gerçek bir şölen oldu benim için: İki konserde üç konçerto dinledim. 10 Ekim Perşembe akşamı Lütfi Kırdar’da Borusan Filarmoni eşliğinde Güher-Süher Pekinel ikilisinden Mendelssohn’un İki Piyano İçin Mi Majör Konçertosu’nu; 11 Ekim Cuma akşamı ise Aya İrini’de İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO) eşliğinde Gülsin Onay’dan Saygun’un 1. Piyano Konçertosu’nu, ardından da genç Polonyalı Agata Szymczewska’dan yurttaşı Wieniawski’nin 2. Keman Konçertosu’nu...
Pekineller’in Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın (BİFO) mevsimin ilk konserindeki, Mendelssohn’un hiç de 15 yaş yapıtı gibi durmayan konçertosunu yorumlayışları elbette ustacaydı. İDSO’nun “Türkiye Polonya Dostluk Antlaşması’nın 90. Yıldönümü Konseri”nde ilk kez dinlediğim 28 yaşındaki Szymczewska da Wieniawski’nin başyapıtında çok iyiydi. Ama üç konçerto arasında beni en çok etkileyen Saygun’un gerçek bir 20. yüzyıl başyapıtı olan 1. Piyano Konçertosu ile yorumcusu Gülsin Onay oldu. Büyük bestecinin 2. Piyano Konçertosu’nu adadığı öğrencisi Onay konçerto boyunca sanki başka bir dünyadaydı: Sanki Saygun karşısındaydı ve onunla konuşuyordu; o çaldıkça aferin, işte böyle diyordu gibi geldi bana. Bugüne dek kim bilir kaç kez çaldığı, yoğunçalarını yaptığı konçerto bittiğinde Onay da yorgunluktan bitkin ama mutluydu.
Mevsimi açış konserine Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma Uvertürü ile başlayan Sascha Goetzel yönetimindeki BİFO’nun Pekineller’e eşlik ettiği Mendelssohn konçertodan sonra seslendirdiği Brahms’ın 2. Senfonisi de olağanüstüydü. Polonlalı şefi Tadeus Strugala'nın yönetimindeki İDSO ise, Türk ve Polonya ulusal marşlarıyla başlayan konserde, Saygun ve Wieniawski konçertolarının yanında, birer de iki ülkenin halk müziklerinden esinlenmiş yapıt sundu: Lutoslawski’nin Küçük Süit’i ile Erkin’in Köçekçe’si. Özetle, alkışlarıyla-teşekkür parçalarıyla, iki doyurucu konser izledik geçen hafta.
Alkışlar demişken, konseri izleyen okurlarımıza bir sorum var. Borusan konserinde bütün bölüm aralarında azımsanmayacak bir alkış oldu. İDSO konserinde ise iki elin birbirine ürkek bir çarpışı bile duyulmadı. Bu ayrımın nedenini ben çözemedim. Çözen varsa lütfen bana da söylesin. Bir soru da konseri düzenleyenlere: Türkiye Polonya Dostluk Konserleri Polonya’da da yapılıyor mu?
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!