Eğitim Sen Genel Sekreteri Zültüf Güneş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in “Toplumsal beklentiler ve bilgiye erişimin kolaylaşması nedeniyle” zorunlu eğitim süresinin kısaltılabileceğini açıklamasına tepki gösterdi. Bakan Tekin’in “toplumsal beklentiler ve bilgiye erişimin kolaylaşması” gerekçesinin zorlu eğitimin kısaltılmasıyla bir ilgisi olmadığının altını çizen Güneş, “Burada ifade edildiği gibi ‘toplumsal beklentilerden’ kastettikleri şey tarikat, cemaat, arka bahçeleri olan sendika ve sermayenin beklentileridir. Toplumun gerçekten böyle bir talebi yoktur. Öğretmenlerin, öğrencilerin, bilim insanlarının, pedagogların bu şekilde bir talebi olmamasına rağmen bunun bir toplumsal beklentiymiş gibi sunulması gerçeği yansıtmamaktadır. Yine iddia edildiği gibi bilgiye erişim kolaylığı, evet bugün internetin, teknolojinin geldiği noktada bilgiye erişim kolaylaşmış olabilir ama çocukların yoksulluk pençesinde, beslenme çantasında beslenme malzemesi koyamadığı, okul çantasında kırtasiye malzemesinin olmadığı, okula erişim için bir servisinin olmadığı yerde bilgiye erişme gerçekten de iddia edildiği gibi kolaylaşmamıştır. Evet bugün bilgiye erişme kanalları çok açıktır. Her çocuğun çantasında bir tablet olsa bu iddia karşılık olabilir ama bunun olmadığını görüyoruz” diye konuştu.
SUNİ GÜNDEM YARATMA
4 + 4 + 4 eğitim sistemine geçerken de toplumun beklentilerinin göz önüne alınmadığını aktaran Güneş, “13 yıllık süreçte yüz binlerce öğrenci eğitime erişemedi ve okuldan kopmak zorunda kaldı. Erken yaşta zorla evlendirilmek zorunda kaldı. Yine MESEM uygulamasıyla son 4-5 yılda onlarca çocuk staj yaptığı işletmelerde, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Onlarcası yüzlercesi yaralandı. Bugün TÜİK verilerine göre; 720 bin çocuk, çocuk işçi olarak çalışmak zorunda. Bunun yanında mevsimlik tarım işçileri ve diğer işlerde çalışan çocukları saymazsak çocuk işçiliği ciddi anlamda sorun olarak ortada durmakta. İddia edildiği gibi toplumsal taleplerden kast edilen şey sermayenin kendine ucuz iş gücü sağlama talebi dışında hiçbir talep değildir. Biz Eğitim Sen olarak bilimsel, laik, kamusal, toplumsal cinsiyet eşitlikçi ve ana dilinde eğitim hakkı mücadelesi yürütüyoruz.
Burada tartışılan zorlu eğitim yaşının kısaltılmasına dönük tartışmaların eğitimin diğer sorunlarını gölgede bırakmak adına suni bir gündem olduğunu düşünüyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı gerçekten samimiyse eğitime ilişkin kaygısı varsa eğitimin bütün sorunlarına ilişkin bütün birleşenlerle bir araya gelip bilimsel, pedagojik ve dünya örnekleri tartışılarak bunlar üzerinden bir eğitim süresi tartışması yürütülebilir. Bunun dışında yapılacak her türlü tartışma sermayeye ucuz iş gücü, kız çocukların okuldan koparılması ve eğitim hakkının engellenmesidir” ifadelerini kullandı.