Vitrindekiler...

Edebiyat, inceleme, yakın tarih, anı, sanat, çevre… Cumhuriyet Kitap Dergi’den çeşitli alanlardan yetkin kitaplara ilişkin okuma önerileri…

Yayınlanma: 14.11.2021 - 00:03
Abone Ol google-news

Yazarlığın Eteklerinde / Memet Fuat / Literatür Yay. / 176 s.

Yazarlığın Eteklerinde adlı kitabında Memet Fuat, edebiyat dünyasına attığı ilk adımlarını, karşılaştığı ortamı yalın ve sürükleyici biçemiyle anlatıyor. Kılavuzu Nâzım Hikmet... Memet Fuat'ın ömrünün son yıllarında kalem aldığı kitabında, başlayan Nâzım Hikmet ile mektuplaşmalarından "parçalar" da okuyoruz. Nâzım Hikmet'in hapishaneden, "oğlum" dediği Memet Fuat'a yazdığı mektuplar, yalnızca yüreklendirme değil, bir anlamda edebiyat tarihi, şiir-öykü-roman çözümlemesi. Yazarlığın Eteklerinde, Memet Fuat'ın yazarlık serüveninin başlangıcıyla birlikte, ilk verimleri olan şiirlerinin ve kısa öykülerinin, aynı zamanda bunlara ilişkin Nâzım Hikmet'in düşüncelerinin de yer aldığı önemli bir tanıklık...

Dört Bir Yanım Gökkuşağı / Eren Aysan / Cumhuriyet Kitapları / 64 s.

“Neden böyle yapıyor insanlar? Neden parayı en büyük değer görüyor? Neden sağlığı önemsemiyor? Neden çocukları, ağaçları, kuşları, Kedileri, atları düşünmüyor?" Eren Aysan, çocuklarla paylaştığı uzun, şiirsel masalıyla doğanın değerini bir kere daha anımsatıyor.

Talât Paşa - İttihat ve Terakki Tarihi / Fevziye Özberk / Kırmızı Kedi Yay. / 432 s.

1908’de başlayan köklü siyasal, toplumsal ve ekonomik değişmeler bir devrimdir. Cumhuriyet, Talât Paşa’nın ve Atatürk’ün bizlere mirasıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli, Talât Paşa’nın önderliğinde İttihatçılar yani Jön Türkler tarafından atılmış; bina yine bir Jön Türk olan Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde Kemalistlerce tamamlanmıştır. Bu tarihi sürece damgasını vuran en önemli iki ad: Talât Paşa ve Atatürk’tür. Atatürk bu temel tarihi gerçeği bir cümleyle belirtiyor: “Eğer Meşrutiyetler olmasa idi, Cumhuriyet olamazdı.” Fevziye Özberk, incelemesinde Talât Paşa’nın oluşturduğu örgütlenmeyle Milli Mücadele’ye yaygın bir destek sağladığını, dayanak olduğunu ortaya koyuyor. Milli Mücadele’nin kadrolarının önemli bir kesiminin Talât Paşa’yla omuz omuza mücadele ettiğini, o ateş içinde piştiklerini vurguluyor.

Denemek Sapmak - Çekmeceler Kitabı 2 / Enis Batur / Sel Yay. / 167 s.

Sesler ve görüntüler, kalıcı izler mi? Büyük, baş edilmez bir korku Enis Batur’a onları toplattırıyor öteden beri. Toplamaktan vazgeçebilecek ölçüde dinginlik bulacağı bir eşik çizecekken umudu onu hırpalıyor, yoruyor. Beklemekse, içeride bir yerde, ola ki henüz uzakta, kendisinin bekçisi, korkuluğu, totemi olabilir de. Kendisinin maketi, taşlaşmış gövdesi, hareketsizliğinde kıpır kıpır ifadesi… Bir tek bilgi yetiyor ama, dik tutmaya çalıştığı duyguları yıkmaya. Bunun içindir ki “Nöbeti devraldım, devredeceğim, bunu yadsısam bile: Birikmiş imgelere kattığım imgeler: Burada daha önce bunlar yoktu, onları ben üst üste, yan yana, iç içe dizdim. Benim yazım bu.” diyor Denemek Sapmak – Çekmeceler Kitabı 2 için Enis Batur.

Bir Vatan Evladının Notları / James Baldwin / Çev. Suat Ertüzün / Can Yay. / 208 s.

“Bu dünya artık beyaz değil, hiçbir zaman da tekrar beyaz olmayacak.” James Baldwin’in, 1940’larda ve 1950’lerin başında, henüz yirmili yaşlarındayken yazdığı ve bu kitapta bir araya getirilen başta ABD olmak üzere, tüm dünyaya yönelttiği toplumsal ve kültürel bir eleştiri niteliğindeki denemeleri, Sivil Haklar Hareketi’nin şafağında, Harlem’deki gündelik yaşamdan muhalif romana, filmlere ve yurtdışındaki Afro-Amerikanların deneyimlerine kadar ABD’de siyah olmayı araştırıyor. Sanatçının siyah bir adam ve bir Amerikalı olarak kimlik arayışının samimi bir portresini de ortaya koyuyor.

1950'ler Türkiye'sinde Edebiyat Dergileri / Aslı Uçar / VBKY / 194 s.

Aslı Uçar’ın Bilkent Üniversitesi Tu¨rk Edebiyatı Bölu¨mu¨’ndeki lisansu¨stu¨ çalışmalarının u¨ru¨nu¨ olan inceleme, Tu¨rkçenin hem du¨zyazı hem şiir bakımından en verimli dönemlerinden birini ele alıyor. Tu¨rkiye’nin Demokrat Parti iktidarıyla geçen 1950’li yıllarındaki politika ve poetika bağlantısını gözeterek kaleme alınan kitapta yazar, dönemin milliyetçi-muhafazakâr edebiyat dergilerinden Kemalist ve Batıcı çizgide olanlara değin ilginç ayrıntılarla dolu bir toplam çıkarıyor. Varlık, Mavi, Hisar, Pazar Postası ve Yeditepe gibi dergiler arasında öğretici bir gezinti sunan çalışmada, Attila İlhan’dan Cemal Su¨reya’ya, Yaşar Nabi Nayır’dan Mehmet Çınarlı’ya edebiyatçılar arası diyalogları da takip etmek olanaklı.

Üç Kadın / Lisa Taddeo / Çev. Özlem Alkan Karakuş / Mundi / 312 s.

“Arzu. Bizi büyülüyor ve avucuna alıyor. Düşüncelerimizi kontrol ediyor, hayatlarımızı yönlendiriyor, bazen sadece onun için yaşıyoruz. Yine de hakkında neredeyse hiç konuşmuyoruz. Ve derinlerde yatan bir güç olarak arzu, büyük ölçüde keşfedilmeden kalıyor.” Gazeteci Lisa Taddeo’nun, farklı geçmişlere ve yaşam tarzlarına sahip kadınlarla konuşmak için Amerika’yı altı kez baştan başa kat ettikten sonra kaleme aldığı Üç Kadın; karşılanmayan ihtiyaçların, dile getirilmeyen düşüncelerin, hayal kırıklıklarının, umutların ve amansız takıntıların bir kaydı. Çekici, rahatsız edici, çok katmanlı ve güçlü bir kitap.

Resim ve Heykel Müzesi - Bir Varoluş Öyküsü / Ayşe H. Köksal / İletişim Yay. / 307 s.

Resim ve Heykel Müzesi, Türkiye’nin ilk ve tek modern sanat müzesi olarak 1937’de kuruldu. Güzel Sanatlar Akademisi’ne bağlı olarak Dolmabahçe Sarayı Veliaht Dairesi’nde bulunan müze, Halil Edhem’in tasarımının vücuda gelmiş haliydi. Kurum, 1990’lara kadar Cumhuriyet dönemi sanatının en önemli teşhir ve temsil alanı oldu. Bu müzeyi yaşatabilme yolunda bir çaba ve bu konudaki girişimler için bir kılavuz niteliğindeki kitap, kurulduğu günden itibaren, varlıkla yokluk arasında gidip gelen Resim ve Heykel Müzesi’nin varoluş mücadelesini anlatıyor.

Saatin Arka Yüzü / Mehmet Zaman Saçlıoğlu / Bilgi Yay. / 120 s.

Zaman, kendini saatin ön yüzünde ne kadar gösterir? Orada akan zaman mıdır yoksa zamanın bir soyutlaması mı? Hiçbir zaman biriminin olmadığı, belirsiz bir rüzgârın tozları biriktirdiği, ışığın duvar boyasını soldurduğu, belki küçük bir örümceğin kendisine dünya kurduğu bir yerdir saatin arka yüzü. Gürültüsünü sadece sezebileceğimiz bir nehir gibi değişken hızlarda akar orada zaman. Saatin ön yüzünde guguk diyen bir kuş, saniye sektirmemeye çalışarak koşuştursa da, zamanı herkes için ortak ve anlaşılabilir birimlerle anlatmaya uğraşsa da, arka yüzünde her şeyin öznel olduğunu bilen bir Zaman’ın yazıları Saatin Arka Yüzü.

Anılar ve Yanılsamalar / Jim Carrey, Dana Vachon / Çev. Aslı Perker / Epsilon Yay. / 264 s.

Bu, Jim Carrey’le ilk tanışmanız olacak! Çok başarılı, sevilen, ünlü bir Hollywood yıldızı olduğu doğru. Ama belki de geçmişe sünger çekmenin zamanı gelmiştir artık. İçindeki sıkıntı bulutundan kurtulmayı defalarca denese de bir türlü başaramamıştır çünkü. Fakat bir gün hayatını aşkı Georgie ile tanışır. Ardından da senarist Charlie Kaufman’ın yardımıyla sınırlarını zorlayacak bir rol teklif edilir. Belki de sonunda Oscar heykelciğine kavuşacak ve işler nihayet yoluna girecektir... Ancak kâinatın Jim için başka planları vardır! Anılar ve Yanılsamalar, Carrey’yi kurgusal bir karaktere dönüştürüp ona sürrealist bir gerçeklik kazandıran, sıra dışı bir anı / roman. Bir Hollywood ünlüsüyken içinde kopan kıyametle tanışan Carrey’den cesur ve eğlenceli bir yapıbozumu.

Öyle Mi Alay Komutanı! - Sınıf Hareketiyle İç İçe Bir Ömür / Kamil Kartal / Notobene Yay. / 496 s.

Kitap 1970’lerden 2021’e kadar Türkiye sendikal sürecini, özellikle de 1980 sonrası yeni sendikal hareketlerin gelişimini, siyasal gelişmeler ışığında ele alıyor. 1980’lerdeki bağımsız sendikalar sürecinin peşi sıra, DY zemininde 1989-1991 Çalışması ve 1992’de başlayan Tartışma Süreci ana hatlarıyla yer alıyor. Kitapta öncü çalışmalar başarılı boyutları kadar tıkanmaları, geleneksele geri dönüşleri açısından da inceleniyor. 301 işçinin yaşamını yitirdiği katliam sonrası başlayan Soma çalışması da kitabın son bölümünde ele alınıyor.

Biyoçeşitlilik / Carlo Petrini, Stefano Mancuso / Çev. Fatmagül Ezici / Yeni İnsan Yay. / 80 s.

Yirminci yüzyılın başında iki binden fazla armut çeşidi yetiştirilirken, bugün tezgahlardaki armutların yüzde 96’sını yalnızca iki çeşit oluşturuyor. Tıpkı binden fazla çeşide sahip patatesin yerini dört tanesinin alması gibi. Süt makinesi olarak algılanan Hollandalı Friesian ineğini yetiştirmek için kurban edilen diğer tüm inekler de aynı sonu paylaşıyor. “Verimlilik” adı verilen düşünce biçimi, gıda üretiminde odaklanılan biricik kavram olmaya devam ederse domates, mısır, çilek ve daha nicesi aynı kaderi paylaşmaya mahkûm olacak, hatta çoktan oldu bile. Botanikçi Mancuso ile gazeteci-yazar ve aktivist Petrini, bitkisinden hayvanına, gezegenin yeniden kazanmak zorunda olduğu bir zenginlik olan biyoçeşitliliği irdeliyor ve bir esin kaynağı olarak doğaya bakmaya davet ediyorlar.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon