A. Zeki Velidi Togan’dan ‘Asya Tarihi’

A. Zeki Velidi Togan, 1927’den itibaren İstanbul Üniversitesi’nde Umumi Türk Tarihi dersleri veren, yıllarca üzerinde çalıştığı Asya tarihinin ders olarak üniversitede okutulabilmesi ise ancak 1968-1969 döneminde mümkün olan A. Zeki Velidi Togan, “Asya Tarihine Bir Bakış” başlığıyla verdiği bu derslerde, üç gruba ayırdığı Asya devletlerinden Türk tarihi açısından çok önemli olduğunu vurguladığı Çin, Japonya ve Hindiçin’i en eski devirlerinden güncel konularına kadar ele alır. Metot olarak tarih eğitimi konusunda kaynak niteliği taşıyan Asya Tarihi (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) kızı Orta Asya ve Çin tarihçisi kızı İsenbike Togan tarafından, Togan’ın İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi 1968-1969 ders yılı notlarına resimler ve haritalar eklenerek yayına hazırlanmış.

Yayınlanma: 22.02.2023 - 00:03
A. Zeki Velidi Togan’dan ‘Asya Tarihi’
Abone Ol google-news

KARŞILAŞTIRMALI TÜRK TARİHİ

A. Zeki Velidi Togan, 1927’den itibaren İstanbul Üniversitesi’nde verdiği Umumi Türk Tarihi derslerine “Türk tarihinin ancak Asya ve Avrupa milletleri tarihiyle birlikte öğrenileceği” sözleriyle başlar. Yıllarca üzerinde çalıştığı Asya tarihinin ders olarak üniversitede okutulabilmesi ise uzun uğraşılarının sonucu ancak 1968-1969 döneminde mümkün olabilmiştir.

“Asya Tarihine Bir Bakış” başlığıyla başladığı derslerde, üç gruba ayırdığı Asya devletlerinden Türk tarihi açısından çok önemli olduğunu vurguladığı Çin, Japonya ve Hindiçin’i en eski devirlerinden güncel konularına kadar ele alır.

Metot olarak tarih eğitimi konusunda kaynak niteliği taşıyan Asya Tarihi (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi 1968-1969 ders yılı notlarına resimler ve haritalar eklenerek yayına hazırlanmıştır. Asya Tarihi, Togan’ın her biri ayrı konularda bir kitap olacak şekilde düşündüğü ders notlarından yayına hazırlanan ilk eserdir.

A. Zeki Velidi Togan, Romanov Çarlık Rusyası’ndan, 1917 Bolşevik Devrimi’nden sonra kurulmasına öncülük ettiği Başkurdistan Cumhuriyeti’ne, Orta Asya Türkistan Milli Birliği Başkanlığı’ndan 1925’te geldiği İstanbul Üniversitesi’ne uzanan yaşamı içinde yoğrulan akademisyen, yazar ve siyasetçi kimliği ile Türk tarihini karşılaştırmalı bir yaklaşımla dünya tarihi içinde ele alabilen çok yönlü bir tarihçidir.

Döneminin Rusça, İngilizce, Fransızca ve Almanca eserlerinin çerçevesi içinde Farsça, Arapça, Türkçe Orta Asya kaynaklarına hâkimiyetiyle, Türkiye’deki kütüphanelerden ve bu arada Süleymaniye Kütüphanesi ve Osmanlı Arşivi’nden bilgileri yaratıcı bir şekilde birleştirip hazırladığı Asya Tarihi dersleri, bugün Türk kamuoyunun nihayet ilgisini çeken Asya dünyasının tarihine giriş eseri olarak kıymet kazanmaktadır.

Kapsamlı notlar, resimler ve haritalar eklenerek yayına hazırlanan Asya Tarihi döneminin içinde değerlendirilecek özelliklerinin yanı sıra konusunda bugün için de önemli bir mihenk taşıdır.

Eserin dipnotları özellikle dikkat çekmektedir. A. Zeki Velidi Togan’ın, Orta Asya ve Çin tarihçisi olan kızı İsenbike Togan kapsamlı araştırmalarıyla esere Asya tarihi ile ilgili yeni araştırmaların birikimini aktarmış, 1960’larda verilmeye başlanan derslerden oluşan kitabın önemli bir ölçüde bugüne taşınmasını mümkün kılmıştır.

ÇİN TARİHİNİN TÜRK TARİHİ İÇİN ÖNEMİ

Cumhuriyet’in erken döneminde, Çin tarihinin Türk tarihi için öneminin bilinciyle Çince eğitimi Türkiye’de erken dönemde başlamıştır.

Ancak, birçok üniversitede genel Asya tarihi ve Asya çalışmaları için gereken Çince, Japonca, Korece gibi dillerin ve bu toplumların tarihlerinin ileri düzeyde eğitimi ve öğrenilmesi ise ancak son 20-30 yıl içinde gelişmiştir. Az sayıda da olsa bazı üniversitelerde araştırma alanı olarak ortaya çıkmaktadır.

Ayrıca, Avrupa tarihi ile beraber Asya tarihinin öğrenilmesi ülke tarihçiliğimizin dünya tarihi yaklaşımını güçlendirecektir. Dolayısıyla bu eser Asya tarihi eğitimi için kıymetli bir kaynak niteliğindedir.

A. Zeki Velidi Togan, Asya Tarihi derslerinde Türk tarihi için önemsediği konuları seçmiştir. Kitapta, Türklerle tarihi ilişkileri olan ve zengin kaynaklara sahip Çin’in tarihini kapsamlı bir şekilde vermektedir.

KARŞILAŞTIRMALI FEDALİTELER: JAPONYA-AVRUPA-TÜRK KAVİMLERİ

Japonya tarihini ise, Japonya’yla modern zamanlarda yakın ilişkimiz olduğu için ve Türkiye Cumhuriyeti tarihiyle karşılaştırma yöntemi sağladığı için önemsemektedir.

Japon tarihinde, Samurai Shogunluğu ile Karlukların “Sagun” statüsüne benzerliğine, Korece ile Türki dillerin ortak özelliklerine değinirken, Japonya feodalitesi ile Avrupa feodalitesini kıyaslamakta ve Türk kavimlerinin feodalite özellikleri arasında üçlü bir karşılaştırma yapmaktadır.

Avrupa ve Japonya feodalitelerinin toprak ve tarım ekonomisinin kaynaklarının sömürülmesi için köylülerin toprağa bağımlı serf / köle statüsünde feodal senyörlerin hâkimiyeti altında olmaları yönüyle benzeştikleri, öte yandan Orta Asya Türk kavimlerinin feodalitesinin askeri ve idari hâkimiyetle sınırlı olması dolayısıyla üreticinin göreceli olarak daha serbest statüde olduğu analizi ilgi çekicidir.

Son dönem Japonya’nın 1868’den sonraki Meiji döneminin tarihine ise Osmanlı-Türkiye modernleşmesiyle eş zamanlı bir karşılaştırma yöntemi içinde yaklaşmaktadır.

JAPONYA VE TÜRKİYE’NİN SİYASAL MODERNLEŞMESİ...

Modern Japonya kısmında göze çarpan bir husus, o dönemde 1964 yılında henüz yeni yayınlanmış olan Dankwart Rustow ve Robert Ward’ın Political Modernization in Japan and Turkey (Japonya ve Türkiye’nin Siyasal Modernleşmesi) isimli, Japon, Türk ve Amerikalı Japonya ve Osmanlı / Türkiye uzmanlarının, uluslararası konferansta sunulan makalelerinden oluşan ve Princeton Üniversitesi’nde yayınlanmış olan eseri dikkatle inceleyerek, genel noktalarını Japonya tarihi kısmının sonuna eklemesidir.

Dönemin Amerikan akademiyasında ortaya çıkan modernizasyon teorisi yaklaşımını sergileyen bu önemli yayının Türkçeye çevrilmemiş olması Türkiye’de dönemin sosyal bilim tartışmalarında Japonya gibi o dönemde “marjinal” görülen bir coğrafyanın ilgi çekmemesinden kaynaklanmış olsa gerek.

Bu eserin dışında Japonya ve Türkiye’nin ortak bir modernleşme karşılaştırmasının ayrı bir konu olarak ayrıntıyla ele alınmaya devam edilmemiş olması da, ayrıca, üzerinde düşünülmeye değer bir husustur.

GÜNEYDOĞU ASYA TARİHİ VE OSMANLI-TÜRK DÜNYASININ ULUSÖTESİ BAĞLANTILARI!

Togan’ın derslerinde önem verdiği üçüncü konu Güneydoğu Asya tarihidir. Bu bölümde Osmanlı Devleti ile Sumatra Açe Sultanlığı’nın ilişkileri, Güneydoğu Asya’da bugünün Malezya ve Endonezya bölgesinin tarihi sultanlıklarının Orta Asya ile olan dini ve kültürel münasebetleri, Hint Okyanusu ve Orta Doğu arasındaki deniz aşırı “ipek yolu” ticareti gibi bağlantıları vurgulayan bu kısım, derslerin verildiği dönemde, Osmanlı-Türk dünyasının bu fazla bilinmeyen ulusötesi bağlantılarına yer vermesiyle özgündür.

RUSYA TÜRK HALKLARININ DÜŞÜNCE TARİHİ VE İTTİHAD-I İSLAM / PAN-İSLAMCILIK!

Hindiçini bölümünün sonunda, 19. yüzyılın sonundan itibaren Malezya ve Endonezya ile Vietnam’ın İngiliz, Hollanda, Fransız sömürgeciliği altındaki tarihinden bağımsızlık mücadelelerini içeren kısım ilgi çekicidir.

Burada, A. Zeki Velidi Togan tarihçi olarak konuya modern tarihin milliyetçilik ve bağımsızlık hareketleri, Rusya Türk halklarının düşünce tarihinde önemli olan İttihad-ı İslam / Pan-İslamcılık tartışmalarıyla bağlantılı karşılaştırmalı bir yaklaşım sergilemektedir.

Türkiye’de fazla tanınmayan Güneydoğu Asya toplumlarının sömürgecilik altındaki tarihlerinde özellikle Endonezya’da kuvvetli bir bağımsızlık ve milliyetçilik hareketinin İslam kimliği içinde ekonomik güçlenmeyle oluşmasında Rusya Türk halklarına bir benzerlik hatta örnek oluşturduğuna değinmekte.

“Zamanımızdaki Türk kavimlerinin mukadderatı meselesi bu Güneydoğu Asya kavimleri meselesi ile yakından ilgilidir. Biz Türk kavimlerinin istikbalini bu örneğe göre anlayabiliriz” ifadesini kullanmaktadır.

Ekonomik gelişmenin bağımsızlık için önemli olduğunu Endonezya’da Sarekat İslam (Şirket-i İslam) hareketinin bu yoldaki en önemli teşkilat olduğunu belirtmesi gene olayları dünya tarihi içinde ele almasına bir örnektir.

JAPON İŞGALİ VE GÜNEY DOĞU ASYA TOPLUMLARININ BAĞIMSIZLIK MÜCADELELERİ...

Togan’ın 20. yüzyıl Güney Doğu Asya toplumlarının İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra hızla bağımsızlık mücadelelerinde başarılı olabilmelerini Japon İmparatorluğu’nun “Asya halklarının uyanışı”, “Asya Asyalılarındır” sloganlarıyla Batılı sömürge imparatorluklarına karşı meydan okuyarak, kendi imparatorluğunu yayılmacı siyasetle kurarken, sömürge altındaki halkları özellikle Asya Müslümanlarının bağımsızlık hareketini tahrik etmesi ve destek çıkmasının Avrupa sömürge düzeninin yıkılışına yol açtığı vurgusu ilginç bir nokta.

Japonya’nın İkinci Dünya Savaşı sırasında Malezya ve Endonezya’da kısa süren askeri işgâlinin şiddetli yöntemlerine rağmen yerel milliyetçiler ile işbirliği yapması Doğu Asya bölge insanları dışında pek bilinmez; ancak, konuyla ilgili araştırma yapanlarca bilinir.

1945’te Japonya teslim olduktan sonra dahi Endonezya’daki Japon subaylarının milliyetçilere silah yardımı yapması hatta direniş gerilla örgütlerini geri dönüş yapmak isteyen Hollandalılara karşı ormanlarda hızla silahlı gerilla örgütleri yetiştirmeleri, Asya modern tarihinin halen tartışılan olgusudur.

Kanaatimce, A. Zeki Velidi Togan’ın Japon emperyalizminin bu çelişkili etkisinin farkında olması, Rusya Türk halklarının bağımsızlık hareketinin Japonya ile yakın etkileşiminin bilincini sergilemektedir.

ÜÇLÜ DÜNYA GÜCÜ REKABETİ: SOVYETLER BİRLİĞİ-ÇİN-ABD!

Son olarak, bu bölümde, eserin sonunda 1960’larda Endonezya ve Vietnam’da patlak veren iç savaşın komünizm ve komünist aleyhtarı sloganlarıyla yürütülen sağ-sol kavgasının arka planındaki mücadelenin aslında Sovyetler Birliği, Çin ve ABD’nin üçlü dünya gücü rekabetinin yer aldığı açıklanmaktadır.

Bu bölgenin güncel olaylarını Soğuk Savaş jeopolitik analizi çerçevesinde açıklayan Togan’ın 1920’lerde Başkurdistan’da görevli olan devrimci Fedor Sergeyev (Artyom/Atrium) ile yaptığı görüşmeleri kullanması dikkate değer; o, Sergeyev’in 1920’lerde Güney Doğu Asya’da devrim potansiyelinin Budistler ve Müslümanlar arasında çatışma çıkartmakta yattığı öngörüsünün, 60’lı yıllarda geçerliliğini koruduğunu ifade etmektedir.

Bu kısım, Togan’ın tarihçiliğinin yanı sıra güncel dünya siyaseti içindeki geniş bir Türk dünyasının bağımsızlığını önemseyen yerini belirleyen yaşam deneyimiyle sarmallanmış siyasi yaklaşımını sergilemektedir.

ÇİN, JAPONYA VE HİNDİÇİN

Kitap, biraz şaşırtıcı şekilde Hindistan tarihine çok kısaca değinerek sona ermektedir. Şüphesiz, Hindistan tarihi ile Türk-Osmanlı bağlantıları ve karşılaştırmalı analiz imkânı zengin bir çalışma alanı olabilecek niteliktedir. Ancak Asya derslerinin belli bir zaman kısıtlığı içinde Çin, Japonya ve Hindiçin ağırlıklı olması tercih edilmiş gözükmektedir.

A. Zeki Velidi Togan’ın ele aldığı Asya tarihindeki birçok konunun, ülkemizde ancak son yıllarda göze çarpan araştırma sahaları haline geliyor olması, eserin ders olarak verildiği yıllarda öncü olduğunu göstermekte.

Kendi ifadesiyle “cihan tarihi” içinde olayları ele alıyor olması, yerel tarihi sadece ulus-devlet tarihi olarak alan kısıtlayıcı bakış açısının genişlemesi, açılması için halen geçerliliği olan bir yöntem önerisidir.

Eseri yayına hazırlayanın eklediği güncel kaynaklar, haritalar, isimlerin güncel imlalara göre yazılışı gibi bilgiler, bugün Asya tarihinin konusuna giriş için bir referans eseri olarak kullanılmasını mümkün kılmaktadır.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler