Bugün saltanatın kaldırılışının ve harf devriminin yıldönümü...

100 yıl önce bugün, Türk insanının kuldan bireye geçmesindeki en önemli adımlardan birisi atılarak saltanat Meclis tarafından kaldırıldı. Egemenliğin ulusa geçmesine yönelik bu tarihi adımdan 6 yıl sonra yapılan harf devrimiyle de ‘Muasır medeniyet seviyesine ulaşma’ hedefinin önemli bir temeli atıldı. Uzmanlar, saltanat özleminin ve dil devrimi karşıtlığının özünde Cumhuriyet düşmanlığının yattığına işaret ediyor.

Yayınlanma: 01.11.2022 - 02:00
Bugün saltanatın kaldırılışının ve harf devriminin yıldönümü...
Abone Ol google-news

1 Kasım tarihi, saltanatın kaldırılması ve Harf Devrimi gibi Türk Aydınlanması açısından iki önemli devrimin simgesel anlamını temsil ediyor. Cumhuriyet söz konusu iki adımı tarihsel ve güncel anlamlarını uzmanlarla konuştu. Uzmanlar iki sürece ilişkin önemli bilgileri paylaştı. 

Saltanatın kaldırılma sürecini değerlendiren Prof. Dr. Hakkı Uyar, söz konusu dönemde Birinci Meclis, içindeki iki ayrı grubun hatta bağımsızların bile olumlu yönde oy kullandığına dikkat çekti. Uyar, “1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasına ve Vahdettin’in İngilizlere sığınmasına giden sürecin Birinci Meclis’te sadece Mustafa Kemal Paşa’nın kişisel ya da ekibinin bir girişimiyle gerçekleşmediğini, bugün Atatürk’e karşı kullanılan Dr. Rıza Nur, İkinci Grup, Hüseyin Avni Ulaş gibi muhalif unsurların da desteğiyle sağlandığının altını çizmek isterim. Bu karar, Milli Mücadele’yi başaran ve Cumhuriyeti kuran tüm vatanseverlerin ortak iradesiydi” ifadelerini kullandı. 

(Prof. Dr. Hakkı Uyar)

Saltanatın kaldırılmasının, ulusal egemenliğin önündeki önemli bir engelin kaldırılması anlamına geldiğini belirten Doç. Dr. Mehmet Emin Elmacı, “Saltanatın kaldırılması; ‘ulusun azmi ve kararı’ olarak ilk kez Amasya Genelgesi’nde beyan edilen Türk ihtilalinin son aşamasıdır” dedi. Elmacı, “Atatürk; Saltanatın zararını sembolik olarak 1925’de İzmir’de halka seslenirken; ‘Saltanat annemi felç etti’ sözleriyle açıkça göstermişti” diyerek Atatürk, II. Abdülhamit döneminde askeri öğrenci iken sürgüne gönderildiğini duyması nedeni ile annesinin felç kalmasına yaptığı göndermeyi anımsattı.

(Doç. Dr. Mehmet Emin Elmacı)

‘DÜNYAYI DA ŞAŞIRTI’

‘‘Dili doğru ve anlamlı kullanmak herkesin sorumluluğudur” diyen Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, 1950’den bu yana, özellikle her seçim mevsiminde tutucu iktidarların en sıcak konularından birisinin din, ötekisinin ise dil olduğuna dikkat çekti.

Özel, şunları söyledi: “1 Kasım 1928’de yapılan Harf Devrimi, Türkçe üzerindeki 600 yıllık boyunduruğu kaldırmak için atılan, dünyayı da şaşırtan güçlü bir adımdır. Harf Devrimi, laik Cumhuriyeti sindiremeyen siyasetçilerle sözde aydınların söylediği gibi bir gecede yapılmadı. Cumhuriyetin 5’inci yılına dek Arap abecesi, 9’uncu yılına dek Osmanlıca kullanıldı. Bugün Harf ve Dil Devrimi üzerinden Atatürk’e saldırarak Osmanlılık düşü kuranlar, Cumhuriyetten önce yazı ve dilin yenileşmesi savaşımı veren Osmanlı aydınlarına da saygısızlık yapıyorlar.” 

(Sevgi Özel)

BAYRAKTAR: TÜRKÇEYİ ÖZGÜRLEŞTİRDİ

Bu tarihi eylemi “Dil Devrimi” olarak tanımlamanın daha doğru olacağının altını çizen  “Dil Devrimi; Türkçeyi özgürleştirerek bize kimliğimizi hatırlattı. Özbenliğimize yeniden dönüşün harflerle ifade edilişi, düşüncenin ve hedeflerin yeniden ‘biz’ oluşu, dilde anlaşılır ve uzlaşılır olunması, iletişime ve daha da önemlisi okuma-yazma öğrenimine dönük sorunların ortadan kaldırılması sağlanmıştır” dedi.

(Dr. Çiğdem Bayraktar)

Dil tartışmalarının Cumhuriyetten önce başladığına değinen Bayraktar, “Dilinizi koruyabildiğiniz ölçüde dilin üzerinde taşıdığı ulus kimliği, tarihi birikimi yaşatabilirsiniz. 1839 Tanzimat Fermanı sonrasında alfabe tartışmaları çıkmıştı. Mustafa Kemal Atatürk kendinden önce başlamış bütün dil tartışmalarına dilde kendine, özüne, kimliğine dönüş hedefi ve açısı altında Dil Devrimi’ni gerçekleştirerek noktayı koydu” ifadelerini kullandı.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler