Başka tür bir dokunulmazlık

28 Nisan 2023 Cuma

Seçime doğru son hızla gidilen kaotik ortamda sorular birbirlerini kovalıyor, monarkın sağlığıyla ilgili kritik gelişme düğümün oradan mı çözüleceği sorusunu gündeme getiriyor. Soruların çözüm anahtarı monark olduğuna göre soru da makul.

Ama sorun monarkın ötesinde, tüm bir monarşiyi kapsadığından yanıt orada da değil.

Bin bir soru içinde benim aklıma takılan ise şu Kızılay’ın tepesindeki adamın, Kerem Kınık’ın dokunulmazlığı.

Cumhuriyetin bütün kazanımlarının teker teker geri alındığı bir ortamda, Türkiye’nin her kurumundan, her köşesinden kötü kokular geliyor. Her şey kararıyor, her renk kirleniyor, birinciliği Kızılay’a veriyorlar.

Gün geçmiyor ki Kızılay’dan yeni bir skandal haber gelmesin. Kızılay’ın deprem için ayrılmış çadırları sattığı haberi geliyor. Büyük bir öfke patlıyor, her tarafı sarıyor, Kızılay’ın tepesindeki Kerem Kınık’a kadar ulaşamadan dağılıyor. Ardından, Kızılay’ın çadırlardan başka afetzedelere dağıtılacak gıda maddelerini de sattığı öğreniliyor, yine kamuoyunu sarsan bir öfke patlaması yine Kınık’a ulaşmadan sönen tepki...

Halkın kendisi Kızılay’da olanlara tepkili, ama bu tepki orayı çiftliği gibi yöneten Kerem Kınık'a ulaşmıyor. Ulusal tepki bir yerde dengeleniyor ve Kızılay’ın üst yönetimine ulaşamıyor.

***

Bir zamanların gözbebeği, nice afetten süzülüp gelmiş Kızılay’a tepki o boyutta ki halk kan vermiyor, ameliyatlar duracak raddeye geliyor, kamuoyunda büyük öfke seli, Kerem Kınık rahat mütebessim keyfini sürdürüyor.

Bu arada Kızılay’ı yeme faaliyetinin aile boyu olduğu çıkıyor ortaya, gene çıt yok.

Son olarak Kızılay kan fiyatlarına yüzde yüz zam yapıyor, Kerem Kınık katında yaprak kıpırdamıyor.

Türkiye skandallarla allak bullak oluyor, burada tabandaki tepkinin çoğu Kızılay’a yöneliyor. Ama Kızılay’ın tepesinde hiçbir şey olmuyor, her şey eski hamam eski tas devam ediyor.

İktidar bu durum karşısında tepkisiz ve sessiz.

İnsanlar, Kızılay’daki bir soygunun, bu yolsuzluğun, bu keyfiliğin, iktidarın haberi ve desteği olmadan sürdürülemeyeceğini biliyor ve bu skandalların faturasını iktidara kesmeye hazırlanıyor.

Ama yine kimse Kınık’a dokunamıyor. Kızılay adeta milletle alay ediyor, “İnadıma satarım, inadıma yaparım ve sen de bunu gıkını çıkarmadan sineye çekmeye mecbursun!” diyor halka.

Sonunda AKP’den Cevdet Bingöl, “Kızılay’da tabii hesap sorulacak, ama bunun yolları var, genel kurul yapılır orada hesap görülür” gibi bir açıklama yapıyor, yani bir anlamda iktidar kanadından bir tepki gelmeyeceğini ikrar etmiş oluyor.

***

21 yılın zulmü, yolsuzluğu, yoksulluğu yalnız iktidarı değil, rejimi değiştirmenin yolunu açarken bu durumda denize düşen yılana sarılır misali, tepkileri dindirmek ve yönünü değiştirmek için başvurmadık çare bırakmayan iktidarın, Kızılay karşısındaki bu sessizliğinin açıklaması ne?

Bu gitmekte olan iktidarın saflarında egemen olmaya başlayan ve zaman zaman da birbirleriyle çatışan davranış biçimlerinden biridir.

Talan ve yağma iktidarının yolsuzluklar konusundaki telaşı, şimdi yolsuzlukların hesabının verilmesinin daha düşünülmediği zamanda elde etmiş olduğu bir dokunulmazlığın, talan ve yağma dokunulmazlığının çözülmeyi önlemek için bir kez daha teyididir.

Kınık’ın Kızılay’da iktidarın onayıyla yaptıklarının hesabının sorulmasının talan yağma, yolsuzluk, hırsızlık dayanışmasının zayıflamasına yol açacağı korkusu Kızılay’da olanların hesabının sorulmasını engellerken zihinlerde iktidar ile Kızılay talancılarının ortak hareketlerinin de tepkiyi azaltan faktörlerden olduğu düşüncesinin yerleşmesine yol açıyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları