Çanakkale Çan’da, termik santral çevresinde 'tehlikeli sonuç'

İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği (İDPAD), Türkiye’de kömürlü termik santrallerden kaynaklı emisyon salımlarını tesis özelinde ele aldığı raporların üçüncüsü, ticari sera gazı salımlarının çevresel etkilerine dikkat çekmek için 18 Mart Çan Termik Santrali’ne ilişkin hazırladı. Rapor için gerçekleştirilen ölçümlerde, termik santralden salınan PM 10 ve PM 2.5 maddelerinde nikel ve arsenik gibi ağır metaller tespit edildi.

Yayınlanma: 24.01.2024 - 17:31
Çanakkale Çan’da, termik santral çevresinde 'tehlikeli sonuç'
Abone Ol google-news

İDPAD, Türkiye’de kömürlü termik santrallerden kaynaklı emisyon salınımları, tesisler özelinde ele alarak, rapor hazırlıyor. 

Bu raporların üçüncüsü, Çanakkale’de bulunan 18 Mart Çan Termik Sentrali’ne ilişkin oldu.

Raporun yazarları arasında da yer alan derneğin proje yöneticisi Nuray Çaltı, termik santrallerin büyük kısmının güncel mevzuata uygunlukları belgelemek için rapor sunduğunu ancak gerekli çevresel yatırımlarını tamamlamadığını vurguladı.

Çevre izinlerinin olmasına karşın tesislerin çevre standartlarına uygunluğun konusunda soru işaretleri bulunduğunu kaydeden Çaltı, “Atıkların düzenli depolanması konusundaki yönetmelik değişiklikleri, tesislerin atık depolama süreçleri hakkında çeşitli muafiyetler getirmiştir. Santrallerin kül depolama alanları, özellikle zemin geçirimsizliği açısından mevzuata uygun bir şekilde işletilmemektedir” dedi.

Çaltı, tesislerin birçoğunda hava kalitesi ölçümlerinde, kirleticiler PM 10 ve PM 2.5 değerlerinin hem Dünya Sağlık Örgütü hem de Avrupa Birliği tarafından belirlenen sınır değerleri aştığının görüldüğünü, 18 Mart Çan Termik Santrali ölçümlerinde ağır metaller tespit ettiklerini aktardı.

Buna göre söz konusu santralin çevresinde nikel ve arsenik gibi kanserojen etkisi olan ağır metallerin, partikül maddelerin üzerinde olduğu ve doğrudan ciğere ulaşabilecek küçüklükteki PM 2.5 üzerinde yer aldığı saptandı. PM 2.5 ve PM 10 değerlerinin, AB ve DSÖ’nün belirlediği sınır değerleri bir ayda en az 24 gün boyunca aştığı da tespit edildi.

Çaltı, ölçümlerin özellikle yaz aylarında yapıldığına ve ısınma kaynaklı kirliliğin de bu değerler içerisinde yer almadığında dikkat çekerken, “nikelin özellikle solunum sistemi kanserine yol açtığının, arseniğin de toplumda fare zehri olarak bilindiğini” vurguladı ve “Hava kalitesinin kötü olmasına rağmen Çan 2 termik santralinde kapasite artışı çalışmalarının yapıldığı bilinmektedir. Kapasite artışları hava kalitesini daha da bozacaktır” diye konuştu. 

‘KRONİK ETKİLER İNCELENMELİ’

Çaltı, şunları kaydetti:

“Ağır metallerin yüksek seviyelerde ölçülmesi, bölgedeki hava kalitesinin insan sağlığı açısından riskli olduğunu göstermektedir. EÜAŞ 18 Mart Çan Termik Santrali’nin çevre izni olmasına rağmen ölçüm yapılan süre içerisinde özellikle kükürt emisyonları konusunda sınır değerler aşılmıştır. Çevre izninin iptal edilmemesi, çevre denetimlerine ilişkin endişelere yol açmaktadır. 

Çan bölgesindeki termik santrallerin çevre ve halk sağlığı üzerindeki kronik kömür etkileri incelenmelidir. Çan 2 Termik Santrali, önceki termik santraller gibi çevresel etkiler oluşturma potansiyeline sahiptir. Kapasite artışı çalışmalarının sürdürülmesi, bölgedeki hava kalitesini daha da olumsuz etkileyebilir.”

ACİL ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Çaltı, tesislerin çevresel yatırımlarını tamamlamak için acilen harekete geçmesi; mevcut çevre izinlerinin, standartlara uyum konusundaki gerçek ilerlemeyi yansıtması; tesislerin, sürekli emisyon kontrol sistemlerini düzenli olarak gözden geçirmesi; çevresel etkilerin düzenli olarak izlenmesi ve raporlanması; hava kalitesi ölçümlerinin daha sık ve hem coğrafi hem de niteliksel açıdan kapsamlı bir şekilde gerçekleştirilmesi; kömürlü termik santrallerin yerine temiz enerji çözümlerinin değerlendirilmesi çağrısı yaptı.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler