Zor ama ben böyle iyiyim!
Yolunuz iş merkezlerinin yoğun olduğu semtlere düştüğünde, kadınların ayaklarına bir bakın. Neredeyse tümünün topuklu ayakkabı giydiğini göreceksiniz. Şaşırmayın. Çünkü onlar topuklarını hem iktidara ortak olmak için hem de “seksi” görünmek için kullanıyorlar… Canları acımıyor mu? Acıyor ama…
Pelin Batu, 30 yaşında, oyuncu
Çok uzun zamandır topuklu ayakkabı giyiyorum. Topuklu ayakkabıyı her kadına çok yakıştırıyorum. Bir de topuklu ayakkabıların sesini seviyorum. Kimi zaman o sesin etrafımdaki insanları rahatsız ettiğini düşünsem de “tak tuk” sesini duymak hoşuma gidiyor. Bana değişik çağları hatırlatıyor. Zaten en sevdiğim yıllar 1920-1930’lar... O dönemlerdeki moda akımını, kullanılan şapkaları, çantaları çok beğeniyorum. Kısacası topuklu ayakkabılar sokakta gürültü çıkarsa da, sesi kimi insanları rahatsız etse de bana hep o beğendiğim dönemleri hatırlatıyor. Her tür ilişkide iktidar kaygısı vardır. Topuklu ayakkabı giyerek kadınların da iktidara ortak olma çabası olabilir. Ama tüm bunları hayattaki küçük oyunların bir parçası olarak görüyorum. Kadınların, hemcinsleriyle ya da erkeklerle oynadığı bu oyunları güzel şeyler olarak değerlendiriyorum. Topuklu ayakkabı giymek feminen ve çekici bir şey.
Tuğçe Kılınçlı, 20 yaşında, öğrenci
Ben üç senedir topuklu ayakkabı giyiyorum. Çalıştığım zamanlarda, -genelde fuarlarda bir standta fotoğraf çekiyor oluyordum- doğal olarak ayakta durma sürem çok fazlaydı. Üstelik bazı günler sabah dokuzdan akşam ona kadar çalıştığım oluyordu ve topuklu ayakkabı giymiyordum, daha rahat ayakkabıları tercih ediyordum. Zaten ileride de bu böyle olucak sanırım; çünkü sürekli elimde makine ve onun bir sürü aparatı ordan oraya koşuşturuyorum. Bu tempoda topuklu ayakkabı biraz zor oluyor. Tüm bu zorluğuna rağmen kendimi ayakkabı mağazalarının vitrinlerine bakarken buluyorum ve mutlaka beğendiğim topuklu ayakkabıları satın alıyorum. Topuklu ayakkabı çoğu kadın için vazgeçilmezdir. Ben de fotoğraflarımda kadınlığı, seksiliği vurgulamak istediğimde model üzerinde genelde topuklu ayakkabı kullanıyorum. Kendim içinse topuklu ayakkabı giymek kesinlikle apayrı, çok da güzel bir his. Erkekler bunu hiçbir zaman hissedemeyeceği için çok şanssız olmalılar. Toplumumuzda özellikle gençlerde topuklu ayakkabı giymek ayıplanan bir şey olabiliyor. Genelde normal bir günde okula giden veya rutin işlerini yapan insanın nedense spor ayakkabı giymesi gerektiği düşünülüyor. Özellikle gençlerde olan bu tutumu yanlış buluyorum. İnsan kendine neyi yakıştırıyorsa, etrafındakilere pek de aldırmadan onu giymelidir.
Nurgül Uslu, 39 yaşında, reyon yöneticisi
Ben 18 yaşından beri sürekli topuklu ayakkabı giyiyorum. Artık ayağım alıştı, düz taban ayakkabı giydiğimde bileklerim ağrıyor. Topuklu ayakkabı giydiğimde kendimi daha çekici buluyor, kendime çok daha güveniyorum. Abiyeye kaçsa da topuklu ayakkabı daha belli kesime hitap ettiği için şirkette çalışan bir kadın spor kıyafetiyle işe gidemiyor. Çünkü biz göz önünde olan kişileriz ve dış görünüşümüz çok önemli. Ben de yönetici olduğum için işte spor giyinemiyorum. Böylelikle giyimimle topuklu ayakkabılarım uyum sağlamış oluyor. İşim dışında da topuklu ayakkabı giyen kadınlar dikkatimi daha çok çekiyor, insanlar da dönüp ona bakıyor. Ayrıca topuklu ayakkabılar bacağın şeklini daha güzel gösteriyor.
Aslı Borucu
Yıl, 1533’tür. Cetherine, Floransa’nın ünlü ailelerinden biri olan Medicilerin kızıdır ve bir dük ile evlenecektir. Ufak tefek bir kız olduğundan evlilik töreninin görkemi altında ezilmemesi için ailesi bir çözüm arar. Birçok kaynağa göre Leonarda da Vinci topuklu ayakkabıyı bularak Cetherine’nin sorununu çözer. Törende bütün kadınlar Medicilerin küçücük kızının ayakkabısına hayran olur ve onu taklit etmeye başlar. Topuklu ayakkabı o dönemlerde bir statü belirtisidir ve sadece üst sınıfın bir aksesuarıdır. 18. yüzyılda Paris modanın merkezi haline gelir, çeşit çeşit topuklu ayakkabılar vitrinlerde yerlerini alır. Topuklu ayakkabı şıklık amacıyla kullanılmaya başlandığında tıpkı Cetherine ve ailesinin olduğu gibi üst sınıf kadının “kadınlığını”, “zenginliğini” ve “zerafetini” gösteriyordu. Günümüzde ise toplumsal tabakalaşmanın bir ifadesi olmaktan çok kadınlık ve cinsellik üzerinden yorumlanıyor topuklu ayakkabı merakı. Bu yorumlama, kadın bedeninin metalaşması, kadınların, erkeklerin gözünde “seksi” görünmek istemeleri gibi açılımları beraberinde getirse de birçok kadın buna aldırmıyor gibi; çünkü ayakları ne kadar yorulsa da ısrarla kendilerini topuklu ayakkabıyla çok daha iyi hissettiklerini vurguluyorlar. Bu vurgu, moda ve kadın dergileri tarafından yapılan birçok araştırmada da ortaya çıkıyor. Harper’s Bazaar dergisinin 2007’de Amerika’da yaptığı bir araştırmaya göre, kadınların yüzde 25’i faturalarını ödemektense ayakkabı almayı tercih ediyor. Biz de bu bilgi ve yorumlardan yola çıkarak altı farklı kadına topuklu ayakkabının kendileri için ne ifade ettiğini sorduk. Hayata farklı yerden bakan bu altı kadının çoğu Marilyn Monroe’ya hak veriyor ve onun sözünü tekrar ediyorlar: “Topuklu ayakkabıyı kim icat etmiş bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa, o da, o kişiye bütün kadınların çok şey borçlu olduğu”...
Elif Bereketli, 22 yaşında, gazeteci
Şimdi 22 yaşındayım, yaklaşık üç yıldır topuklu ayakkabı giyiyorum. Çalışma hayatına atılmamla topuklu ayakkabı giymem arasında kesinlikle bir bağlantı var. Sokakta topuklu ayakkabı giymek insanın gündelik hayatını zora sokuyor. Buna rağmen topuklu ayakkabı giydiğimde kendimi daha iyi hissediyorum. Bu bir alışkanlık aslında. Etrafındakileri gördükçe sen de öyle giyinmek istiyorsun.
Ayşe Düzkan, 49 yaşında, feminist, gazeteci
Topuklu ayakkabıların sırrı bacakları uzun göstermesi. Öte yandan, ayakkabı bir kadının “Acaba beni şişman gösterir mi?” diye düşünmeden satın alabileceği birkaç şeyden biri. Yani tezgahtarın “Kırk ikiye sığar mısınız siz?” bakışlarına maruz kalmadan ayakkabı alışverişi yapabilirsiniz. Çok abartılmazsa yaşla bağlantısı da az. Bir dönem giyim endüstrisin bir moda nesnesi olarak ayakkabıya gaz vermesinin de fetişleştirilmesinde etkisi büyük. Bir süredir çanta ayakkabının yerini aldı ama yüksek topuklu ayakkabı kadınlara giyim, kozmetik ve anti-aging endüstrilerinin kurduğu tuzaklar içinde en acımasız olanlardan biri. Sabah kremlerinizi sürer, makyajınızı yapar, saçınızı kuaförde taratır, gün boyu sunta yer ama yine de canınız yanmadan mutlu olabilirsiniz. Ama bir saat ayakta durduğunuzda vurmayan bir yüksek topuklu ayakkabı bilen varsa beri gelsin. Erkekler bunu bildiklerinden midir nedir, ağdadan saç boyasına başımıza dert olan bir sürü şeye bulaştılar ama topuklu ayakkabıdan uzak duruyorlar. Yüksek topukların üzerinde yürüyemezsiniz, koşamazsınız, otobüse yetişemezsiniz, dans edemezsiniz, oyun oynayamazsınız, yani yaşayamazsınız. O yüzden bence özgürlüğe doğru adımlar alçak topuklu ayakkabılarla atılacak.
Zühre Camcı, 40 yaşında, muhasebe müdürü
Bir ayakkabının şık olması rahat olmasından daha önemlidir. Bana göre topuklu ayakkabı cinsiyet ve özgüven sembolü. Topuklu ayakkabı ile kendimi daha kadınsı hissediyorum. Boyumu uzatıp ince görünmemi sağladığı için tercih ediyorum. Elbiseyle, etekle, pantolon ile uyum sağlayacak topuklu ayakkabılar satın alıyorum. Ayakkabı bana göre bir aksesuvardır. Kıyafete göre seçilmemiş bir ayakkabı kıyafeti mahveder. Şık bir elbisenin altına spor düz bir ayakkabı asla giyemem. Ayrıca yüksek topuklu ayakkabılar, ayağı düz modellere göre daha küçük gösterir. Dolgu topuk ya da kalın topuklu yüksek ayakkabı modelleri, ince topuklulara göre daha rahat ettiğim modeller. Bir püf noktası daha var; topuklu ayakkabı giyenlerin topuk boyu ne kadar yüksek olursa, ayağı o ölçüde daha küçük görünür ama yine de yürüyemeyeceğim yükseklikte bir modeli kesinlikle tercih etmiyorum. Sivri burunlu ayakkabılar, küçük ayakları bile çok büyük gösterdiği için, yuvarlak burunlu modelleri tercih ediyorum.
Benim için topuklu ayakkabı ile tamamlanmış bir kıyafetin kötü görünme ihtimali yok. Bu sebepten giyimine özen gösteren, dış görünümünü tamamlamayı bilen çoğu çalışan kadın gibi ayaklarım akşama kadar ağrı içinde kalsa da topuklu ayakkabıyı tercih ediyorum. Yine de bana sorarsanız ayakkabı alırken modelinden ziyade rahatlığını ön planda tutmakta fayda var. Üzerinde duramayacağımız şey çok şık bir ayakkabı dahi olsa zarif durmaz. Dedim ya, topuklu ayakkabı bana kendimi daha dişi hissettiriyor. Ah bir de ayakları ağrıtmasa.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza