Ertan Aksoy değerlendirdi: 'Aşırıya karşı makul siyaset'

Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanı (SODEV) ve AKSOY Araştırma Şirketi'nin kurucusu Ertan Aksoy; gündemdeki son gelişmeleri, verilere dayalı analizlerle, siyasilerin gündem belirleyen açıklamalarını ve bu açıklamaların toplum üzerindeki etkilerini Cumhuriyet için değerlendiriyor. İşte Ertan Aksoy'un bu haftaki değerlendirmesi...

Yayınlanma: 29.08.2022 - 10:05
Ertan Aksoy değerlendirdi: 'Aşırıya karşı makul siyaset'
Abone Ol google-news

Siyasetin en temel tanımı ne diye sorsanız “sonuç alma sanatı” derim. Siyaset kadar, sonuç aldığı sürece yanlış yapmanın, kötü olmanın kabul edilebilir olduğu başka bir alan yoktur. Seçim kazandığınız sürece, otoriter olabilir, nefret suçları işleyebilir, yolsuzluklara bulaşabilir, toplumun ekonomik ve sosyal kazanımlarını elinden alabilir, koca bir ülkeyi yoksullaştırabilir ve daha birçok olumsuzluğa, ayıba imza atabilirsiniz. Yine tüm bunları yapmanıza rağmen “başarılı siyasetçi” olarak görülebilir, yolunuzda ölecek ve öldürecek insanlar da bulabilirsiniz. Üstüne üstlük, uyku saati dışında tüm zamanını sizi eleştirmeye adamış insanlar kendileri için size benzeyen bir lider de arayabilirler. En az sizin kadar tehditkar konuşacak, “ayar verecek”, talimatlar yağdıracak, ihtiyaç olmasa bile ara ara masayı yumruklayacak kadar kötü bir kopyanızı bulduklarında “yürü önümüzde” diyebilirler. Bir de bakmışsınız ki size rakip olmak isteyen siyasetçiler, sizi bir yanlış olarak görmek yerine taklit ediyorlar ve seçmenleri de bundan fazlasıyla memnun.

Türkiye’de siyasetin ilerleyişi uzun bir zamandır böyle. İktidar ve iktidarın lideri Erdoğan kendi güçlü olduğu alanda siyaseti inşa ederken, muhalefet sıklıkla onun istediği siyaset alanında mücadele verdi. İktidar ekonomik büyüme, kredilere erişim, sosyal yardımlar, konut ve araç edindirme, yandaşın kamuda kadrolaşması, altyapı projeleri ile ekonomik bir tatminle seçmen desteğini artırırken muhalefeti de inanç, kimlik ve yaşam biçimi tartışmaları ile boğdu. Kendisi toplumun gerçek gündemine bağlıyken muhalefetin enerjisini yapay gündemler ile emdi.

Bugüne gelirsek, bu konforlu siyaseti adım adım kaybetti. Olmayan ekonomi politikası, ülke tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birini üretti. Ekonomiyi toparlasın diye getirilen kadrolara bakıldığında, bu kadroların önceliğinin ekonomiyi öğrenmek olması gerektiği “piyasalar tarafından satın alındı.” Siyasal iletişimini, siyaset stratejisini belirleyen kadrolarını kaybetti ve yerine yetersiz, çoğunun düşün dünyası 15 yaş ergenine yakın bir kurmay kadro geldi. Sıklıkla “dosta güven düşmana korku veren video” iletişimine başvurdular. Siyasal iletişimi bırakıp biraz siyaset yapalım deseler ona da “MHP doğal sınırı” geldi. Sadece MHP’nin müsaade ettiği sınırlar içinde siyaset yapabilir durumdalar.

Tüm bunlardan çok daha önemli bir değişim daha oldu. Muhalefet iktidarın çektiği siyaset minderinden çıktı, iktidarı kendi siyaset minderine çekti. İnancı, kimliği, yaşam biçimini yarıştıran siyaseti terk etti. Yerine üretim ve bölüşüm tartışmasının merkezde olduğu, özgürlükleri ve eşit yurttaşlığı savunan, dışlayıcı siyaset yerine kapsayıcı siyaseti getiren bir “makul”ü inşa etti. Başörtülü kızların başını nasıl örtmesi veya örtmemesi üzerine yürüyen tartışmaları kot taşlama işinde çalışan başörtülü kızların maruz kaldıkları mesleki hastalıklara ve emek sömürüsüne getirdi. Sabah erken uyananın topluma ilk bağıran olduğu iktidar bloğuna karşı, toplumu dinleyen bir siyaseti tercih etti. Bakanların istifa etmek yerine af dilemek zorunda bırakıldığı siyasete karşı, kibirden uzak bir anlayışla son seçimde 13.218.754 oy almış parti ile 411.190 oy almış parti, kurdukları masaya doğrusunu yaparak eşit olarak oturdu. Bakın bu aşırıya karşı makul siyaset nasıl sonuç almaya, oy oranlarına yansımaya devam ediyor.

Gördüğünüz üzere iktidar bloğundaki başta dönek siyasetçiler olmak üzere öne çıkan bir çok ismin boyun damarlarını patlatırcasına bağırarak konuşması, geçtim Alevileri, Kürtleri, Ermenileri, Gezi’yi, kendi halinde bir şarkıcıyı bile hedef almaları sorunlarını çözmediği gibi büyütüyor. Kendini ekonomik ve sosyal bir kaosun içinde bulmuş toplumu daha fazla kutuplaşmaya itmeleri, kendi kutuplarını büyütmediği gibi küçültüyor. Hedefleştirme siyaseti, kendilerini hedef haline getiriyor.

Çok partili hayata geçtiğimizden bu yana neredeyse kesintisiz ilerleyen bir siyaset hattı var. Bu hat CHP ve CHP’yi hedef alan sağ siyaset hattı. Türkiye siyasi tarihini CHP ve CHP karşıtlığı üzerine kurulmuş sağ siyasete indirgeyebiliriz. En temelinde CHP’yi toplumun zihnininde travmalaştırmaya çalışan bu siyasetin en güçlü olduğu dönem, siyasal İslamcı partilerin çıkışı ve devamında AKP’nin kurulduğu dönem. Özellikle de 2000’li yılların başından bu yana sağ siyasetin hedefinin merkezinde CHP vardı. Peki bu çaba başarılı oldu mu sorusuna birlikte yanıt arayalım.

Görüldüğü üzere 100. yılına giden CHP’ye asla oy vermem diyenlerin oranı toplamda yüzde 41,8 iken 21. yılına giren AKP’ye asla oy vermem diyenlerin oranı yüzde 56,2. Keza 53. yılındaki MHP yüzde 61,2, 10. yılındaki HDP yüzde 79,5 ve 4. yılındaki İyi Parti yüzde 49,7 asla oy vermem diyen bir seçmen grubuna sahip. Aşırıya karşı makulün nasıl sonuç alacağına dair en iyi örneği sanırım bugünkü CHP oluşturuyor. Bugünkü diyorum çünkü 100. yılına giren partinin en düşük karşıtlığa sahip olması, bugünkü CHP yönetiminin büyük başarısıdır. İlk seçimin sonucunu belirleyecek en önemli unsurlardan birinin bu durum olduğuna inanıyorum. 

Ülkenin siyasal tarihinin en zor mücadelelerinden biri bizim kuşağımıza düştü. Bir yandan bu mücadeleyi verirken bir yandan da bize düşeni, bize yakışanı yapmakla, eleştirdiğimize benzememekle yükümlüyüz. İktidar özgürlüğümüzü tehdit ederken, sevdiklerimize, dostlarımıza hak etmedikleri bedelleri ödetirken, bizler de yaratmak istediği tahrikleri doğru okuyup, dayattıklarını reddetmekle sorumluyuz. Karşımızda masaları yumruklayanlara karşı, bize yakışanı yapıp sevgili Erdal İnönü’nün dediği gibi “masanın ne suçu var” düsturunu benimsemeliyiz.  

 


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler