EBSO Başkan Yardımcısı Akdaş: 50 bin canımız gitti bir kişi istifa etmedi!

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Mart ayı Meclisi toplantısı gerçekleşti. Toplantıda söz alan  EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Akdaş, deprem ve sel felaketlerinin ardından kimsenin sorumluluk alarak istifa etmediğini söyledi ve etik yasasının çıkarılması için çağrı yaptı. 

Küresel ekonomide son gelişmelere dikkatinizi çekerek sözlerine başlayan Akdaş, ticaret savaşları, ambargolar, Rusya-Ukrayna savaşı, ABD’de yaşanan banka krizleri, FED’in faiz kararları, İsrail ve Fransa’da yaşanan protestolar küresel fırmaların istihdam azaltma planları gibi son günlerde yaşana olayları hatırlattı. 

“DOĞA İLE İNATLAŞILMAZ VE SAVAŞILMAZ”

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası enkazların kaldırılma ve yaraların sarılması için ellerinden geleni yaptıklarını da ifade eden Akdaş, “Deprem ülkesi olduğumuz gerçeğini görmezden geldiğimiz için her defasında çok acı bir biçimde deneyimlediğimiz, travmasını uzun yıllar yaşayacağımız, acısını ve yıkımını hiç unutamayacağımız deprem gerçeğiyle, 50 bini aşkın canımızı enkaz altında bırakarak, bir kez daha yüzleştik. Ayrıca, deprem bölgesindeki sel baskınları da gösterdi ki, doğa ile inatlaşılmaz ve savaşılmaz.  Aklın ve bilimin yolundan gitmediğimiz sürece sonuç hep aynı, hüsran” diye konuştu.

ETİK YASASI ÇAĞRISI

“Değerli arkadaşlar, en acı olan da ne biliyor musunuz?” diye devam eden EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, “50 bini aşkın canımızın yitip gittiği bu felakette tek bir kişi çıkıp da benim sorumluluğum var demedi. Bakın, depremi yaşadığımız günlerde Yunanistan’da bir tren kazası oldu ve  40 kişi hayatını kaybetti, akabinde Yunanistan Ulaştırma Bakanı görevinden istifa etti. Örnekleri çoğaltmak mümkün.  Bu nedenledir ki, kamu görevlilerinin ve siyasilerinin uymakla sorumlu olduğu Etik Yasası mutlaka çıkarılmalı ve Etik Suç’lar hukuk sistemimize girmelidir” ifadelerini kullandı.

“UTANÇ VERİCİ” 

Slaytlarla konuşmasına devam eden Metin Akdaş, “Atamızın hedeflediği modern Türkiye Cumhuriyetine yakışmayan bir haritayı içeriyor maalesef. Birleşmiş Milletler tarafından 191 ülke için hazırlanan bu haritaya baktığımızda Atamızın 1934 yılında kadınlara seçme seçilme hakkını veren Avrupa’nın ilk ülkelerinden olmamıza rağmen, bugün hala cinsiyet eşitsizliğinde 65. sırada olmamız utanç vericidir. Bu sıralamada en üst sıralardaki Avrupa’nın demokratik ülkelerinin seviyelerine ulaştığımızda Atamızın ruhu da o zaman huzur bulur diye düşünüyorum. Eğitim, işgücüne katılım, parlamentodaki kadın sayısı gibi kriterlerde kadınlarımızın önünü açmak zorundayız. Ayrıca seçimlere 47 gün kala tüm siyasi partilere çağrı da bulunuyorum. Lütfen listelerinizde kadınlara seçilebilecekleri sıralarda yer verin ve önlerini açın. Cumhuriyetimizin 100 yılında bize yakışan, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönmek ve gereğini yapmaktır” dedi.

“SEÇİMİ KİM KAZANIRSA KAZANSIN...”

Mustafa Kemal Atatürk’ün “İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki; bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki; bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?” sözleriyle devam eden Akdaş, “Bir kanadımız eksikken göklere yükselemeyiz. Seçimleri kim kazanırsa kazansın, insanı merkezine alan yeni bir kalkınma modeline ihtiyaç vardır. Yüzde 27’ye ulaşan yoksulluk oranı ve 0,40’a ulaşan GİNİ katsayısı Gelir dağılımındaki bozulmayı ve eşitsizliği bariz biçimde göstermektedir. Türkiye gelir eşitsizliği konusunda 0,4 puanla 37 OECD ülkesi arasında 34. sırada yer alıyor. Seçimler sonunda gelecek olan iktidarın ilk yapması gereken toplumsal adaleti sağlamak için öncelikle gelir dağılımındaki eşitsizliği ortadan kaldıracak önlemlere odaklanması gerekir” şeklinde konuştu.