Ödüllü yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın yeni filmi 'Kuru Otlar Üstüne' 76. Cannes Film Festivali'nde prömiyerini yaptı

Yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın “Kuru Otlar Üstüne” filmi Cannes Film Festivali’nde gösterildi. Ceylan, gösterim sonrası tam 11 dakika boyunca ayakta alkışlandı.

Yayınlanma: 21.05.2023 - 02:00
Ödüllü yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın yeni filmi 'Kuru Otlar Üstüne' 76. Cannes Film Festivali'nde prömiyerini yaptı
Abone Ol google-news

“Kuru Otlar Üstüne”, Türkiye’nin giderek ruh karartıcı güncel gerçeklerine rağmen geleceğe yönelik umutlarını tümden yitirmeyen, daha doğrusu yitirmemeye çabalayan genç ve yalnız insanlarının hüzünlü öyküsü olarak özetlenebilir.

Toplumsal sorunsallara parmak basan, dolaylı yollardan da olsa incelikli siyasal göndermelerde bulunan Nuri Bilge Ceylan’ın en “angaje” filmi olduğu bile ileri sürülebilir... “Entel işi yaratıcısı sineması” diye filme Fransız kalanlar da kuşkusuz çok olacaktır...

Bu tür sınıflandırmalara, doğallıkla değişik anlamlar yükleniyor. Bu noktada, NBC sinemasının temelde etiketlenemez bir niteliğe sahip olduğunu unutmamamız gerekiyor. Öncelikle gözlemleyen, durum çözümlemesi yaparak kesin yargılara açılabilecek  kapıları sıkıca kapayan, kolayca suçlamaktan kaçınan, yol göstermeye hiç yeltenmeyen, didaktizmden köşe bucak kaçan, siyah/beyaz olmamaya aşırı özen gösteren ve alabildiğine bulanık, bunalımlı, değişken kimlikleriyle birden fazla etiketi üzerinde taşıyan karakterler yaratmayı seven NBC’ye özgü, uçları açık, içeriği doğurgan bir angajman söz konusu burada....

BİR ÖĞRETMENİN HİKÂYESİ

Klasik anlamda sert bir angajman bekleyenler, mutlaka yetersiz bulacaklardır bu filmi. Öyle ya, özel tarikat okullarında ve yurtlarında yaşanan taciz ve tecavüz olayları gerçeğinden yola çıkmak yerine, Doğu Anadolu dağlarındaki bir nahiyenin laik devlet ortaokulunda, gerçek dışı olan ama yaşanabileceği düşünülen, en azından olası görülen ya da hayal edilen, ancak fazla üzerine gitmeden küllendirilmeye çalışılan cinsel taciz kuşkusu üzerine kurulu senaryo, bu noktadan yola çıkarak birçok önemli yan temayı, varoluşçu soru cengelleriyle derinlemesine deşiyor...

Eğitimini aldığı sanat dalında parlak bir geleceğinin olmadığını bilen, zorunlu görev süresinin bitmesini iple çeken resim öğretmeni Samet (Deniz Celiloğlu) ile aynı evi paylaştığı, bölgenin yerlisi meslektaşı Kenan (Musab Ekici) ve ilçedeki lisede görevli, bir terör saldırısında sağ ayağını diz altından kaybettikten sonra kimliğini ve geleceğini sorgulayan, İstanbul’a atanmayı istemekten bile çekinen genç solcu militan Nuray öğretmen (Merve Dizdar) arasında gelişen karmaşık ilişkiler, tartışma ve kavgalar, açık sözlülükle iki yüzlülüğün flört ettiği davranışlar varoluşçu kaygılar, küçük oyunlar, sıradan bencillikler, ucuz kıskançlıklar...

Yorumladığı ana karakterin iç çelişkileri neden ve yaşadıklarının yoğunluğundan bunalan başarılı oyuncu Deniz Celiloğlu’nun, filmin en zor sahnelerinden birinde, Nuray’in kendisini yatakta beklediği odaya girip diğer kameranın önüne geçmeden önce, dekorun yan kapılarından birine yönelerek platoya çıkıvermesini nasıl yorumlamalı? Salt bir yönetmen cilvesi mi? Kurgusal sinemanın gerçekleri yansıtmaktaki yetersizliğine bir gönderme mi? Belki de simgesel bir fantezisi. Gerilimi düşürmeyi hedefleyen alaycı bir parantez de olabilir...

(Yönetmen Nuri Bilge Ceylan ile oyuncular Merve Dizdar, Deniz Celiloğlu ve Musab Ekici kırmızı halıda poz verdi.)

ETKİSİ HEMEN SİLİNMEZ

Bu arada, zaman zaman uzun monologlara dönüşebilen sert tartışmaların, yüksek iç basıncın patladığı, kızgınlıkların şiddetle dile getirildiği gerilimli ortamlardaki diyalogların küfür dolu çiğliğinin Fransızca altyazılara yeterince yansıtılmıyor olması, ciddi bir eksiklik doğuruyor. Ögretmenler de kabadayı ağzıyla küfür edebilirler! Türkiye’de son yıllarda yaşanan maddi/manevi bunalımların doğal bir yansıması bu. Geleneksel maço kültürümüzün bir noktada dışavurumu olan bu sert diyalogları yontmak, karakterlerin ruhsal gelgitlerinin yeterince anlaşılmasını, ortamın içerdiği gizli şiddetin yabancı izleyiciye gerektiği gibi ulaştırılmasını engelliyor.

“Kuru Otlar Üstüne” yönetmenine ikinci bir Altın Palmiye olmasa da ciddi bir ödül kazandıracak yoğunlukta, etkisi belleklerden hemen silinmeyecek özgünlükte bir film.

Aslında, 76. Cannes Film Festivali’nden şu ya da bu ödülü almasının ya da alamamasının herhangi bir önemi olmamalı.

Neden ödül aldığı kadar, neden alamadığı da merak konusu olması gereken bir film “Kuru Otlar Üstüne”...

11 DAKİKA BOYUNCA ALKIŞLANDI

Fransa’nın Cannes kentinde bu yıl 76’ncısı düzenlenen Cannes Film Festivali’nde “Kuru Otlar Üstüne” filminin gösterimi yapıldı. Gösterim sonrası Ceylan tam 11 dakika boyunca ayakta alkışlandı. 


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler