Vitrindekiler... (10.03.2020)

Öykü, roman, şiir, inceleme, deneme, kişisel gelişim... Pek çok alanda yayımlanan yeni kitaplar arasından Cumhuriyet Kitap’ın sizin için seçtikleri...

Vitrindekiler... (10.03.2020)
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.03.2020 - 13:38



Açların Ekmeği / Bertolt Brecht / Çeviren: Ahmet Arpad / Afrika Yayınları / 140 s.

Brecht salt bir tiyatro adamı değildir, estetik kuramcısı, ahlakçı ve bir savaşçıdır. Tiyatro, O'nun kuramını geliştirmedeki ana denektaşı, bir bakıma değiştirmeye çalıştığı dünyayı, yaşamı dıştalayıp yeniden kurguladığı laboratuvardır; ama O, kendisine eylem alanı seçtiği sanatı ve sanatın gücünü bir bütün olarak kavramış, kuramın yalnızca bir tiyatro kuramı olmadığını, tüm sanat dallarını kapsadığını göstermiş ve sinema, opera, şiir, roman, öykü, inceleme gibi alanlardaki üretimi tiyatro ile birlikte sürdürmüştür. O, derin bir toplumsal kaygıya sahip bir öncünün bilinciyle yazdı şiirlerini ve diğer eserlerini. Şiirlerinde en fazla anlamı en az sözcükle anlatmanın, satırları ve cümleleri yoğunlaştırmanın ustasıydı. Şiirin hası da böyle yazılır zaten.

Sanat Tarihi: Çok Kısa Bir Başlangıç / Dana Arnold / Çeviren: Tuncay Birkan / İKÜ Yayınevi/ 168 s.

Sanat bize ne söyler? Tek bir eserden ya da bir dizi sanat eserinden neler öğrenebiliriz? Bir esere bakarken onu yaratan sanatçı, konu, malzeme, zaman veya mekân bize ne gibi ipuçları sunabilir? Sanat bireysel ve toplumsal hayatımızı nasıl etkileyebilir? Dana Arnold tüm bu soruların peşine düşüyor. Antik, klasik ya da çağdaş sanat eserlerinin üretildikleri dönemler arasındaki algılama farklılıklarını sorguluyor ve eser - sanatçı - izleyici ve hatta mekân arasındaki ilişkiyi inceliyor. Monet, da Vinci, da Fabriano, Velazquez, Raphael ve Rodin’den; Picasso, Chicago, Reynolds, Pollock, Warhol ve Man Ray’e kadar pek çok sanatçının eserlerini; Venedik Okulu’ndan Terakota Ordusu heykellerine kadar farklı üslup ve anlayışları tartışıyor. 

Şiirler / Sabahattin Ali / Yayına Hazırlayan: Meryem Selva İnce / Everest Yayınları / 144 s.

Sabahattin Ali’nin halk şiirinin duru kaynağından gelen şiirleri de düzgün Türkçenin ve yalın güzelliğin ifadesini taşır. Hayattayken yayınladığı son şiiri ‘Rüzgarın Dalgaları’dır. Aşk, yalnızlık, umutsuzluk, karamsarlık temalarıyla örülü ben'in şiirini yazar Sabahattin Ali. Kent yaşamının bunaltıcılığından, materyalizmin örselerinden, insanlar arası ilişkilerdeki ikiyüzlülükten uzaklaşır yazarken. Kitabı yayına hazırlayan Meryem Selva İnce, Sabahattin Ali’nin şiirlerinden hazırladığı seçkinin Sunuş yazısında, Sabahattin Ali’nin tüm eserleri kapsamında hazırladığı kronik eleştiri notlarını da bestelenmiş şiirlerine dair anekdotlar da ekleyerek mümkün olabildiğince geniş tuttuğunu ifade ediyor.

Gökyüzü Herkesindir / Zülfü Livaneli / Doğan Kitap / 108 s.

Bir gün / çok bunalırsan / denizin dibinde / yosunlara takılmış gibi / soluksuz / sakın unutma gökyüzüne bakmayı / gökyüzü senindir / gökyüzü herkesindir.” Zülfü Livaneli, “Hep bir ağızdan türkü söyleyen” bir halkın sesi oldu. Onun ezgileri ve dizeleriyle halklar arasında dostluk köprüleri kuruldu, gidenlerin ardından yaslar tutuldu. Bireysel olanla toplumsal olanın iç içe geçtiği bir çağda, Livaneli’nin sözleri, “Gökyüzü herkesindir”, “Dünyayı güzellik kurtaracak” diyenlerin umudu oldu... Gökyüzü Herkesindir, Türkiye’nin kuşaktan kuşağa aktarılan şiiri.

Orada Bir Musıki Var Uzakta... - XVI. Yüzyıl İstanbul’unda Osmanlı / Türk Musıki Geleneğinin Oluşumu / Cem Bahar / Yapı Kredi Yayınları / 264 s.

Cem Behar, Osmanlı/Türk musıkisinin on altıncı yüzyılda yaşadığı değişimin arkeolojisini yaparak, yeni siyasi, sosyal ve ekonomik koşulların imparatorluk başkenti İstanbul’da nasıl bir “tarz-ı Osmânî” musıkinin oluşmasına zemin hazırladığının izini sürüyor. Kahvehanelerin açılmasıyla musıkinin Saray’dan halka inmesi, avâm/havass karşıtlığı, icraya yönelik Acem etkisi gibi olguları, güfte mecmuaları ve o döneme ilişkin (on altıncı yüzyılın ikinci yarısı) elimizdeki tek görsel kaynak olan bir minyatürün tasvirinden yola çıkarak inceliyor. 

Bay Konsolos / Mahmut Şenol / h2o Kitap / 288 s.

Okyanusların ötesinde adaların çok olduğu bir coğrafyada, artık hiçbir yerde olmayan bir ülke. Bir zamanlar gerçek olmuş bir düş, bir “Yokya!” O hayali devletin, Akdeniz’de, yaşlı Prens Albert’in her seferinde uğradığı bir sahil kasabasındaki, diplomatik anlamı bilinmeyen tuhaf elçiliği. Bu ilginç diplomatik görevini kırk yıldır yürüten Bay Konsolos, sadece elçiliğin değil tüm kasabanın Bay Konsolos’udur. İnsan kaçakçılarının eseri bir mülteci krizine Bay Konsolos’un yaptığı diplomatik müdahale sonrası düş biter, gerçek belirir. Sadece o değil tüm kasaba sahnenin dışındadır artık. Ama beliren gerçeğin kendisi de bir düştür. Bay Konsolos, Mahmut Şenol’un kaleminden, geçmişe ait bir anda “yarın” yapmış olduklarını anlatan bir adamın düşü. 

Middlemarch / George Elliot / Çeviren: Ünal Aytür / Yapı Kredi Yayınları / 952 s.

Umutsuz bir evlilik yapan Dorothea, yanlış seçimlerinin bedelini ödeyen genç doktor Lydgate, kimsenin sevmediği Bulstrode, hayal kırıklıklarıyla savaşan Fred Vincy ve daha nicesi... Kendi döneminde kadınların hapsolmaya zorlandığı fantezi dünyası yerine sıradan insan hayatının karmaşasını gözler önüne seren George Eliot, İngiliz edebiyatının başyapıtlarından Middlemarch’ta bireysel trajediler, küçük başarısızlıklar, küçük zaferler, sıkıntılı evlilikler ve seçimlerin önemi gibi sorunlarla sadece bir kasabanın sakinlerine değil, tüm insanlığa ışık tutuyor. 

Cebimdeki Taşlar / Kaoutcher Adimi / Çeviren: Damla Kellecioğlu / DeliDolu Yayınları / 140 s.

Cebimdeki Taşlar; 25 yaşında Cezayir’i geride bırakıp Paris’e taşınan ve kendine yeni bir hayat kurmaya çalışan, başkent Cezayir ile Paris arasında, iki farklı kültürün ortasında ait olduğu yeri bulmaya çabalayan genç bir kadının hüzün ve mizahla harmanlanmış öyküsünü anlatıyor. Kaouther Adimi romanında, geleneksel toplumun kadına, evliliğe bakış açısını, çocukluktan itibaren bedenler ve zihinler üzerinde kurduğu baskıyı, silinmesi zor izleri ve korkuları görünür kılıyor. Uzun ve dokunaklı bir monoloğu andıran kitabında, kişisel bir yolculuğun arka planındaki toplumsal tarihe de ayna tutuyor.

Türkiye ve Oniki Ada (1912 - 1947) / Hazal Pabuççular / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 285 s.

Ege Denizi’nin güneydoğusunda yer alan Oniki Ada, diğer adıyla Menteşe ada grubu hem uluslararası düzeyde, hem de Türkiye’nin dış politikasına yönelik iç siyasi değerlendirmelerde yüz yılı aşkın bir süredir pek çok tartışmanın odak noktasında yer alıyor. Oniki Ada, Trablusgarp Savaşı sırasında, 1913’te İtalya tarafından işgal edildikten sonra, Türkiye, İtalya ve Yunanistan arasında süren ve diğer büyük devletlerin de zaman zaman rol aldığı uluslararası çekişmelerin konusu haline geldi. İç politikada ise Lozan zafer miydi hezimet mi tartışmaları ne zaman yeniden alevlendirilse, Oniki Ada hep gündeme getirildi. Hazal Papuççular, kitabında, Oniki Ada sorununun hem tarihsel arka planını, hem de Lozan’dan II. Dünya Savaşı sonrasına giden süreçte Türk dış ve güvenlik politikasında tuttuğu yeri net bir biçimde ortaya koyuyor. 

Kanadı Kırık Melekler Evi / Luis Alberto Urrea / Çeviren: Gamze Bulut / Çınar Yayınları / 400 s.

Hayatının son günlerini yaşayan Miguel Angel de La Cruz, namıdiğer Büyük Angel, son bir doğum günü partisi yapmaya karar verip tüm ailesini şölene davet eder, fakat parti yaklaşırken annesi hayatını kaybeder. Aynı anda hem bir doğum günü partisi hem de bir cenaze töreni düzenlemek zorunda kalan Büyük Angel ve ailesi acı tatlı bir hafta sonu geçirecektir. Meksika-ABD sınırının her iki tarafından hatıraların yâd edileceği, düşlerin ve hayal kırıklıklarının ortaya serileceği bu hafta sonunda doğum ve ölüm, başlangıç ve son arasında uzun bir yolculuğa çıkan ailenin öyküsü, aranan gerçek evin, yurdun da öyküsüdür. Kanadı Kırık Melekler Evi, günümüzün Amerikan rüyası hakkında, bazen hüzün bazen de umut verici bir roman. Canlı ve sürükleyici bir aile destanı.


Modern Devletin Kökenleri / Joseph R. Strayer / Çeviren: Eraslan Candan / Say Yayınları / 136 s.

Princeton Üniversitesi’nin duayen tarih profesöru¨ Joseph R. Strayer’ın bir ömu¨r boyu yu¨ru¨ttu¨ğu¨ araştırmalarının özeti niteliğindeki çalışma; Modern Devletin yani yani kuvvetler ayrılığı ile laiklik ilkelerini temel alan siyasal yönetimin Avrupa’da 1100 - 1600 yılları arasında şekillenmeye başladığını vurguluyor. Bugu¨nku¨ yargı, yasama ve yu¨ru¨tme organlarının feodal devlet içerisindeki hangi yapılardan evrilerek geliştiğini, mutlakıyetçi monarşiler içinde hangi biçimleri aldığını inceliyor. Askeri, siyasal ve dinsel örgu¨tlenmeler arasındaki ilişkilere ışık tutuyor. 

Portekiz’e Yolculuk / Jose Saramago / Çeviren: Saliha Nilüfer / Kırmızı Kedi Yayınevi / 592 s.

José Saramago, 1979 güzünde tek başına, tam altı ay sürecek uzun bir yolculuğa çıkar. Sadece karşılaşmakla yetinen turistin aksine keşfetmeyi amaçlayan bir “gezgin” profiliyle, diktatörlük rejiminin izlerini üzerinden atmaya çalışan çok sevdiği ülkesini karış karış gezer. Sonradan bir kitaba dönüşecek bu notlarında ise yaşadıklarını yine kendine has üslubuyla hikâyeleştirirken, aynı zamanda sanattan mimariye derin bilgi ve görgü birikimiyle Portekiz kültürüne, tarihine ve halkına dair oylumlu bir belge ortaya koyar.


Pertev Naili Boratav - Bir Akademisyen ve Düşünce Adamı / Mete Çelik / İletişim Yayınları / 384 s.

Mete Çetik kitabında; folklor ve halk edebiyatıyla ilgili çalışmalarıyla uluslararası alanda ses getirmiş halkbilimci Pertev Naili Boratav’ın kültür tarihimize katkısına ışık tutuyor. Boratav’ın yaşamını; milliyetçilik yıllarından sola yöneldiği dönemleri, İkinci Dünya Savaşı dönemindeki antifaşist neşriyat girişimleri; Soğuk Savaş’ın anti-komünist cadı avının ilk kurbanlarından oluşu, kendi tabiriyle “gurbet acısı” ve Fransa yılları, Batı / Batılılaşma / Batıcılık, milliyetçilik, milli kimlik ile ilgili anlayışı, halk edebiyatı ve kültürü üzerine düşüncelerinden, akademik hayatına uzanan geniş bir hatta ortaya koyuyor.

Tarihte Parlama Anları / Ben Hubbard / Çeviren: Kadriye Kızıl / İnkılap Kitabevi / 180 s.

Hangi parlama anı tarihteki büyük savaşların başlamasına neden oldu? Winston Churchill’i bir politikacıdan ve Rose Parks’ı otobüsteki bir kızdan daha fazla yapan şey neydi? Beatles çılgınlığı nasıl başladı? saca sunulan genel bakışlarla, anlaşılabilir zaman çizelgeleriyle ve faydalı tarihi çıkarımlarıyla hazırlanan ve Hiroşima’dan apartheid’e, internetin doğuşundan Y2K paniğine kadar uzanan her şeyi kapsayan Tarihte Parlama Anları, yirminci yüzyılın erişilebilir bir tarihini sunuyor. Alıntılarla ve fotoğraflarla detaylandırılmış çalışma; dünyayı şekillendirmiş önemli olayların arka planı Nelson Mendela, Edmunt Hillary ve John F. Kennedy gibi önemli figürlerin profilleriyle de birleştiriyor.

Nickel Çocukları / Colson Whitehead / Çeviren: Begüm Kavrulmaz / Siren Yayınları / 216 s.

Colson Whitehead, Nickel Çocukları, büyük düzensizliklerle damgalanmış bir çağda büyüyen Elwood Curtis’in izini sürüyor ve onun, idealizmle dolu düşlerinden acımasız hakikatlere uyanışını izliyor. Yakın geçmişe ayna tutan romanında, Pulitzer ödüllü Colson Whitehead, Amerikan rüyasını sorguluyor, herkese eşit şartlar sunmayan zalim bir dünyada sağ kalmanın bedelini ortaya koyuyor. 


Sakallı Kralların Gölgeleri / Jose J. Vega / Çeviren: Canberk Koçak / DeliDolu Yayınları / 156 s.

Bir gün şehre bir Şirket gelir ve beklenmedik bir dönüşüm başlar. Lucas’ın hafızasından şehirdeki tek otorite hâline gelen Şirket’in kuruluşunun ardından yaşananlara, artan baskı ve korkuya, absürd yasaklara, şehrin üzerinde uçan akbabalara, müfettişlerin gölgelerine, özgürlüğü ve düşleri elinden alınmış bir toplumun yeniden kanatlanışına tanık oluruz. Portekizli yazar Jose J. Veiga romanında, bir çocuğun toplumsal sorunlarla iç içe geçen dünyasını anlatırken; toplumsal yaşayışa, otoriter rejimler karşısındaki insani zaaf ve erdemlere dair, baskı ve adaletsizlik karşısındaki tutumların sonuçları üzerine düşündürüyor. 

Açık Yeşil 2: İklim Krizi - Politika ve Aktivizm / Ömer Madra, Ümit Şahin / Can Yayınları / 416 s.

Türkiye ve dünya çapında ekoloji mücadelesinin seyrini kayıt altına alan Açık Yeşil’in ikinci kitabında, tüm kıtalarda cereyan eden ve neredeyse 7,6 milyon insanı sokaklara döken, yeryüzünün belki de en büyük kitlesel hareketlerinden birine yakın plan yapıyor. Kuşaklar arası adaletsizliğin ve gezegen üzerindeki yıkıcı hâkimiyetin son bulması için uyarı niteliğinde kitapta; iklim bilimine ilişkin yayımlanmış en güncel raporların yanı sıra önde gelen ekolojistlerle ve iklim aktivistleriyle konuşmalar yer alıyor.

Türkiye İşçi Partisi (1961-1971) - Umuttan Yalnızlığa / Artun Ünsal / Kırmızı Kedi Yayınevi / 592 s.

Artun Ünsal, Türkiye İşçi Partisi (TİP) ile birlikte Türkiye’nin yakın tarihinin çok önemli bir dönemine ışık tuttuğu incelemesinde; 27 Mayıs askeri müdahalesini izleyen dönemin getirdiği görece özgürlükçü ortamda, 1961 Anayasası’nın sağladığı yeni siyasal güvencelerin ışığında kurulan ve Cumhuriyet döneminde TBMM’ye ilk kez girebilen sol parti özelliğini de taşıyan Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) 10 yıllık yaşamını ele alıyor. Osmanlı’dan günümüze uzanan sol geleneğin devamında TİP’in doğuşu, evrimi, yaşadığı güçlükler, Türk demokrasisi içindeki yeri ve 12 Mart muhtırasıyla kapatılışına kadar geçen dönemi gözler önüne seriyor.

Sen Yabancı Değilsin / Feryal Tilmaç / İthaki Yayınları / 136 s.

Yaşam, ısırmaktan zevk aldığımız ekşi bir meyve tadı gibi yayılıyor ağzımıza. Akrepler çoğalıp içimize doluyor. Döküleceği aşikâr olan kan için bıçaklar bileniyor. Ölümsüz kediler aramızda dolaşıyor. Çürümeye yüz tutan hatıralar ilaç kokusuna ve beyaz odalara alışıyor. Yüz kızartıcı suçlara intihar süsü veriliyor. Hor görülen bedenler ve yok olan kemikler dile geliyor. Sesler saklanacak delik arıyor ve bambaşka bir dünya inatla mümkün oluyor... Sen Yabancı Değilsin, Feryal Tilmaç’ın gerçekle düşü iç içe geçirdiği öykülerden oluşuyor.

Kusurlu Geçmiş - Fransız Entelektüelleri (1944 - 1956) / Tony Judt / Çeviren: Nurettin Elhüseyni / Yapı Kredi Yayınları / 320 s.

Tony Judt’ın ölümünden sonra hazırlanan bu son kitabının odağı İkinci Dünya Savaşı sonrasında Fransız entelektüellerinin Avrupa kültürel ve siyasal yaşamı içindeki seçkin rolü. Yazar bu entelektüel camianın en ayrıştırıcı çatışmalarını analiz ediyor: Komünizmin vaadine ve ardından ihanetine nasıl yaklaşılacağı ile Stalin yönetimindeki Sovyetler Birliği’nin ikiyüzlülüğüyle karşılaşılınca, Doğu Avrupa’da yeni kurulan sosyalist devletlerde ve bizzat Fransa’da radikal ideallere bağlılığın nasıl sürdürüleceği... Judt, bunun Fransız düşünce dünyasında neden saplantılı bir ahlâki ikilem oluşturduğunu, tepkilerinin savaş ve işgal şartlarıyla nasıl belirlendiğini ve savaş sonrası siyasal tercihlerinin sonraki Fransız entelektüel kuşaklarının vicdanında nasıl tedirgin edici bir yer tuttuğunu gösteriyor. 

Yabancı / Necdet Adabağ / Phoneix Yayınevi / 120 s.

İtalyan dili ve edebiyatı üzerine inceleme ve araştırma niteliğinde makale ve kitapları bulunan, İtalya’da yayımlanan çağdaş Türk şiiri ve öyküsü seçkilerinde yer alan ürünlerin bir bölümünü İtalyancaya çevirmiş, seçkiler hazırlamış, Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiirlerinden derlediği çeviri kitabı İtalya’da Aynada Bir Adam adı altında yayımlanmış Necdet Adabağ, kendi öykülerinden oluşan Yabancı kitabıyla okurlarla buluşuyor. Adabağ, 14 öyküden oluşan kitabında; yaşama sorgulayarak bakan, geçmiş yılların muhasebesini yapan öykü kişilerini yakın tarihle yüzleştiriyor. Ülkenin ve insanının ruhunda açılmış yaraları gerçekçi bir süreç içinde geliştirerek aktarıyor. Direngen öykü kişilerinin sosyal ve bireysel iç serüvenlerini yalın bir dille aktarıyor.

50 Maddede Siyasi Cinayetler / Orhan Tüleylioğlu / Karakarga Yayınları / 296 s.

Türkiye, Cumhuriyet döneminin başından günümüze kadar birçok siyasi cinayete tanık oldu. Sebebi ne olursa olsun ülkenin birçok parlak zihninin yitmesine sebep olan bu cinayetleri, tüm detayları, arka planı ve sonuçlarıyla 50 maddede bir araya getirdik! Orhan Tüleylioğlu’nun kaleminden 50 maddede Siyasi Cinayetler etkileyici bir memleket panaroması çiziyor. Asteğmen Kubilay’dan Sabahattin Ali’ye, Doğan Öz’den Bedrettin Cömert’e ve Maraş Katliamından askeri darbe dönemlerine kadar siyasi cinayetlerin izinde bir zaman yolculuğuna çıkacak, böylece bugünün siyasi ortamını daha etkili bir şekilde yorumlayacaksınız.

Anadolu’da Batıl İnanış Ritüel ve Mit / Göktuğ Halis / A7 Kitap / 140 s.

Kitapta, zamana yayılmış bir proje olarak alternatif inanç katmanlarının kökenleri, gelişim süreci ve uygulama alanlarının çözümlemesi hedefleniyor. Anadolu’nun hâkim tek tanrıcı inanç biçimlerinin esas kabulleri ve yasal sınırları dışında kalan, diğer taraftan kendilerini bu sistemler içinde ifade etmeye devam eden, kimi zaman boş inanç kimi zaman da heretizm (sapkınca) ile ilişkili olarak tanımlanan tutum, inanç ve ritüellerin izlerini sürme olanağı sağlıyor. Kitabın sunduğu araştırmaların ilk adresi ise Hatay. 

Sola - Güney Amerika Hatıra Defteri / Dilek Çolak / Tekin Yayınevi / 184 s.

Binlerce ayak izinin tek başına toprağa bırakıldığı kitapta; işgal fabrikaları, işgal toprakları, barikatçılar, evsizler, kayıp anneleri, kayıp oğulları, kayıp kızları, dilenci ordusu, göçmenler, toprağın asıl sahipleri olan yerliler ve daha niceleri anlatılıyor. Her türlü sömürüye, baskıya, yok sayılmaya, kaybedilmeye, işkencelere, hapislere, gözdağlarına, açlığa, işsizliğe, adaletsizliğe karşı koymuş Güney Amerika halkları kendi coğrafyamızın hikâyesini bir kere daha hatırlatıyor. Dilini bilmediğimiz insanlar bize bizi anlatırken, eski dünya ile yenidünya birbirine biraz daha yaklaşıyor.

Kış Ortasında / Isabel Allende / Çeviren: İnci Kut / Can Yayınları / 352 s.

Ölüm aşılması gereken bir eşiktir. Tıpkı doğum gibi... Gizleyecek ya da rol yapacak hiçbir şeyi olmadan kabul edilmeyi istiyordu; karşısındakini ruhunun derinliklerine kadar tanımak ve onu aynı şekilde kabul etmek istiyordu. Pazar sabahını yatakta birlikte gazeteleri okuyarak geçireceği, sinemada elini tutacağı, aptalca şeylere birlikte güleceği ve farklı fikirler üzerine tartışabileceği birini istiyordu. Kaçamak maceralara duyduğu hevesi geride bırakmıştı. New York’ta şiddetli bir kar fırtınasının ortasında, görünüşte önemsiz bir araba kazası sonucunda yaşamları değişen üç insan; Guatemala, Şili ve Brezilya’da trajedilerle yoğrulmuş geçmişler, göç etmek, hayatta kalmak ve kendini yuvada hissetmek... Isabel Allende bu romanında, kış ortasında içlerindeki yenilmez yazı keşfedenlerin beklenmedik ve dokunaklı aşkını anlatıyor.

İstanbul - Dersaadet (1453 - 1922) / Turan Akıncı / Remzi Kitabevi / 504 s.

Osmanlı İstanbul’unun 460 yılı... Üç bin yıllık bir kent olan İstanbul, Doğu-Roma’nın başkenti oldu. Fetih’ten sonra, 460 yıllık Osmanlı İmparatorluğu döneminde de aynı ihtişamı sürdürdü. Camileri, külliyeleri, çeşme ve sebilleri, sosyal yaşamı oluşturan çarşıları ve kahvehaneleriyle kültürel yapısı zenginleşen payitaht, artık Dersaadet olarak anılmaya başladı. Araştırmacı yazar Turan Akıncı, kitabında Osmanlı günlük yaşamından kesitler eşliğinde, kentte bulunan 400’ü aşkın Osmanlı yapısını coğrafi konumlarıyla tanıtıyor. 

Bütün Mümkünlerin Kıyısında / Meltem Yılmaz / Destek Yayınları / 128 s.

İlk romanı Soraya ile Berlin Film Festivali Kitaplığı’na seçilen, Soraya’nın yanı sıra İris adlı romanıyla da Polonya ve Bulgaristan’da da pek çok okura ulaşan Meltem Yılmaz, Bütün Mümkünlerin Kıyısında’da, mümkünsüzlüklerle çevrili hayatların ayakta kalma mücadelesini, kısa öykülerle iç içe geçmiş röportajlar aracılığıyla okurlarla buluşturuyor. Turgut Uyar’ın “Tütünler Islak” kitabının girişindeki anlamlı sözden esinle yaşama geçen kitaptaki yaşam öykülerinin hepsi gerçek. Toplam 13 öykü - röportajdan oluşan kitapta, içinizdeki “öteki” ile yüzleşecek, birbirinden ilginç ve sarsıcı deneyimlerin hayata tutunma çabalarına eşlik edeceksiniz.


Giysiler, Kültürler ve Kadınlar / Faruk Akbaş / Say Yayınları / 232 s.

Geleneksel ve yerel giysiler, öyküler gibidir. Hayatın veya zamanın bir dilimini kendine özgü bir dille, kısa, öz biçimde aktarır ve şimdiki zamanı, geçmişten geleceğe genişleten bilgiler verir. Giysiler, Kültürler ve Kadınlar, otuz yıldır Anadolu’nun taşını toprağını, acısını tatlısını, insanını, kuşunu, böceğini, masalını, efsanesini fotoğrafın içine sığdırmaya adayan Faruk Akbaş ile emeklerini bütünleştirdikleri Ahu Erdoğan Akbaş’ın çekimleriyle, Anadolu’da halen yaşayan geleneksel ve yöresel kadın giysilerini belgeliyor.

Antik Çağdan Geleceğe Para - Paranın Yazılmamış Tarihi / Dursun Ali Yaz / Timaş Yayınları / 352 s.

Çoğumuzun zihninde soyut ve kaydi bir anlam dünyasına işaret eden paranın tarihi seyir içindeki etkilerini bütünlüklü bir bakış açısıyla gösteren Dursun Ali Yaz, paranın yazılmamış tarihini kaleme alıyor. 11 bin yıldır kullandığımız para türlerini inceleyen yazar, paranın ruhu, özü ve şeklini temel alarak; Trampa Para, Mal Para, Tartı Para, Madeni Para, Kâğıt Para ve Sanal Para olmak üzere altı kategoriye ayırıyor. Yaz, paranın yalnızca tarihini değil servet ve devlet kavramlarıyla ilişkisini sosyolojik, kültürel ve yönetsel açıdan da irdelediği çalışmasında; paranın iktidar ilişkilerine, mitlere, toplumsal hayatın örgütlenme biçimlerine uzanan etkilerine tanıklık sunuyor.

Kanatlanmış Kadınlar - Osmanlı ve Avrupalı Kadın Yazarların Dostluğu / Senem Timuroğlu / İletişim Yayınları / 248 s.

Geç Osmanlı döneminin kadın yazarları Avrupa’daki, Batı’daki kadınların durumunu nasıl görüyorlardı? İstanbul’a gezgin olarak gelen Fransız kadın yazarlar, başta harem olmak üzere, Osmanlı kadınlarının hayatını nasıl görüyorlar, ne gibi sonuçlar çıkartıyorlardı? Senem Timuroğlu, geç Osmanlı döneminde oluşmuş ilişki ve iletişim ağı içinde, Avrupa feminizmi ile “aydınlanmış dindar” kadın hakları söylemi arasındaki etkileşimin bir portresini çiziyor. Fatma Aliye, Selma Rıza, Hayriye Ben-Ayad, Şeref, Hatice Zinnur, Nuriye hanımlar ve George Sand, Marc Hélys, Marcelle Tinayre, Grace Ellison “madamlar”... Kitap okurları “öncü” sıfatını hak eden tüm bu kadınları fikirleri, kişilikleri ve aralarındaki arkadaşlığın hikâyesiyle de tanıştırıyor.

Benim Durumumdaki Erkekler / Per Petterson / Çeviren: Banu Gürsaler Syvertsen / Metis Yayınları / 256 s.

Karısı çocuklarını da alıp onu terk ettikten sonra Arvid Jansen, tutunacak çok az şeyinin olduğunu fark eder, kim olduğunu pek de bilmediğini anlar. Gençlik günlerinin peşinde şehirde dolaşır, sarhoş olur, barlarda ısrarla peşine düştüğü kadınlarla yatağa girdiğindeyse ne yapacağını bilemez. İlk ayrıldığında neşeli bir zafer duygusu taşıyan karısı da ondan çok farklı durumda değil gibidir. Sadece üç kızlarından en büyüğü ebeveyninin kim olduğunu görüyor, ama ne onlara yardım edebiliyor ne de onlardan yardım alabiliyordur… Benim Durumumdaki Erkekler, Norveçli yazar Per Petterson’dan parçalanan bir hayatın acımasız ama şefkat dolu portresi…

Bir Osmanlı Kızının Almanya Günlüğü - Şaziye Berin'in Heidelberg Hatıratı / Hakan Sazyek / Çolpan Kitap / 170 s.

Şaziye Berin’in Heidelberg hatıratı, günlük türünün erken örneklerinden biri. İkinci Meşrutiyet döneminde, henüz Birinci Dünya Savaşı sürerken Osmanlı Devleti tarafından tıp öğrenimi görmek üzere, Almanya’ya gönderilmiş Şaziye Berin Kurt. Bir Osmanlı Kızının Almanya Günlüğü’nü, yirmi yaşında gittiği ve uzun yıllar kaldığı Almanya’nın Heidelberg şehrindeki ilk yılında, 20 Şubat 1918 - 26 Ocak 1919 arası yazmış. Günlükte, savaştan yenik çıkan Almanya’nın; İmparatorun tahttan inmesi, cumhuriyetin ilanı, bazı şehirlerin Fransız ordusunca işgali, ilk seçimlerin yapılışı gibi yaşadığı köklü değişimlere ilişkin verilen bilgiler dikkat çekici. 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler