Davanın tek tutuklusu avukat Akın Atalay'ın serbest bırakılması için bir araya gelen avukatlara, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de destek verdi. Özel konuşmasında, "Akın Atalay tutuklu oldukça hepimiz tutukluyuz" dedi.
Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda Cumhuriyet Gazetesi davası kapsamında Nisan 2017'den itibaren her hafta perşembe günleri tutulan Adalet Nöbeti'nin 52. haftasında da avukatlar, açıklama öncesinde adliyenin atriumunda toplandı. Themis heykellerinin altında bir süre nöbet tutan avukatlar, daha sonra adliyenin önünde basın açıklaması yaptı. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, gazeteci Ahmet Şık, karikatürist Musa Kart ile avukatlar Mustafa Kemal Güngör ve Bülent Utku'nun bulunduğu açıklamaya, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de destek verdi.
"Akın Atalay tutuklu oldukça hepimiz tutukluyuz"
Avukat Erkan Ünüvar, ÇHD İstanbul Şubesi Başkanı avukat Gökmen Yeşil ve ilk Adalet Nöbeti'nde gözaltına alınan avukatlar adına avukat Sevinç Sarıkaya'nın konuşma yapmasının ardından CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel basın açıklaması yaptı.
Özel, Adalet Nöbeti'nin Adalet Yürüyüşü'nün ilham kaynaklarından biri olduğunu belirterek "Adalet Nöbeti, 6 Nisan’da başladı. 15 Haziran’da başlayan dünyanın süre, katılımcı ve mesafe olarak en uzun siyasi yürüyüşüne ilham kaynağı oldu. Adalet yürüyüşünün ilham kaynaklarından bir tanesi Ghandi’nin Tuz Yürüyüşü ise isminin Adalet yürüyüşü olmasındaki ilham kaynaklarından bir tanesi Adalet Nöbeti’dir, Buradaki direnişin yüreklerimize doldurduğu direniş ve dayanışma duygusudur. Bugün burada Cumhuriyet davasından tutuklanan, eğilmeden bükülmeden kahramanca Silivri zindanlarında direnen ve bugün burada dışarıda kucaklaşmanın mutluluğunu yaşadığımız Cumhuriyet gazetesinin yazarları, çizerleri, yöneticileri ile bilikte olmaktan mutluluk duyuyoruz ancak elbette ki eksiğiz. Akın Atalay bugün Cumhuriyet gazetesi davasının son tutuklusu olarak ve hakimin kendisine verilen talimatı ifşa edercesine "Kaptan gemiyi son terkedecek” diyerek, yani "Elbette çıkacaksın, çıkmalısın, haksızca buradasın ama en son seni bırakmamı talimatlandırdılar” diye kendisini ve kendine saraydan gelen talimatı ifşa ettiği bu süreçte Akın Atalay tutuklu oldukça hepimiz tutukluyuz. Sadece o değil, çağdaş hukukçular tutuklu oldukça hepimiz tutukluyuz. Sadece onlar değil Türkiye'de mesleklerini yaptıkları için gazeteciler tutuklu oldukça hepimiz tutukluyuz, Hangi partiden olursa olsun milletvekilleri tutuklu oldukça partilerin yöneticileri siyasetçileri sadece siyaset yaptıkları için sadece milletvekili olarak kendilerine verilen vekalet görevini kürsüde icra ettikleri için tutuklu oldukça hepimiz tutukluyuz. " dedi.
"Adalet nöbetçileri kazanacak"
Ne Adalet Nöbeti'nin ne Adalet Yürüyüşü'nün bitmeyeceğini belirten Özel, "Bugün İstanbul'da gökyüzüne bakıldığında kapkara bulutlar var. Bu bulutları Türkiye'nin üzerine adına ittifak dedikleri MHP ve AKP'nin OHAL düzeni getirdi. Bu karanlık bulutların ardındaki mavi gökyüzünü görmek istiyoruz. Bunun bir ölçüsü bir işareti var o da ilk çağlardan beri hep hayranlık duyulan, karşısında eğilinen, yürekte neşe uyandıran gökkuşağıdır, Önümüzdeki süreçte farklı renklerin yan yana durduğu birbirinin içine ve işine karışmadığı ama ortak taleplerde kahramanca yan yana durup bulutların arasını açtıkları ve ve birazdan çıkacak güneşi, masmavi gökyüzünü müjdeledikleri bir süreci önümüzde yapılacak ve saray rejiminin başlangıcı için birilerinin sabırsızlandığı ama demokrasiyi, barışı, parlamenter sistemi, hukuku, adaleti, kuvvetler ayrılığını geri getirecek ve hepimizin bayramına dönüşecek o süreç için sabırsızlanıyoruz. O güne kadar yanyana durmaya, birlikte olmaya, birbirimizin yanında Türkiye'nin ortak geleceği için, barış, kardeşlik ve demokrasi için yürümeye, direnmeye devam edeceğiz. Saray rejimi başlamadan bitecek, saray rejimine karşı hepimizin, demokratların, halkların, tüm siyasi partilerde bu ülkenin ortak geleceğini özleyenlerin birlikteliği kazanacak. Korkmuyoruz, onları yeneceğiz. Adalet yürüyüşçüleri, adalet nöbetçileri kazanacak" dedi.
"Tam 52 hafta boyunca çoğalarak, sesimiz daha da bir gürleşerek adalet nöbetini sürdürdük"
Avukat Gülsün Sop ise "Akın Atalay, Mustafa Kemal Güngör ve Bülent Utku nezdinde tüm haksız tutuklamalara karşı adalet arayışımızı başlatmıştık bu ilk nöbetimizde. O gün adliye içinde son derece sert bir müdahale ile karşılaştık. Darbelere maruz kaldık, şiddet gördük ve adliyeden atıldık. 8 avukat arkadaşımız Kemal Aytaç, Erkan Ünüvar, Sevinç Sarıkaya, Anıl Başoğlu, Kıvanç Kayaoğlu, Özge Serdar ve Diren Yeşil gözaltına alındılar. Aynı gün akşama doğru arkadaşlarımıza kavuştuğumuzda sevindik ancak sevincimiz buruktu. Çünkü Erkan Ünüvar’ın ayağı, Gökmen Yeşil’in burnu kırılmıştı. Nöbeti bırakmadık. Tam 52 hafta boyunca çoğalarak, sesimiz daha da bir gürleşerek adalet nöbetini sürdürdük. Bu süreçte adalet nöbeti, meslektaşlarımız, gazeteci ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi dostlarımız başta olmak üzere her hafta hak ve adalet çağrısı yapılan bir platforma dönüştü. Adalet nöbetinin giderek kazandığı bu ivmeyi ve anlamı herkesten çok bu arkadaşlarımıza borçluyuz" dedi.
"Kürtler siyasetçileri, gençleri cezaevlerine doldurulmasına rağmen özgürlük türküsü söylemeye devam ediyorlar"
Tarih boyunca zulüm, diktatörlük olduğu sürece direniş de olduğunu belirten Avukat Erkan Ünüvar, " Adalet Nöbeti herkesin en umutsuz olduğu dönemde başladı, bu direniş bugün 1 yılını doldurdu. İşçiler grevleri yasaklanıyor, sendikaları yok ediliyor ama direnmeye devam ediyorlar, metal fırtınalar yaratıyorlar. köylüler HES'lere karşı direniyorlar. Kadınlar ölümüne de olsa şiddete karşı yaşam mücadelesini devam ettiriyorlar. Kürtler siyasetçileri, gençleri cezaevlerine doldurulmasına rağmen özgürlük türküsü söylemeye devam ediyorlar. Velhasıl direniş her zaman devam ediyor. Onur Hamzaoğlu tutuklu oldukça biz aslında dışarıda açık cezaevinde yaşıyoruz. Onu almadan hiçbirimiz özgürlük denen şeyin ne olduğunu yaşamıyor olacağız" dedi.
"Muhalefet ve itiraz edenler ailesine sahip çıkacağız"
Avukat Gökmen Yeşil, Adalet Nöbeti için "Bu bir yenme yenilme tartışması değil" dedikten sonra, önemli olan bizler bir tercihte bulunuyoruz. Geçmişten bugüne hakkı gaspedilenin, emeği, alınteri yağmalananın, özgürlüğü elinden alınanın yanında olmaya çalışıyoruz. Avukatlara bu konuda daha çok iş düşüyor. Çünkü sadece mahkeme salonlarında değil, avukat öğrencinin, kadının, işçinin, emekçinin işinden atılan memurun omuzdaşıdır, mücadele arkadaşıdır. O sebeple itiraz eden tarafta olmak bizim için mutluluk vesilesidir. İtiraz edenlerin, mücadele edenlerin arasında olduğum için mutluyum. Avukat arkadaşımız Özgür Yılmaz, tutuklu iken getirildiği bir duruşmada “Devrimci iseniz mutlusunuz. Mahkeme heyetine de teklif ediyorum” demişti. Bugün iki devrimci avukatın tutuklu olmalarına rağmen yine evleri basıldı ve kızları gözaltına alındı. Sanırım dikta, zulüm devrimcilere, muhaliflere, itiraz edenlere karşı klan hukuku uyguluyor. Önemli değil, biz geniş ailemize, ezilenler ve işçi sınıfı ailesine, muhalefet ve itiraz edenler ailesine sahip çıkacağız. İyi ki buradayız." dedi.
İktidar bize 'sizi kavgaya davet ediyorum' diyor. Davetiniz kabulümüzdür"
Her gün tutuklamalar ve gözaltılar olduğuna dikkat çeken Avukat Sevinç Sarıkaya, "Her yeni güne yeni bir tutuklama ile yeni bir gözaltı ile uyanıyoruz. tüm muhalif sesler bastırılmaya ve sindirilmeye çalışılıyor. Ama her baskı karşı direnç doğuruyor. İşte adalet nöbeti bu karşı direncin örneklerinden biridir ve bugün 1 yılını doldurdu. Adalet Nöbeti’nin ilk gününde polis bize hunharca saldırdı. Avukat arkadaşımızın birinin ayağını birinin burnunu kırdı. Ben dahil 8 arkadaşımızı darp ederek gözaltına aldı. Hakkımızda dava açıldı ve davanın ilk duruşması Temmuz’da görülecek. Oysa ki biz bize saldırıp, ayağımızı, burnumuzu kıran polislere karşı suç duyurusunda bulunduk. Dosyalarımızda ilerleme olmadığı gibi polisin orantılı güç kullandığı gerekçesiyle takipsizlik kararları verildi. Bunun orantılı güç olmadığını hepimiz biliyoruz, ama buna şaşırmıyoruz. Çünkü mevcut iktidar hukuku muhalif sesleri bastırmak için en güçlü silah olarak kullanıyor. Maalesef ki iddia ve yargılama makamı iktidarın noteri haline geldiler. Bir gün önce ‘şu kişiler hakkında işlet başlatılmalı’ deniyor, bir gün sonra o kişiler hakkında işlet başlatılıyor. Söz konusu kişiler hakkında iktidar ne istiyorsa ona göre yargılama sonucu sübuta eriyor. Savunma makamı olarak bizler ise bu duruma karşı çıkıyoruz ve her defasında görevimizi yapmaya çalışıyoruz. Gözaltına alınıyor, tutuklanıyoruz. İşkence görüyor, saldırılara uğruyoruz ama susmuyoruz. Şu an 22 meslektaşımız tutuklu durumda. Buna rağmen hepimiz meydanlardayız ve korkmayıp sinmediğimizi göstermeye çalışıyoruz. İktidar bize "Size baskı uyguluyorum. Sizi korkutup, sindiriyorum” diyor. Yani bize “Sizi kavgaya davet ediyorum” diyor. Biz de diyoruz ki “Korkmuyoruz, sinmiyoruz, gitmeyeceğiz ve davetiniz kabulümüzdür.”dedi.
Adalet Nöbeti 1 yaşında