Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, ekonomik bunalımın yansımalarını anlattı

Sahada yurttaşın nabzını tutan Vahap Seçer, “Toplum, hayat pahalılığından, yolsuzluktan, israftan, ayrımcılıktan, siyasetin gerginliğinden şikâyet ediyor” dedi ve ekledi: “Tüm bunlar sandığa yansır. İktidarın değişmemesi bir mucize artık.”

Yayınlanma: 11.03.2022 - 04:00
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, ekonomik bunalımın yansımalarını anlattı
Abone Ol google-news

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, AKP’nin ekonomideki yetersizliklerinin halka ciddi oranda yansıdığını belirterek önümüzdeki seçimlerde bir iktidar değişiminin kaçınılmaz olduğunu vurguladı. İşsizlik, demokrasi, hak ve özgürlüklerin kısıtlanması sorunlarının artık ertelenemeyecek noktada olduğuna da dikkat çeken Seçer, Millet İttifakı’nın toplumdaki arayışa güven vererek iktidara gelebileceğini belirtti. Pahalılık nedeniyle yoksul sayısının arttığını söyleyen Seçer, yurttaşa rahat nefes aldırmak için yürüttükleri projeleri anlattı. Başkan Seçer, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.

Vahap Seçer, Ankara Temsilcimiz Sertaç Eş’in sorularını yanıtladı.

"MAMA ALAMIYORLAR"

- Ciddi bir ekonomik kriz yaşanıyor, bu kriz Mersin’e nasıl yansıyor?

Aslında krize nasıl gelindi, ona da bakmak lazım. Pandemi kaynaklı küresel bir kriz yaşandığı kesin ve doğal ama ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik kriz, pandeminin yarattığı etkilerin çok ötesinde. Çünkü sistemleri oturmuş ülkelerdeki etkilenme oranıyla Türkiye’deki çok farklı. Muazzam bir enflasyon var, açıklananların kat be kat üzerinde.

- Sokağın nabzını tutan birisi olarak, sorunlar halka nasıl yansıyor?

Geçim sıkıntısı, insanların günlük ihtiyaçlarını karşılayamaması, buna dair şikâyetler ve talepler geliyor. Anne bebeğine mama, çocuk bezi, çocuklarına tencere kaynatacak bulgur, temel gıda maddelerini alamıyor. Yönetime geldiğimizden bu yana sosyal belediyeciliği öne çıkaran anlayışla politikalarımızı belirledik, bütçemizi de sosyal politikalara önem veren bir mantıkla hazırladık, stratejik planımızı buna göre yaptık. Pandemi, hayat pahalılığı sorunları kat be kat artırdı. Öngörülerimiz doğru çıktı. Gelir dağılımında adaletsizliğin tavan yaptığı illerin başında geliyor Mersin. Bir taraftan muazzam bir ticaret kenti, güzel bir cirosu var, bu cironun karşılığında merkezi bütçeye aktardığı bir vergi var, Türkiye’de de 5 ya da 6. sırada. Onun yanında yoksulunun olduğu bir kent. Bunları bilerek politikalarımızı uyguluyoruz. Ekonomik sıkıntılar devam ettiği sürece de amasız, fakatsız bu politikaları uygulamak zorundayız. 

"GENÇLER İŞ İSTİYOR"

- Sorunlar sandığa ne kadar yansır?

Kesinlikle sandığa yansıyacağını düşünüyorum. Türkiye’deki siyaset sosyolojisine bakmak lazım. Toplum, hayat pahalılığından, yolsuzluktan, israftan, ayrımcılıktan, siyasetin gerginliğinden şikâyet ediyor. Demokrasi, hak ve adalet arayışı talepleri var. Ortada bir memnuniyetsizlik var ama halkın da şu arayışı, kararsızlığı var, bunu da görmek lazım. Yerine kimleri koyacağım? Bizim, Millet İttifakı olarak bu gerçeği de görmemiz lazım. Bu analizleri, tespitleri yapmamız gerekiyor. Bir yanda Türkiye’ye uymayan bir elbise, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi var. Sistemi nasıl parlamenter sisteme dönüştüreceğiz, bu ayrı bir çalışma alanı. Ayrıca demokrasiyi güçlendirerek inşa etmek istiyoruz. Yargıyı, eğitimi düzene sokmak istiyoruz. Çünkü bunlar yoğun şikâyet alanları... En büyük sorun alanı ise ekonomi. Gençler iş istiyor, genel anlamda bir istihdam sorunu yaşanıyor, eğitimli işsizlik büyüyor, beyin göçü var. Bunların çok planlı restore edilmesi gerekiyor.

- Seçimlerde bir iktidar değişimi olacak mı sizce?

Sokağa çıktığınız zaman bunu gözlemlersiniz. Çok reel konuşuyorum; iktidarın değişmemesi bir mucize artık. Ben, süreç iyi yönetilirse mutlak surette değişim olacağını görüyorum. Bakın halka artık bir şey anlatmaya gerek yok. Ben fakirliği nasıl anlatayım? Zaten adam aç uyuyor. Çocuklarının karnını doyurmadan... Asgari ücret ortada, 4 bin 250 TL. Mersin biraz daha görece üretim merkezi, sebzenin meyvenin daha ucuz olduğu bir kent. İstanbul, Ankara gibi kentlerdeki insanları düşünün. Damdan düşen insanlara, damdan düşmeyi anlatmaya artık gerek yok. Elektriği, gıdayı, işsizliği, ücret düşüklüğünü anlatmaya gerek yok. Dolayısıyla iktidara gelmek istiyoruz. Bunu, siyasal aritmetik bir ittifak olanaklı kılıyor. Diğer taraftan güven vermemiz lazım. Bakın yerel seçimlerde muazzam bir başarı elde edildi. Bundan daha iyi bir referans olabilir mi?

PROJELER SARAY’DAN İMZA BEKLİYOR

- Metronun kredisi ne aşamada?

Yedi aydır 900 milyonluk kısım Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nda takılı. Oradan imzadan çıkıp Hazine’ye geçecek, bakan imzalayacak, ben parayı kullanabileceğim, daha kullanamıyorum. Oysa ki bizim metro projemiz, 2022 Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programı’nda var. Yani bu bir anlamda çelişki...

- Bir anlamda engelleniyorsunuz...

Tabii ki... Bizim bürokraside sadece borçlanmada değil birçok konuda engellemelerimiz var. Milli Emlak’tan talep ettiğimiz tahsisler, arazi tahsisleri, bu da kamu yararını ilgilendiren konular. Şu anda mevcut düzenli çöp depolama alanımız, kapasite olarak sonuna erişti. Hazine’den bir yer talebimiz var bir an önce orada tesisi yapmamız lazım yoksa Mersin’in çöpünü dökecek yerimiz kalmadı. Aylardır, hatta yılı geçti, imzadan çıkmıyor. Bunlar bize çok büyük sıkıntılar yaşatıyor. Biz pozitif ayrımcılık istemiyoruz. Hakkımız olan verilmiyor. Böyle sorunlar çok var, bunu net söyleyebilirim.

BU FİYATLARLA YAŞAMAK MÜMKÜN DEĞİL

- Pazarı gezerken gördük, Mersin’de bile muz fiyatları uçmuş...

Az önce pazarda vatandaşla sohbet ettim. Anamur muzu 8-9 lira. Biber burada yetişiyor 15, salatalık burada yetişiyor 10 TL. Bu rakamlar, hiç görülmemiş rakamlar. İnsanların bu fiyatlarla gıda maddeleri alıp geçinmeleri, yaşamlarını idame ettirmeleri mümkün değil. Dengelerin bozulduğunu gözlemliyoruz. Bu da uzun süreli ekonomik politikalara yönelik yapılan yanlışların sonucu diye değerlendiriyorum. Yoksa dengeler altüst olmazdı. Mutlaka pandeminin bir etkisi oldu. Ama alacağınız önlemlerle, çok daha hafif atlatmanız mümkündü, olmadı. Ekonominin yapısal sorunlarına dair, uzun süredir politikaların yanlışlığına dair gelişmeler olarak görüyorum.

"AMAÇ YARAYA MERHEM OLMAK"

- Ankara’da simit 3.5 TL. Siz bu fiyata ihtiyacı olana üç çeşit yemek veriyorsunuz. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

Bu, sonradan planlanmış bir hizmet değil. Seçilmeden bunu söyledik. Bu kentin geliri düşük aileleri var. Kadınlarımız akşama kadar tarlada çalışıyor. “Evine giderken kuracağımız mahalle mutfaklarından üç kap yemeğini alabilecek” dedik. 30 noktada bizim mahalle mutfağımız ve bir mobil mutfağımız var. Her gün bir ilçenin, kentin, meydanına park ediyor. İnsanlar 3.5 lira ödeyerek üç çeşit yemeğini alıyor. Ya da bu 30 sabit mahalle mutfağı noktasında alışverişini yapabiliyor. Bir öğün yemekle günü geçiren öğrenciler var. Biz, onlara yemeğini de çamaşırhanesini de çayını ve kahvesini de ücretsiz veriyoruz. Günde 12 bin kişi yararlanıyor. Bunların 7-8 bini tamamen ücretsiz.

- Toplu taşıma ücreti ne durumda?

Mersin’de toplu taşıma öğrenciye 1 TL ve 2024’e kadar bu böyle devam edecek. Zaten belediyecilik sinekle mücadele değil, halkın yarasına merhem olmak...

SPORCU KIZLARA EĞİTİM VERİYORUZ

- Kız çocuklarının eğitimi sürüyor mu?

Bunlar sporcu kızlarımız. “Kır Çiçekleri” projesi... 55 öğrencimiz var. Köylerden geliyorlar ve yoksul insanlar. Onları hocalarımız keşfediyor. Hem spor eğitimine gidiyor hem de okulda eğitimlerine devam ediyorlar.  

- Üniversitelilere yurt sağlama gayretinizi de biliyoruz...

Şu anda yurtlarımızın 108’i faaliyete girdi, 120’si de hazır, öğrenci alımına başladı. Merkez yurdumuz bitti. Belediyenin olanakları çerçevesinde onlara pozitif ayrımcılık yapıyoruz.

KIRSALDA KEÇİ PROJESİ

- Kırsalda uyguladığınız keçi projesi ne durumda?

Beş yıllık bir proje. İki yılı tamamlandı, Üçüncü yıla girdik. Her yıl 60 aileye 25’er koyun ya da keçi veriyoruz. Amaçlardan biri bölgeye ait, damızlık popülasyonuna katkı sunmak. Bu çok önemli bir proje. Bu insanlar hayvancılığı biliyor. Bir işletme kuruyoruz. Bu bir döngü, beş yıllık. İlk yıldaki aileler iki yılın sonunda bize birer yavru vermek durumunda. Biz, onlardan aldığımız hayvanları yeni 60 aileye dağıtacağız bu seneden sonra. Bir yıllık yem veriyoruz, ondan sonra kendi döngüsünü sağlıyor. Veteriner hizmeti veriyoruz. Yerel yönetimler günü kurtarmak için bu projeleri yapmamalı. Kaynak israfına tahammülümüz yok. Çok titizlikle seçtiğin ailelerle başlayacaksın. Ekipler gidip denetliyorlar. Dolayısıyla sonuç alabiliyoruz. Biz oy uğruna bunu yapmıyoruz. Para da vermiyoruz. Takip ediyoruz. Proje de tıkır tıkır işliyor. Bir de kaz projemiz var. Her yıl 100 aileye 100 kaz veriyoruz. Bunlar üreticiler tarafından üretilip büyütülüyor, kesim zamanı alınıyor. Kooperatif tarafından kesilip paketleniyor ve tanınmış bir zincir markete gönderiliyor. Bu yıl ilk yılımızı doldurduk gayet başarılı olduk, bu yıl da devam edecek.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon