Van Kadın Platformu'ndan ATK önünde 'Rojin Kabaiş' protestosu

Van Kadın Platformu'ndan ATK önünde 'Rojin Kabaiş' protestosu

13.10.2025 17:10:00
Güncellenme:
ANKA
Takip Et:
Van Kadın Platformu'ndan ATK önünde 'Rojin Kabaiş' protestosu

Van Kadın Platformu, Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada yeni ortaya çıkan DNA bulgularının ardından Van Adli Tıp Kurumu önünde protesto eylemi düzenledi.

Van Kadın Platformu, Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada yeni ortaya çıkan DNA bulgularının ardından Van Adli Tıp Kurumu (ATK) önünde protesto eylemi düzenledi. 

Van Barosu da, dosyanın önceki savcısı ve ATK yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu.

Düzenlenen eyleme kadın kurumları, sivil toplum örgütleri, siyasi parti temsilcileri ve yüzlerce öğrenci katıldı.

“Rojin Kabaiş için adalet” pankartının taşındığı açıklamada, “Rojin Kabaiş isyanımızdır”, “Erkek vuruyor devlet koruyor”, “Rektör istifa” ve “Bu intihar değil cinayet” sloganları atıldı.

Kadınlar adına açıklamayı okuyan Van Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi avukat Fatma Ülgen şunları söyledi:

"Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2024 tarihinde kaldığı KYK yurdundan ayrıldıktan sonra kaybolmuş, 18 gün süren arama çalışmaları sonucunda 15 Ekim 2024 tarihinde Molla Kasım Sahilinde cansız bedeni bulunmuştur. Aradan geçen bir yıla rağmen yürütülen soruşturmanın etkin bir biçimde ilerlemediği, dosya üzerinde kısıtlılık kararının sürdüğü ve telefon incelemesinin dahi tamamlanmadığı tarafımızca kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bir yıl boyunca Van Barosu ve Kadın Hakları Merkezi, Diyarbakır Barosu ve Kadın Hakları Merkezi tarafından Adli Tıp Kurumu’na Rojin’in vücudunda bulunan DNA’ların kimlere ait olduğunun ve vücudunun hangi bölgesinde bulunduğunun açıklanması için taleplerde bulunulmuştur.

Bugün itibarıyla Adli Tıp Kurumu’nun ikinci raporunda yer alan iki farklı erkeğe ait DNA bulgusu, dosyanın seyrini ve niteliğini açık biçimde değiştirmiştir. Bu bulgular, birinci DNA’nın göğüs bölgesinde, ikinci DNA’nın ise vajinal bölgede tespit edildiğini ortaya koymaktadır. Bu veriler, Rojin Kabaiş’in ölümünün “intihar” olarak yansıtılmasının ne denli hatalı olduğunu açıkça göstermektedir."

"DELİLLER ZAMANINDA TOPLANMADI"

"Rojin Kabaiş dosyasında bu yükümlülüklerin yerine getirilmediği; delillerin zamanında toplanmadığı, otopsi sürecinde ailenin ve vekillerinin sürece dâhil edilmediği ve dosyanın başından bu yana şeffaflık ilkesinden uzak bir biçimde yürütüldüğü görülmektedir. Rojin Kabaiş dosyası, kadınların şüpheli ölümlerinde sıklıkla karşımıza çıkan 'intihar' algısı ve cezasızlık pratiğinin bir başka örneğini teşkil etmektedir.

Bu tür dosyalar yalnızca bireysel vakalar değil; toplumda kadınlara yönelik şiddetin, ayrımcılığın ve yargısal ihmallerin yapısal göstergeleridir. Rojin Kabaiş dosyasında 6 Kasım 2024'te Adli Tıp Kurumu raporunda iki farklı erkeğe ait DNA örneği tespit edilmiş olmasına rağmen, kurum tarafından verilen raporlarda vajinada DNA’nın olmadığı bildirilmiş; fakat 10 Ekim 2025 tarihinde gelen ATK raporunda nihayet DNA örneklerinin göğüs bölgede ve vajinal bölgede bulunduğu açıklanmıştır.

Dosyanın seyrini kökten değiştiren böylesine önemli bir bilginin bu kadar geç sunulması, sürece ilişkin ciddi soru işaretlerini beraberinde getirmiştir. Öyle ki, Van Barosu tarafından ATK raporunu hazırlayan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Ayrıca, soruşturma dosyasında yer alan önceki ATK raporlarında bu bilgilerin bulunmamasına rağmen, dönemin Başsavcısı tarafından bir haber sitesine verilen röportajda, DNA örneklerinin Rojin Kabaiş’in karın ve göğüs kısmında bulunduğu yönünde gerçeğe aykırı bilgi kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bu açıklama hem soruşturmanın gizliliğini ihlal etmiş hem de kamuoyunu yanlış bilgilendirmiştir."

"BAŞSAVCISI HAKKINDA DA HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILACAKTIR"

"Bu nedenle, yanlış bilgi yayarak kamuoyunu yanıltma ve görevi kötüye kullanma gerekçeleriyle ilgili dönemin Başsavcısı hakkında hukuki süreç başlatılacaktır. Yine 10 Ekim tarihli ATK raporuna ilişkin; Rojin’in vücudunda bulunan iki erkek DNA’sının kime ait olduğunun bulunması ve faillerin ortaya çıkması için birçok tevsii tahkikat talebinde bulunulmuştur. Talep ayrıntıları, delillerin karartılması ve faillerin kaçması ihtimali göz önünde bulundurularak şu an için kamuoyu ile paylaşılamamaktadır. Rojin Kabaiş dosyasında yaşanan bu süreç, yalnızca bir delil tartışması değil; kadınların yaşam hakkının nasıl değersizleştirildiğinin ve adalet mekanizmasının cinsiyet temelli ihmalinin açık bir göstergesidir."

Açıklamanın ardından kadınlar oturma eylemi yaparak “Adalet sağlanana kadar mücadele edeceğiz” mesajıyla alandan ayrıldı.