Aydın Engin

Gazeteci haber olursa...

05 Mart 2017 Pazar

Bugünkü Tırmık’a “aforizma” terimini 140 karakterlik Twitter mesajı sanan derin kültürlü zatlar için 74 karakterlik bir meslek aforizması ile başlayalım. Mesleğimizin bilgeleri söylemiş:
- Eğer gazetecinin kendisi haber olduysa orada bir yanlışlık var demektir...
Bu bilge söz, gazetecinin kendini öne çıkarmasını, haberi gölgelemesini eleştirmek için söylenmiş. Gel gör ki bu ülkede epeydir gazetecilerin kendileri haber olmakta ve bu yanlışın sorumluları gazeteciler değil.
Cumhuriyet’in 11 çalışanının gazetecilik, sadece gazetecilik yaptıkları için tutuklanmaları elbette haberdir.
Bir ülkede gizli servisin yurtdışına silah ve cephane yollaması ve bunu “Silah değil insani yardım malzemesi” yalanı ile örtbas etmeye kalkışması elbette haberdir. Bunu haberleştirip halka ileten gazeteciler “casusluk yapıyor” gibi gülünç ve ayıp suçlamalarla tutuklanmaz, tersine ödüllendirilir. Bunun tam tersi yapılmışsa bu elbette bir haberdir...
Bir ülkede mesleklerini yaptıkları için 155 gazeteci tutuklanmışsa bu elbette haberdir.
Bu ülkede yüzlerce ve yüzlerce gazeteci hakkında kapalı kapılar ardında olup bitenleri halka haber verdikleri için soruşturma açılmış ve ağır hapis cezaları istenmekteyse bu durumun kendisi elbette haberdir...
Kendisi haber olan ancak bu yanlışın sorumlusu kendisi olmayan gazeteciler kervanına genç bir meslektaşım da katıldı: Die Welt gazetesinin Türkiye temsilcisi Deniz Yücel. Kendisi şimdi Silivri’de devlet konuğu olarak ikamet etmekte ve cigara üstüne cigara yakıp 15 adımlık dört yanı beton duvar, tepesi telörgü bir avluda volta atmakta.
Genç bir meslektaşımdır ve şimdi meslek deneyimlerine bir yenisini ekliyor. İyi gazeteciydi. Çıkınca daha iyi bir gazeteci olacak...
O yüzden onun için çok da üzülmüyorum.

***

Gelelim bu ülkenin cumhurbaşkanına...
Kendini yargıç yerine koyup, hoşuna gitmeyen, AKP medyasındaki gazetecilerden farklı olarak mesleğin ak adına karalar sürmeyen gazetecilere öfkeleniyor, kinleniyor; “Bunu onun yanına koymam” gibi bir hukuk devletinin başkanının değil ancak bir mahalle kabadayısının ağzından çıkabilecek cümleler kuruyor.
En son Deniz Yücel için konuştu. Bir cümlesini alıntılıyorum:
“Yok bilmem Die Welt’in buradaki bir temsilcisi içeri alınmış. Bundan dolayı değil. Bu kişi PKK’nin bir temsilcisi olarak...”
Deniz Yücel’in nasıl olup da PKK’nin temsilcisi olduğunu anlamadım. Ama “bağımsız ve tarafsız” yargı erkimizin seçkin temsilcisi sulh ceza yargıcı cevabı bulmuş. Tutuklama gerekçesinde açıkça belirtmiş:
“PKK silahlı terör örgütünün elebaşlarından Cemil Bayık ile Kandil’de röportaj yaptığı...”
Eee, n’olmuş?
Bu ülkede en az 10 gazeteci sayarım. Hepsi de Kandil’de PKK yönetim kademesinden birileriyle söyleşi yapmış, sorular sormuş, cevaplar almış ve yayımlamıştır. İsim isim sayıp o arkadaşlarımın başlarını belaya sokmayayım. Ben kendim de Kandil’de bir başka PKK’li Murat Karayılan’la söyleşi yaptım Bu durumda ben “PKK temsilcisi” mi oluyorum yani?
Güldürmeyin beni.
1980’de içsavaşın en şiddetli günlerinde Afganistan’da Sovyet Kızılordu askerleri ile söyleşi yaptım. Erdoğan’ın dizi dibinde fotoğraf çektirdiği mücahit lideri Hikmetyar’ın karargâhında, hem mücahitlerle hem onları eğiten Amerikalı subaylarla söyleşi yaptım. Bu durumda ben Rus casusu mu oluyorum, yoksa CIA destekli Afgan mücahidi mi?
Güldürmeyin beni dedim a...

***

Bilinsin, bizler kendimiz haber olmak istemiyoruz. Sadece haber vermek, olup biteni halka duyurmak istiyoruz. Bizleri ha bire haber yapan kendimiz değiliz.
Üstelik sadece haber öznesi yapmakla yetinmiyor hapse de tıkıyorlar. Yuf yani...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları